(41)Kaybetme Korkusu...

54.5K 2K 390
                                    

Keyifli okumalar...

Yazardan

Bütün SARIHAN VE DEMİR ailesi kızları için endişe ile bekliyorlardı.

Gül Hanım yeni bulduğu kızını kaybedebileceği için korkudan ölüyordu. Kocasının göğsünde içerden gelecek haber için an sayıyordu.

Aydın Bey kızının son bakışları aklına geldikçe kalbi sıkışmış gibi hissediyordu.

Heleki attığı o acı çekici çığlığı yüreğini dağlamıştı. Birde belinde olan yarası vardı.

Gördüğü anda taş kesilmişti.

Bütün dünya da olan küçücük bir yaralanma küçük kızının başına gelmiş , gelmek ile kalmamış daha da kötü yapmıştı.

Aydın Bey bir yandan karısının sırtını sıvazlarken bir yandan da kızı için dua ediyordu.

Sevda , Ezgi , Ayça , Dilsu ve Dilde , Belgin hepsi birlikte oturmuş ağlayarak dua ediyorlardı.

Onlarda çok üzülmüşlerdi.

Diğer yanda duran Dilşah Hanım ve Siral ağa da aynı şekildeydi.

Dilşah Hanım gelininin sağ salim çıkmasını istiyordu. Çabucak ısınmış , çok sevmişti.

Siral ağa da karısını göğsüne çekmiş sakinleştiriyordu.

Oda kötü olmuştu. Küçük gelini ve torununu öğrendiği zaman baya şaşırmıştı.

Çünkü oğlu hiç bir zaman kadınlara karşı bir şey beslememişti. Hiç bir şekilde hayatına almamıştı.

Yıllar sonra oğlunun bir kadın ile ilişkisi olduğuna dahası çocuğu olmasına fazlası ile şaşırmıştı.

Daha şaşırdığı ise kadının arkadaşının kızı olması idi.

Herşeyin kötü olması onu korkutmuş,ama kendinden de ödün vermemişti. Oğluna güveniyordu.

Hiç bir zaman sorun yaratmamış , olduğu anda da üstüne düşerek halletmişti.

Hep birlikte,mardine gelip gelini ve torununu gördüğünde sevinmemiş değildi.

Dişli bir gelini vardı. Oğluna söz geçirebilecek biriydi.

Diğer yanda torunu vardı.

Hep bir kız çocuğu olsun istemişti ama olmamıştı. Kaderde torunu olması varmış.

En çokta buna sevinmişti. Küçük bir kız torununa. Ona dedesi olarak öğrenebileceği çok şey vardı. Hepsini yapmak , kahkahaları ile yaşamak istiyordu.

Başını ameliyat kapısına çevirdi.

Herşeyden çok gelininin çıkmasını istiyordu.

Birde abileri vardı.

Abiler hepsi bir tarafta perişan halde bekliyorlardı. Büyük abi Mirza ve ondan sonraki abi Gürkan sıklıkları yumrukları ile
" ameliyathane " yazan bölmeye dikmişlerdi gözlerini.

Aynı şekilde büyük kuzenler Miran , Aram ve Boran da gözlerini dikmiş bakıyorlardı.

Kız kardeşlerinin o yerde duran hali hâlâ hafızalarından silinmemişti.

Konuşmaya çalışırken ki zorlu çabası içlerini yakmış , uyanır uyanmaz kızını sorması herkese tebessüm ettirmişti.

İlk defa bu kadar korku dolu hissetmişlerdi. Daha önce bu kadar derin bir olay yaşamamışlardı. Tabi karışma olayı hariç.

FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınacaktır. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin