Keyifli okumalar...
Ne! Hayır...
Bu... Bu nasıl olur...
Bu numara bana bilinmeyen numaradan mesaj atan kişinin numarası değil mi? Yanlış mı anlıyorum yoksa?
Kaşlarım mümkünmüş gibi daha çok çatıldı. Bana mesaj atan kişi Karan' dı. Oydu resmen.
Neden ama. Neden böyle bir şey yaptı.
O zamanları aklıma getirdim. Karan her zaman yanımdaydı. Gözleri üstümde durur ve anlamadığım bir şekilde bakar , çekmezdi.
Nur' a karşı da her zaman sertliğini korurdu. Gözlemlerim ile bunları farketmiştim tabi.Kesinlikle hiç normal değildi. Kendimi salak yerine konmuş gibi hissediyorum. Beni nasıl köşeye sıkıştırmaya çalışmıştı öyle. Nasıl farketmemiştim?
Banyodan su sesinin kesilmesi ile rehberden çıkarak telefonu kapattım. Belimi oynatmadan sehpaya uzanarak telefonu üstüne koydum.
Hafif belimi germiş olduğum halde ağrı oluşturunca dişlerimi sıktım. Dikişler zorluyordu beni.
Telefonu sehpanın üstüne koyar koymaz kapının açılması bir olmuştu. Karşıdan bana odaklı bakışlarını hissedebiliyordum.
Yutkunarak hiç bozuntuya vermeden eski halime geri döndüm. Yerimi bulup başımı çevirdiğimde zümrüt hareleri ile çakıştı gözlerim.
Kaşları çatılmış bir şekilde bir bana birde telefona bakıyordu. Stresten ve yakalanmadan dolayı gerilmiştim.
Yorganı sıktım. Hala şokun üstünden çıkmış değildim.
O da gözlerini hala üstümden almamıştı. Üstü çıplak vücudunda sadece siyah bağlı bir havlu ile duruyordu. Saçlarından akan damlalar göğsünden karnına doğru aşağı kayarak havlu da son buluyordu. Bu anı daha ne kadar yaşayacaktık acaba?
Gözlerim vücudunun her yerinde oyalandı. Karın kaslarında , kollarında , adem elmasında. Büyüktü. Beni kucağına aldığın zaman kollarında kayboluyormuş gibi hissediyordum.
Ne yaptığım aklıma düştüğünde hemen gözlerimi yüzüne çevirdim. Sorar bir ifade ile bana bakıyordu. İki saattir beni izliyordu. Off.
Gözlerimi önüme çevirip askılığımla ilgilenmeye başladım. Kendimi kötü hissediyordum.
Ama dur bir dakika ben niye kötü hissedeyim ki! Beni aptal yerine koyan o.
Dişlerimi sıkıp gözlerimi tekrar yüzüne çevirdim. Hala aynı ifade ile bana bakıyordu.
" Bir şey mi söyleyecektin Karan? "
Sesimi olabildiğince normal tutmuştum. Öğrendiğimi bilmesini istemiyordum. Tabi bunu uzatmayacaktım da.
Kaşları daha da çatılmış yüzüme bakıyordu.
Karan" Telefonumu mu karıştırıyordun küçüğüm?"
" karıştırmış isem ne olacak? Sakladığın bir şeyler mi var? "
Dudaklarımdan firar eden sözcükler ile dudakları tehlikeli bir şekilde kıvrılmıştı. Gözleri avını yakayan aslan gibi üzerimden çekilmiyordu. Havluda duran elini çekerek yanıma ilerledi. Her adımını attığında yorganı biraz daha sıkıyordum.
Yanağımda gezen nefesi ile rüyadan uyanmış gibi irkildim. Sağ eli dudağımın kenarını okşarken gözleri de oralarda dolanıyor , dudaklarım cayır cayır yanıyordu. Kesik kesik nefesler dudaklarımdan firar ederken hareleri gözlerimle birleşti.
Karan" benimle oynama güzelim. Sabırlı bir adam değilim. "
Dudaklarımda oyalanan parmağı yanağıma sürtünerek yukarı çıktı.
" oynarsam ne olacak kocacım? Hasta karına ne yapacaksın? "
Hitabım ile dudak kenarı memnun bir şekilde kıvrılmıştı.
Karan" hımm... 'kocacım' ha sevdim bunu. Hasta KÜÇÜK kadınım aklının alamayacağı şeyler yaparım. O yüzden dikkat et kendine. Bu konunun kapandığını da sanma. "
Parmağı yavaş bir eda ile tekrar dudaklarımda durduğunda gözlerime uzun bir süre bakmış ve geri çekilmişti. O az öne bana küçük mü demişti? Biri ona benim küçük değil onun uzun olduğunu söylemeli.
Sehpanın üzerinde bulunan telefonunu alıp gözleri bende kenetli iken dolaba ilerledi.
Bakışlarımı ondan çekip Nur' a baktım. Yavaş yavaş kıpırdamaya başlamıştı. Saati de yaklaşıyordu.
Dolaplardan ses gelmesi ile başımı tekrar oraya çevirdim. Karan eline aldığı ilk yardım çantası içel bana ilerliyordu.
Yüzüne baktığımda sert çehresi karşılamıştı gözlerimi. Yanıma gelip çantayı sehpaya bırakarak Nur' a yaklaşmıştı. Kıpraştığını farketmiş olsa gerekti.
İlk bir yüzüne bakmış ve alnına dudaklarını bastırmış daha sonrada açmış olduğu üstünü çekerek hafif sallamıştı.
Sallarken " uyu babasının güzeli " diyerek kulağına eğiliyor , burnunu boynuna yaslayarak sallamaya devam ediyordu.
Kısa bir sürede onları seyrede dururken en sonunda Nur tekrar derin bir uykuya dalmış Karan da yüzüne yansımış olan tebessümü ile kızına bakıp kulağına yaklaşarak
Karan" seni verene kurban olayım "
diyerek başından ayrılmıştı. Sessiz bir şekilde dudaklarından çıkan sözcükleri zar zor idrak ettiğimde gözlerimin dolmasına mâni olamamıştım.
Onun Nur' u bu kadar sevip benimseyeceğini düşünmezdim. Ama gel görki hayat ummadığımız şeyleri bile önümüze seriyor bizi amansız bir yolculuğa sürgün ediyordu.
Her şey düşündüğümden bambaşka ilerlemiş hem anne , hem bir aileye sahip bir kadın olmuşken hem de evli bir kadın olmuştum.
Asla dediğim şeylere sahiptim şuan.
Yanıma ne zaman geldiğini anlamadığım Karan yattığım tarafın tersine oturarak çantayı önüne almıştı.
O görmeden hafif dolmuş gözlerimi silerek ona odaklandım. Malzemeleri çıkartıp hazırladıktan sonra gözlerini bana çevirmişti.
Anlamıyordum bakışlarını. Tıpkı evlenmeden hatta yeni karşılaştığımız günlerde olduğu gibi.
Gözlerim gözlerine odaklı iken ellerini belimin iki yanına koyarak sol tarafıma dik yatmamı sağlamıştı.
Artık gözlerine bakamıyordum. Arkamda kalan elleri yavaş bir biçimde geceliğimi kaldırarak çıplak tenim ile temas etmişti.
Vücudum titredi. Dokunduğu yer yanıyordu âdeta. Hiç bir zaman dokunuşlarına alışamayacaktım galiba. Bir eli çıplak belimde dururken diğer eli yaraya ulaşmış ve açmaya başlamıştı.
Elleri yavaş hareket ediyordu. Sargı bezinin olduğu bölge biraz yanıyordu. Azıcık yapışmış olsa gerek ki hareket edişi canımı yakıyordu. Ufak bir inleme çıktı ağzımdan.
Sert bir nefes sesi işittim. Elleri duraksadı. Yaranın aşağısında duran çıplak eli bulunduğu yeri hafif okşadı.
Bedeninin hareket edişi ile birlikte , saçlarımın arasına karışan başını ve ardından enseme değen dudaklarını hissettim. Derin bir nefes sesi de beraberinde gelmişti.