the night we met

414 43 93
                                    

Lord Huron - The Night We Met

Eun Soo tezgahtaki bulaşıklara bakıp kendi kendine söylenirken varlığımdan haberdar olması için boğazımı temizleyip iyice süzdüm.

Aylar öncesine göre kilo vermişti, ki bu konuda çok azimliydi, hala biraz fazlası var gibiydi. Ya da ona sinir olduğum için bana öyle geliyordu.

Saçlarını boyatmış, kahverengiden kumrala geçiş yapmıştı. Yakışmıştı doğrusu.

"Neden öyle bakıyorsun?" dediğinde onu süzmeyi bırakıp yanına doğru ilerledim.

"Yardıma ihtiyacın var mı?"

"Yok, toparlamayı düşünmüyorum. Buraları hep Jeongwoo dağıttı o topla-"

"Bunı merak etmiyorum." dedim elimi hafifçe kaldırıp susmasını sağlarken. Şaşkın gözleri benimkilere kesişirken hafifçe gülümsedim.

"Sen, her şeyi biliyordun değil mi?"

"N-neyi?" dedi kekeleyerek.

"Boşuna saf ayağına yatma. O gece eve dönerken arabada söylediklerin birer tesadüf değildi, tıpkı şu an korkudan kekelediğin gibi." dediğimde sertöe yutkunup kafasını iki yana salladı.

"Minji şu an mantıklı düşünmüyorsan. Hem o gece sarhoştum, ne dediğimi hatırlamıyorum bile."

Küçük düşürülmediği sürece konuşamayan biri vardı karşımda. Yüzüne eğilip güldüm.

"Söylediklerini hatırlayamayacak kadar sarhoş, arkadaşının nahoş düşünceleri hakkında koşacak kadar da ayıktın; öyle mi?"

Geriye adımlayıp omzunu silkti. "Ne hakkında konuşuyorsun onu bile anlamadım. Neyse, içeri gideceğim."

Arkasını döndüğünde kolundan tuttum. "Bizim eve gideceğiz ve sen bana her şeyi anlatacaksın." Gözleri büyürken kafasını iki yana salladı ama ona müsade etmeden konuştum. "Ve bu ikimizin arasında bir sır olarak kalacak."

Kolunu benden kurtarmak için çektiğinde daha sıkı tuttum. Bu yaptığım zorbalık olabilirdi ama umrumda bile değildi.

"Eğer şimdi bana ne olup bittiğini anlatmazsan, seni rahat bırakmam. Ve öğrendiğimde de kaynağın sen olduğunu saklamam."

Kolunu bırakıp geriye çekildim. "Karar senin."

Derin bir nefes bıraktı. Kararsız gözleri halının üzerinde dolaşırken tehdidimi güçlendirmek ve hızlı olması gerektiğini ona hatırlatmak için boğazımı temizledim.

Sakince kafasını kaldırıp bana baktı. "Bak, konuşacağız ama bir daha bu konuyu açmayacaksın ve kimseye bundan bahsetmeyeceksin."

Hafifçe gülüp popomu tezgaha yasladım. "Beni tatmin edecek cevaplar verirsen neden bir daha bu konuyu açayım ki?"

Kolumu tutup beni çekiştirmeye başladığında durdurdum onu. "Ha bir de, eğer ki yalan söylediğini hissedersem bunu herkese duyururum."

***

Eun Soo hızlıca salona girip kapıyı kapatmamı bekledi.
"Sor, ne istiyorsan sor!"

"Otur." dedim elimle karşı koltuğu işaret ederek.

Dediğimi yaptığında dirseklerimi dizlerime yasladım ve öne doğru eğildim.

"O gece, biz eğlenmeye gittiğimizde Haewon bilerek yalan söyledi değil mi? Haruto'yu yalnız yakalamak için."

Sertçe yutkundu, parmaklarını birbirine geçirdi ve gözlerim dışındaki her yere baktı.

"Çabuk cevap ver." dedim sakince. Şimdilik onu korkutmanın lüzumu yoktu.

lost love ❧ haruto Where stories live. Discover now