4.Bölüm:Neredesiniz?

558 65 19
                                    

"Günaydın"

Arkamdan gelen sesle başımı çevirdim. Aslı elindeki kahve kupalarından birini bana uzatarak yanıma oturdu.

"Günaydın" dedim uykulu çıkan sesimle. Saat sabahın 06.00'sıydı. Bütün gece uyuyamamıştım. Dün yaşadıklarımız beni düşündüğümden daha çok etkilemişti.

Aslı "seni de mi uyku tutmadı ben sabaha kadar yatakta dönüp durdum" dedi kahvesinden bir yudum alarak. Anlaşılan Aslı da dünkü olaydan etkilenmişti.

"Aklıma saçma sapan bir sürü şey geldi niye bilmiyorum ama içim çok tuhaf."

Aslı tedirgin çıkan sesiyle "benim de öyle, tatilimizin ilk gününe harika uyandık gerçekten" dedi sitem ederek. Hep böyle değil midir zaten biz planlar yaparken hayat karşımıza başka şeyler çıkarır ve buna engel olamayız. İstesek de istemesek de hayatın bize sunduklarını kabul etmiş oluruz.

6 saat sonra

"Afra filmi açtım seni bekliyorum."

Sabah kahvelerimizi içtikten sonra iki saate yakın balkonda oturduk. Birkaç kısa konuşma dışında birbirimizle neredeyse hiç konuşmamıştık. Aklımızdan geçenleri söyleyemiyorduk sanki. Belki de bizi bu kadar tedirgin eden şey hislerimizdi. Bazen bazı şeyleri bilmeden,yaşamadan olacakmış gibi hissederiz ya işte tam da şu anda belki bunu yaşıyoruzdur.

Mutfakta hazırladığım atıştırmalıkları elime alırken Aslı'ya cevap verdim.

"Tamam hemen geliyoruum."

Salona geçip elimdekileri koltuğun üzerine koydum ve Aslı'nın benim için boş bıraktığı koltuğun diğer tarafına oturdum. Kahvaltıdan sonra annemlerle konuştuğumuz için telefonlarımızı rahatlıkla sessize aldık. Neredeyse 3 saat süren film romantik-dram karışımı olduğu için biraz ağlamıştık. Başroldeki adam sevdiği kadına kavuşmak için yıllarca bekledi. Aralarına 17 sene 6 ay girdi. Sevdiğinin elleri,kokusu,nefesi olmadan geçirdiği 17 sene 6 ay. Dile kolay ama kalbe çok zor. Yıllarca yüzünü göremediği,sesini duyamadığı kadından kalan tek şey kenarında kadının isminin yazdığı eski bir mendildi. Adam çok acı çekti,senelerce hiç gelmeyecek olanı bekledi ama sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedi.

Yanımda sürekli burnunu çekerek ağlayan Aslı'ya döndüm."Sadece bir filmdi ağlama artık"dedim kızaran gözlerine bakarak. Oturduğu yerden kalkarken "diyene bak sen benden çok ağladın hadi kalk hazırlanalım saat 16.00'a geliyor akşama çok az kaldı" dedi. Evet buluşma yerine gitmemize saatler kalmıştı. Derin bir iç çekerek "tamam kalkıyorum "dedim.

Aslı'yla son konuşmamızdan sonra odalarımıza çekildik. Kısa bir duş aldıktan sonra hazırlanıp salona geçtim. Aslı salonda yoktu. Daha hazırlanmamıştı demek ki. Ben de pencerenin önünde duran büyük koltuğa oturdum ve dünden beri cevaplamadığım mesajlara baktım. Sadece annemden gelen mesaja cevap vererek telefonumu kapattım. Gözlerim odanın içinde gezinirken duvara yaslı duran gitarda durdu. Hiç düşünmeden gitarın yanına gittim. Kalbim nedenini bilmediğim bir şekilde hızlanmıştı. Gitarı elime aldım. Siyah bir kılıfın içindeydi. Biraz tereddüt etsem de sonunda kılıfın fermuarını açtım ve gitarı çıkardım. İlk gözüme çarpan gitarın köşesinde yazan Mirza yazısıydı. Demek ismi Mirza diye düşündüm içimden. Birden aklıma bugün izlediğimiz film geldi. Adama kalan son şey kenarında sevdiği kadının isminin yazdığı eski bir mendildi. Tüylerim diken diken olmuştu. Elimi Mirza yazan yerin üzerine getirdim ve birkaç dakika öylece bekledim. Yüzü gözümün önüne gelmişti. Simsiyah gözleri,gür saçları.. Aslı'nın sesiyle irkilerek kendime geldim.

"Afra beni duyuyor musun?"
"Evet hazırım çıkalım haydi" dedim yerimden kalkarak. Aslı gülerek yanıma geldi. "Kızım 5 dakikadır sana sesleniyorum nereye daldın böyle daha çıkmıyoruz otur" dedi kollarımdan tutarak.

"Adı Mirza mıymış?" Gözlerimi kocaman açarak Aslı'ya döndüm. "Kimin adı?"
"Gitarın sahibini diyorum az önce Mirza diye sayıklıyordun." Beni duymuştu! "Ha şey ilk defa duydum bu ismi değişik geldi o yüzden tekrarlıyordum." Evet inanılmaz saçmalamıştım. Onu düşünüyordum diyemezdim tabii ki. Aslı üstüme gelmemek için inanmış gibi yaparak konuyu değiştirdi.

-"Haydi çıkalım artık anca gideriz."
-"Tamam ben hazırım" dedim ve evden çıktık.
-"Annemlerle bugün hiç konuştun mu?"
-"Evet salonda seni beklerken dışarı çıkacağımızı söyledim haberleri var."
-"İyi yapmışsın, benim şarjım çok az her an kapanabilir telefonum."

O anda refleks olarak telefonuma baktım. Şarjım yüzde 20'ydi. Keşke evden çıkmadan doldursaydım diye düşündüm.
Sahil evimize yakın olduğu için çok sürmeden buluşma noktasına gelmiştik. Saat 19.30'du. Tam olarak yarım saat vardı.

-"Afra gel şöyle oturalım daha yarım saat var" dedi Aslı önümüzdeki bankı göstererek. Konuşmadan yanına oturdum. İçimde biraz heyecan biraz da korku vardı.

Yaklaşık 25 dakika sahilde yürüyen insanlara baktık. Kimi telefonla konuşuyor,kimi kulaklığıyla müzik dinliyor kimi de yanındakiyle sohbet ediyordu. Keşke şu an biz de elimizde pamuk şekeriyle yürüyor olsaydık diye geçirdim içimden.

-"Saat tam 20.00"
Evet beklenen an gelmişti.

-"Birazdan gelirler" dedim ayağa kalkarak. Hafif rüzgar olmasına rağmen hava sıcaktı. Ya da bana öyle geliyordu.

Aslı'yla bir sağa bir sola yürüyorduk. Bir saat geçmesine rağmen gelen giden yoktu.
Gerilmeye başlamıştık. Aslı telefonuna tekrar bakarak "yok bir saat oldu bunlar gelmeyecek" dedi. Belli etmemeye çalışıyordum ama ben de sinirlenmeye başlamıştım. Gelmeyeceksiniz madem neden bizi oyalıyorsunuz!

Bir süre daha bekledikten sonra Aslı "iki saattir bekliyoruz daha fazla beklemenin anlamı yok eve gidelim artık" dedi. Kesinlikle haklıydı. "Haklısın bu saatten sonra da zaten gelmezler" diye cevap verdim. Oturduğumuz banktan kalkarak geldiğimiz yoldan eve doğru yürümeye başladık.

-"Sence neden gelmediler?"

Aslı sorduğum soruyla bana döndü.
-"Bilmiyorum" dedi düşünceli çıkan sesiyle.
Yolun geri kalanını konuşmadan yürümüştük. Çok geçmeden eve ulaştığımızda elimizdeki çantaları aldığımız yere geri bırakarak salona geçtik. Aslı "kendime kahve yapıyorum sen de ister misin?" dedi. "Çok iyi olur" derken koltuğa uzandım. Bugün düşündüğümden çok farklı geçmişti. Şu anda aklımdaki tek soru neden gelmedikleriydi. Aslı'yla da hiç konuşmamıştık gelene kadar. Onun da benden farksız olmadığına emindim. Sadece olanları anlamaya çalışıyordu. Kendi kendime düşünürken aklımdaki soruları bir kenara bırakıp kendimi gecenin sessizliğine bıraktım..

UZAKTAKİ YILDIZLARDonde viven las historias. Descúbrelo ahora