u should be merman | 4

280 57 27
                                    

bir önceki bölümde, kaldığımız yerden;

bütün mürettebat ağ yumağının içinde duran yaratığa (?) göz atıyordu. herkes ne yapacağını şaşırmıştı. bunların başında da en çok hyunjin yatıyordu. küçüklüğünde anlatılan efsaneler onu bu yaşına kadar hep korkutmuştu.

fakat gördüğü şey güzel gözüküyordu, anlattıkları yaratıklar gibi değildi.
farketmeden yaklaştı ağın içinde hareketsizce duran yarı insan yarı balık gibi duran bedene.

felix ise etrafındaki insan topluluğundan o kadar çok korkmuştu ki, ölecekmiş gibi hissediyordu. ölümüne az kaldığını, birazdan onu öldüreceklerini düşünüyordu.

büyük bir hataydı, kara insanlarının peşine düşmek büyük bir hataydı. elinde büyük bir kılıçla ona yaklaşan insan bedeni onu bu düşüncelere kolayca itmişti.

jisung elindeki kılıç ile yavaşça denizden çıkan bedene yaklaştı. bir yandan da mırıldandı.
"kaptan..ne yapmalıyız?"

chan jisung'un sorusu ile transdan çıkmış, düşünmeye başlamıştı. ilk önce incelemesi gerekiyordu fakat onun ne olduğuna dair tahmini vardı. denizdeki canlılarla ilgili okuduğu kitabını düşündü. eğer gemiden çıkarmadıysa oldukça kolay olacaktı işi.

"ilk onu ağlardan kurtaralım. daha sonra hızlıca kaçmasına izin vermeden tutun. diğerleri iş başına! geç kalmamalıyız. biliyorum açsınız fakat biraz daha dayanın, elindeki kağıdı changbine uzattıktan sonra tekrar konuştu chan.

"bu yeni rota changbin, dümene sen geç. benim biraz ortalığı karıştırmam gerekecek." chan hızla geminin içine inerken felix korkuyla ne demek istediğini anlamaya çalıştı genç insanın.

onu görenin o olduğunu biliyordu. yüzünün hatlarını unutamayacağı şekilde net görmüştü. felix tuzağa düştüğünü ve şimdi öldürüleceğini biliyordu.

kılıç ona daha da yaklaşırken göz yaşları akmaya başladı, canı acıyordu. göz yaşları ilk defa karada akıyordu. biraz yanmaya başlamışlardı. "jeongin, ben ağı kestiğim gibi ağı onun üstünden çek ve sen de onu yakala hyunjin." ikiside biraz tırssa da kafa salladıklarında. jisung kılıcını hızla ağa geçirdi.

felix daha kılıç havadayken gözlerini sıkı sıkı kapatmış hiç hareket etmeden beklemişti. birden kollarını sıkan şeyden kurtulduğunu fakat onun yerine beline kolların sarıldığını farketti. yine de bir süre gözünü açmadı.

"tuttum onu!" hyunjin korkudan gözünü kapatmış şekilde bağırırken diğerlerinden ses gelmediğinde biraz endişelenmişti.

"vay be.." jeongin'in mırıldanışı ile yavaşça burnuna dolan ferah koku gözlerini açmasını sağladı. kucağına aldığı garip balığı yandan tuttuğu için yüzünü görebiliyordu.

masmavi kuyruğu ve sapsarı saçları ile yüzündeki doğal güzellik onun büyüleyici bir şey olduğuna inandırmıştı herkesi. "ağlıyor.." hyunjin mırıldandı, gözünden akan ve parıldayan göz yaşı bunu gösteriyordu.

"hemen gardımızı indirmeyelim! belki sadece tuzağına düşürmeye çalışıyordır bizi." jisung konuştuktan sonra elindeki kılıcı sıkıca tutmaya devam etti.

felix ise hala nefes aldığının farkındaydı, merakı ona gözlerini açmasını söylüyordu. o da öyle yaptı. yavaşça gözlerini araladığında. ilk dikkatini çeken kılıcı ona doğru tutan kara insanı oldu.

sadece düşündü felix, eğer onu öldürmek isteseydi hemen yapardı değil mi? belki sadece kendini koruyordu. buna inanmak istedi ve ardından gözleri belindeki kolların sahibine kaydı. felix açık kahve tonu gözleri hyunjin koyu gözleri ile buluşunca ikiside yakından birbirini izledi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 18, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

𝐜𝐢𝐧𝐧𝐚𝐦𝐨𝐧 𝐛𝐨𝐲' 𝐜𝐡𝐚𝐧𝐥𝐢𝐱Where stories live. Discover now