6.bölüm

13.4K 659 45
                                    

bölüm şarkısı=> Sezen Aksu- Masum Değiliz

°
1 ay sonra

Elimde ki kırmızı balonu babamın yatağının üzerine bıraktım.

Bu bıraktığım sadece kırmızı bir balon değildi. Benim çocukluğumdu, neşelerim, hüzünlerim, göz yaşlarım, heveslerimdi, bu kırmızı balon benim babamdı...

Gözümden akan bir damla yaşı sildikten sonra içimi çekerek odadan çıktım. Kilitlediğim kapıya son kez bakarak evden çıktım. Buradan uzaklaşıyordum, peki ya iyi olacak mıydım?

Kesinlikle hayır. Sadece kendimi kandırıyordum...

Babamla dolu hatıralarımı geride bırakarak kapının önünde beni bekleyen taksiye bindim. Gözlerim cama çevrildi. Yaş almış apartmanda gözlerimi gezdirdim. Onunla beraber büyümüştüm. Önce annemi, sonra babamı ve ardından çocukluğumu kaybetmiştim bu evde..

"Abla nereye gidiyoruz?" Taksicinin sesi ile düşüncelerimden sıyrılarak kurumuş dudaklarımı araladım. "Düş Pastanesini biliyor musunuz?"

"Biliyorum abla."

"Bir üst sokağı." bir şey söylemeden sürmeye devam ettiğinde gözlerimi tekrardan cama çevirdim. Boğazımda ki yumru gitmek bilmiyordu ama alışıyordum galiba.

Şu bir ay içerisinde çektiğim acı beni bir yaş daha büyütmüştü sanki. Mental açıdan olmasa bile ruhen öyleydi.

Taksi sonunda durduğunda ücreti ödedim.

"Valizlere yardım edeyim mi?"

Kafamı olumlu anlamda salladım. "İyi olur." Birlikte arabadan inerek valizleri aldığımızda ben önde o arkamda siteye giriş yaptık. Siteye girdiğim ilk andan beri tanıdıklık hissi üzerimdeydi. Buraya ilk gelişim değil gibiydi.

Hatıraların canımı acıttığı o apartmana veda ederek bu siteye taşınmıştım. Gözlerim A bloğunu gördüğünde adımlarımı hızlandırdım. Bloğa geldiğimizde taksiciye dönerek "Teşekkür ederim bundan sonrasını ben hallederim." diye konuştum.

"Rica ederim, iyi günler." taksici gittiğinde valizleri asansöre alarak 6. katın düğmesine bastım. Asansör durduğunda 3 valizi de tek tek indirerek No.17'nin önüne geldim. Burası yalnızlığıma ortak olacak yerdi.

İçeri girdiğimde gayet ferah ve kullanışlı olması içimi rahatlatmıştı. Eşyalı olması da ayrıca bir rahatlıktı. Kafamı dağıtma umudu ile yatak odasına teker teker taşıdığım valizleri boşaltmaya başladım. Kıyafetlerimi yerleştirirken bile aklımdaydı. Babamın okyanus mavisi gözleri... Koyu lacivertin en güzel tonu olabilirdi. İnsanın baktıkça bakası geliyor üstelik bakarken de rengarenk hayallere dalıyordu.

Bir daha asla o gözlere bakamayacağım gerçeği omuzlarıma yüklendiğinde bir kez daha sarsıldım. İçimi çekerek gözlerimi kapattım ve bu acının geçmesini diledim. Her zaman imkansızı dileyen bir kız olmuştum zaten...

°

Saat gece 2.46'yı göstermesine rağmen hala uyuyamıyordum. Boğazımda ki yumrunun yutkunmama engel olması gibi, omuzlarımda ki yükte ilerlememe engel oluyordu. Babamın gidişinden beri olduğum yerde tekliyordum. Değişen tek şey dinen göz yaşlarımdı. Artık her aklıma geldiğinde ağlamıyordum en azından. Beklemediğim bir anda işittiğim seslerle olduğum yerde kaldım.
Apartmanın içi yüksek bağırışlarla inliyordu.

Ne olduğunu bilmediğimden dolayı korku beni esiri altına almıştı. Kalbim hızlı hızlı çarparken yatak odasından çıkarak koridora geldim. Sesler şimdi daha netti.

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang