37

1.2K 163 344
                                    

Bir ay sonra gelen yb'den merhaba 😣✋🏻

Önceki bölümü ateşim çıktığında atmıştım bunu da şu an hastalıktan geberirken atıyorum öaçalqölw

Yani bu fice ne zaman yb gelse bana bir şey olmuş demektir 🤠

Neyse fazla içime sinen bir bölüm olmadı ama içime sinen hiç bölüm olmadı sanrım

Boşu kestim tamam

Yorum atarsanız çok mutlu oluyorum öyle 🤧

**

Bölüm 37: seviş benimle

"Ah, evet! Tam orası!"

Hyunjin'in terlemiş yüzüne ve alnına yapışan saçlarına baktım. Yorulduğu her halinden belli oluyordu. Eh, ben de oldukça yorgundum fakat başladığımız işi bitirmemiz lazımdı

"İyice soktun değil mi?"

Şüphe dolu sesime karşı Hyunjin bıkkınca bana baktı,"Soktum işte Jeongin!"

Başımı aşağı yukarı salladım ve geri çekilip güneşin altında yapmaya uğraştığımız çadıra baktım

Bekle

Neden öyle bakıyorsun?

Hadi ama bölümün başından sevişecek değiliz..

Resmen yaparken canımızı çıkaran çadıra baktıktan sonra bana döndü Hyunjin ve elini uzattı, "Çak!" dediğinde elimi, eline vurdum

"Kazıkları sokmak da amma zormuş." dediğimde Hyunjin mırıldanarak beni onayladı. Ardından arkamızda kalan denizi gösterdi.

"Denize girecek misin?"

Sorusuyla birlikte bakışlarımı; güneş altında parlayan, bana huzur veren denize çevirdim. Sonunda gelmiştim. Gelmiştik.

Hyunjin ve ben denize kavuşmuştuk.

Burası minik bir kamp alanıydı ve gerçekten çok tatlıydı. Kumsala kurulan bir sürü çadır vardı fakat biz en köşeye, zor da olsa, kurmuştuk çadırımızı bu yüzden fazla insan yoktu bu tarafta. Eh, bu her yönden bizim için iyiydi.

Hyunjin'in sadece beni kattığı cümleye kaşlarımı çattım, "Misin, derken? Gireceğiz Hyunjin."

Hyunjin ayağıyla kumu eşelemeye başladı, "Ben bilmiyorum ama yüzmeyi.."

Onun bu küçük çocuk gibi halleri onu sımsıkı sarıp kollarım arasında sıkıştırma isteğimi körüklüyordu. Şu an ise bunun yerine eğdiği yüzünü avucum içine alıp bana bakmasını sağladım. Hyunjin'in kahverengi irisleri beni buldu

"Ben öğretirim ki sana. Korkmazsın değil mi?"

Hep böyle yapıyordu Hyunjin. Beni bir şeye eriştiriyor fakat kendisini geri çekiyordu. Halbuki istediğim bu değildi ki?

Emin olmayarak gözlerini kırpıştırdığında gülümsedim, "Sensiz bir anlamı olmaz ki Jinnie'm."

Öyleydi. Hyunjin olmadan hiçbir şeyin anlamı yoktu artık.

Hyunjin kıkırdadı ve gözlerini hızlıca yumup beni onayladı. Dayanamayıp parmak uçlarımda durarak burnuna bir öpücük kondurdum.

"O zaman giriyor muyuz şimdi?"

Stolen Cookies | HyuninWhere stories live. Discover now