heather

849 62 141
                                    

Conan Gray - Heather

Ağustos sıcağını miras gibi eylüle bırakmışken elimi yüzüme siper edip önümdeki büyük binaya baktım. Üç ay öncesine kadar hevesle, neşeyle girdiğim bu bina şimdi cehennemden farksız geliyordu.

Ufak adımlarla kampüste biraz daha ilerledim. İnsanların ilk gün heyecanı beni daha mutsuz ediyordu.

Saate baktım, derse on bir dakika kalmıştı. Kafeterya kapısına ilerledim ve ağır kapıyı itip içeri girdim.

İçerdeki serin hava yüzüme çarptığında gürültülü ortamdan kaçıp gitme isteği peyda etmişti içimde.

Biraz daha ilerleyip masaların hepsini görüş açıma soktuğumda korkak bakışlarım masalarda gezdi.

Eun Soo kafeteryaya gelmem gerektiğini, orada buluşacaklarını şöylemişti. Korkunç olan da buydu. O da burada olacaktı. Bir an önce onları bulup derse geç kalacağımı söylerek kaçmam gerekiyordu. O ya da onlar hiçbirini görmek istemiyorum.

Havada sallanan eli fark etmemle Junkyu'nun ışıldayan gözleriyle buluştu gözlerim. Zaten içlerinden başka hangisi yüzüme bakabilirdi ki?

Masaya doğru ilerlerken korkuyla göz gezdirdim. İkisi de yoktu.

Birlikte gelecekleri için yoklar.

Sertçe yutkundum aklımdan geçenlerle.

Masaya yaklaştığımda Yedam'ın önümde belirip bana sardığı kollarına karşılık verdim. Yedam'ı gerçekten özledim, çocukluktan beri sadece kuzen değil arkadaştık da biz.

Sıkıca sarılırken kulağıma fısıldadı: "Aptal, ne diye gelmedin? Kimse sana neden evine geldin demezdi."

Geçen yıl birlikte kaldığımız apartmandan bahsettiğini anlamam zor olmamıştı.

"İstemiyorum." Dedim sakin tutmaya çalıştığım ses tonumla. Kalbim deli gibi çarparken onun her an bir yerden çıkagelmesinden korkuyordum. Onu görünce kalbimden korkuyordum.

Yedam benden ayrılırken masadakiler çoktan sohbetlerine dönmüşlerdi, bir kişi hariç.

Hyunsuk gözlerini bize dikmiş, ne konuştuğumuzu anlamaya çalışıyor gibi bakıyordu. Lanet, yine ne kadar aptal olduğum hakkında konuşmak bilgi birikimi yapıyor, demek daha doğru olurdu.

"Saçmalama, benim için gel. Sensiz çok boş kaldı."

Omzumi silktim. "Babamın yanında kalmak daha iyi."

Yedam göz devirip iki sandalye çektiğinde konuştum:
"Ben derse gecikiyorum. Gitmem lazım."

Junkyu yüzünü buruşturup bana baktı ve omuzlarını aşağı yukarı hareket ettirdi. "Ama daha yeni geldin ya! Yaz boyu yoktun zaten!"

"Çıkışta görüşelim, olmaz mı?"

Hyunsuk'un hala üstümde hissettiğim gözlerine karşılık göz devirdim.

"Tabi siz ayrılınca bizi de unuttun değil mi? Hepsi o pezevenk Ha-"

Hyunsuk ani bir hamleyle Junkyu'nun ağzını kapatırken ona teşekkür etmek istesem de nefretim ağır basıyordu.

"Her neyse, derse gidiyorum. Sonra görüşürüz."

"Çıkışta nerede buluşacağımıza karar verince sana mesaj atarım." Eun Soo'yu onaylayıp arkamı döndüm ve ilerdeki merdivenlere yürüdüm.

Yedam'ın geri dön çağrılarını ciddiye alma konusu hala kafamı karıştırıyordu.

Geçen sene, her şey güzel iken, Yedam'ın babasının yani amcamın yıllar önce ofis kurma hayaliyle aldığı ama şimdi kullanmadığı, her katında iki daire olan bir apartmanı vardı. Yedam hep birlikte orada kalma fikrini ortaya attığında özgürlük düşkünü ergenler olarak kabul etmiş, amcam da buna izin vermişti.

lost love ❧ haruto Where stories live. Discover now