Çünkü Malsın

Oh My Şort 2

"Sen sarhoşsun."

"Olsun yine de kal. Ne olur ki?"

Sırıttı.

"Emin ol çok şey olur."

Bir dakika bir dakika, geleceği anlayabilmeniz için ilk önce geçmişi bilmeniz gerekiyor. O yüzden o barda neler olduğunu anlatmaya kaldığım yerden devam edeceğim.

En son, o pozisyonda kalmaya karar vermemle midemin ağzıma gelmesi üzerine hızla geri çekilip barın lavabosuna doğru koşmuştum ve klozetlerden birine kusuyordum.

İçmek benim neyime? Ben gazozumla, sarı kolamla gayet mutluyum.

İçmek pişmanlıktır.

Tadı da bir şeye benzese bare.

Kusmam bittikten sonra geri çekilip yere oturdum ve sırtımı duvara yasladım. Bu kadar kolay başkalarının gazına gelmek zorunda mıydım sanki?

"İyi misin?"

Sesin geldiği yöne bakınca bunu söyleyenin Devrim olduğunu gördüm.

"Bilmem. Sence iyi miyim?"

Devrim beni vereceğim yanıt zaten önemsizmiş gibi "Hadi kalk." diyip elini uzattı ve kalkmama yardım etti.

"Sen de amma sinir bozucusun ha." dedim cesaretle. Devrim buna karşılık sadece kaşlarını çatıp gülmüştü.

"Ne gülüyorsun, ben ciddiyim Devrim. Bir yakın oluyorsun, bir uzak..." Birkaç saniye durup düşündüm. "Oğlum hasta mısın sen? Yerinde olmayan akıl sağlığımı iyice bozmak mı istiyorsun?"

Hiçbir cevap vermedi.

"Bak bak," Ayakkabımı işaret ettim. "Ayakkabımdaki pulları görüyor musun? Onları alır sana yapıştırırım, geri kalan hayatında hintli gibi gezersin etrafta."

Tebrik ederim, çocuk o kadar korktu ki yani bir daha benden izin almadan nefes bile alamaz.

Devrim hiçbir şey söylemeden sadece güldü. Bulunduğum durumdan hoşlanıyor gibiydi daha çok.

Tekrar yere oturup ona bakmak üzere başımı kaldırdım ve "Devrim, tehlikenin farkında mısın?" dedim korkuyla. Yanıma otururken "Ne tehlikesi?" diye sordu gülümseyerek.

"İkimiz de tuvalette öleceğiz galiba. Sonra bizi klozetlere gömecekler."

"Hayatım berbat zaten, ben varım."

"Devrim geçenlerde ne oldu biliyor musun?"

Hayır, hayır, hayır. Ona babamı anlatamam.

"Ne oldu?"

Ayağa kalktım.

"Hiçbir şey."

Doğruca kabinlerden birine girip kafamı ellerimin arasına aldım. Devrim'in yanıma gelmesiyse iki saniye bile almamıştı.

"Ne oldu Asya?"

"Niye buradasın Devrim?"

"Ne?"

"Ne oldu diyorum, şimdi de tecavüz mü edeceksin?"

Aha, susmazsam işim bitti benim.

"Sen ne saçmalıyorsun?"

Devrim'in o gülen yüzü gitmiş, yerine gayet ciddi bir surat gelmişti.

"Asıl sen ne saçmalıyorsun? Üzgün ve sarhoş olabilirim ama hala hayatını cehenneme çevirebilecek güce sahibim."