1. Bölüm

9.9K 408 64
                                    

Medya : Lara

assez d'arrêt
" Y-yeter artık d-dur "

Vücuduma inen darbeleri saymaya yetişemiyordum. Şerefsiz herif o kadar sert vuruyordu ki en son kaçta kaldı hatırlamıyorum bile.

Donnerez-vous à nouveau la première place à quelqu'un d'autre ?
" Bir daha birinciliği başkasına verecek misin ? "

Her zamanki gibi sorusuna cevap vermemiştim. Hem konuşacak gücü kendimde bulamıyordum hem de karşısında daha fazla ezilmek istemiyordum. Baba demeye utandığım adam deneme sınavında  ikinci oldum diye vücuduma sayısız iz bırakıyordu.

Ne kadar saçma değil mi ? Alt tarafı deneme de  ikinci olmuştum. Ama paşa hazretleri asla ikinciliği kabul etmez. Her zaman soy adıma yakışır bir şekilde birinci olmam gerekir. Sadece ders konusunda değil her yerde ismime yakışır davranmalı ve kesinlikle onlara laf getirmemeliyim.

Yoksa ne mi olur ? Şimdiki gibi alt tarafı bir kaç saatlik dayak seansı ardından da karanlık bodrum katı. Beni öylece karanlık bodrumda bırakıp gitmişti. Böyle olacağını bildiğim için zar zor ayağa kalkarak küçük gece lambamı yaktım. Evet 16 yaşındayım ve hala karanlıktan korkuyorum. Bu durum babamın üzerimde bıraktığı etkilerden yalnızca bir tanesi.

Düşününce onun yüzünden gerçekten sorunlu biri haline geldiğimi fark ediyordum. Beni ilk bodruma kitlediğinde 9 yaşındaydım ve o gün klostrofobimin başlangıcı olmuştu. Ayrıca onun yüzünden temastan korkar olmuştum. Biri bana dokununca istemsiz olarak ağlamaya hatta biraz daha ilerlerse kriz geçirmeye başlıyorum.

Some Lara problems.

Biraz daha bok gibi hayatımı düşünüp üstümdeki ağrıları yok sayarak zar zor  kendimi uykuya bırakmıştım.

°°°

Sabah uyandığımda zorlanarak da olsa ayağa kalkmış ve sessizce odama ilerlemiştim. Anne ve babamın odası en üst katta olduğu için sesimi duymazlardı fakat odası hemen benim odamın yanında olan abimin duyma ihtimali yüksekti. Ne olurdu sanki koskoca evde benim odamın yanında kalmasaydı. Hayatın bana götüyle gülmesine alıştım resmen.

Odaya girdiğimde yavaşça üzerimi çıkarıp aynadan vücudumu süzdüm.
Karnım ve sırtım hep iz ve morluklarla dolmuştu. Aslında düşününce hiç geçmemişti ki o morluk ve izler. Hatta her geçen gün yenileri ekleniyordu.
Olabildiğince sessiz oluyordum yoksa abim onu uyandırdığı için beni pişman ederdi.

Annemden sonra ilk hayal kırıklığımı abime karşı yaşamıştım. Küçükken bana vurduğunda şaka sanıyordum ta ki  gerçekleri görene kadar. Onun beni babama karşı korumasını beklerken o da annem gibi beni  kendimi korumaya mecbur bırakmıştı üstüne bir de babam gibi sürekli beni hırpalıyordu.

Daha fazla bunları düşünmeyip sıcak bir duş aldım ve sırtımın daha kötü olmasına rağmen yalnızca karnıma krem sürdüm. E napalm bizde ahtapot değilizki elimiz uzasın da bir yerlerimize yetişsin. Hayali bile güzel ya. Eğer kollarım sırtıma yetişsyedi baya bi rahatlardım. En azından yanma ve sızlama  hissi giderdi...

Bir an önce  evden uzaklaşmak için okul kıyafetlerimi hızla giyindim. Aslında Fransa da normal okulların okul kıyafeti yoktu hatta neredeyse hepsi serbest kıyafetle gidiyordu fakat babam sağolsun beni Fransa nın en disiplinli kolejine göndermişti. O okulda nefes alırken bile dikkat etmek gerekiyor. Yoksa bir bakmışsın okuldan kovulmuşsun.

Kötü yanları olduğu gibi iyi bir çok yanı da vardı. Mesela gittiğim okul sayesinde 5 dil öğrenmiş  , 2 müzik aleti ve buz pateninde de profesyonel olmuştum.
Hatta internetten çeviri yaparak kendi paramı kazanıyordum. Ne kadar çok katı kuralların olsa da seni seviyorum canım okulum.

Lara Where stories live. Discover now