Norbert

1.1K 93 17
                                    

Noel tatili bitmiş ve bütün öğrenciler okula dönmüşlerdi. Hermione tatil falan dinlememiş sürekli araştırma yapmıştı. Diğerleri bunu duyduklarında çok da şaşırmamışlardı. Ama Hermione'nin kapsamlı araştırmasına rağmen taşı kimin istediğini bulamamışlardı.

Harry tatilde yaşadıklarını diğerlerine de anlatmak için her zaman oturdukları ağacın altına oturdular. Harry anlattıkça Ron ve Hermione çok şaşırıyorlar bazen araya girip sorular soruyorlardı. Snape'in hediyesini verdiği ana kadar Draco zaten biliyordu. Ama hediye kısmını o da pür dikkat dinlemişti. Ve aklındaki şüpheler gittikçe doğrulamıştı.

Draco tatilin son günü akşam annesi ve babasına bu durumu sormak için odalarına gittiğinde açık kapıdan konuşmalarının birazını duymuştu. Konuşmanın sonuna geldiği için çok bir şeyler anlamamıştı ama yapbozun parçalarını birleştirdiğinde kafasında bir şeyler oluşuyordu. Annesi ve babasının konuşmasından Harry ve Sev amcasının bir kan bağları olduğunu anlamıştı. Harry'e hala bir şeyler anlatmamıştı. İlk önce Sev amcasına soracaktı.

Harry hediyesini gösterdiği zaman herkes büyülenmişti. Hermione'nin de Ron'un da birçok sorusu vardı ama sorularını cevabı Harry'de yoktu. O yüzden kimse sorularını dile getirmemişti.

Harry hediyesini tekrar kıyafetinin altına soktuktan sonra tatilde aklına gelen bir fikri arkadaşlarına anlatmaya başladı.

"Taş hakkında biraz düşündüm ve bir fikrim var." Harry kısa bir nefes aldı ve arkadaşlarına bakıp devam etti.

"Taşın Hogwarts'ta saklandığını düşünüyorum. Hagrid beni Gringotts'a götürmeden önce orasının en güvenli yer olduğunu söylemişti. Ama Hogwarts'tan sonra. Yani anlıyorsunuz değil mi?"

Hermione aklında ki düğümler yavaş yavaş çözülüyormuş gibi düşüncelerini dile getirdi.

"Tabii ya güvenli yerden daha güvenli bir yere. Aferin Harry bu işimize oldukça yarayacak."

Draco'nun da aklına bir şey gelmişti.

"O zaman troll dikkat dağıtmaca olabilir mi? Kim böyle güvenlikli bir yere bir trollü görünmeden sokabilir ki." 

Draco'nun fikri bunu neden daha önce düşünemediklerini sorgulattı. Trollün bu işle bir bağlantısı olduğunu hepsi kabul etti. Birisi trollü içeri sokup dikkatler dağınıkken taşı almaya çalışacaktı. Ama planı başarısız olmuş olmalıydı yoksa hiçbir profesör böyle sakin olmazdı bu zamana kadar.

"Yetişkin biri yapmış olmalı dışardan birinin yaptığını düşünmüyorum. Buradan yani Hogwarts'tan biri olmalı." dedi Ron. 

"Bende öyle düşünüyorum. Ama neden böyle bir şey yapsın." dedi Hermione.

Harry başını iki yana salladı.

"Hayır. Asıl soru kim böyle bir şey yapar. Potansiyel şüphelilerimizi düşünelim." 

"Bildiklerimizden gitmeliyiz bence. Felsefe taşının burada olduğunu biliyoruz. Hagrid onu buraya getirdi. Ayrıca trollü buraya biri soktu. Bunu da bize Profesör Quirrell haber verdi." diye aklındakileri söyledi Draco.

"O gün yemekte olmayan bir tek o vardı. Bence potansiyeli en yüksek olan o. Sonuçta içeri trollü sokup sonra da bize haber vermiş olabilir." dedi Harry.

Bu hepsine mantıklı gelmişti. Şimdi sadece o taşa ulaşmadan onlar ulaşmaya çalışacaklardı. 

Sonraki günlerde Harry'nin hayatı çok değişmişti. Derslerine giriyor ve arkadaşlarıyla takılıyordu. Ama kabusları peşini bırakmıyordu. Okula geldiğinden beri daha da artmıştı sanki. Artık geceleri sadece 2-3 saat uyuyabiliyordu. Dinlenemediği içinde etrafta ruh gibi geziyor arkadaşlarına da hiçbir şey anlatmıyor sadece normal davranmaya çalışıyordu. Ama o haliyle herkes bir şeyler olduğunu anlıyordu. 

Father and SonWhere stories live. Discover now