Otuzuncu Bölüm

2.2K 151 36
                                    

Mirhibi hirkisi....

Bişliyilim.

------

"Kimdi o kadın?" Dedim, üzerimdeki duygusallığı yeni atmıştım.

"İlkokul arkadaşım Teo." Dedi, hala sinirliydi bana, ben niye  mal gibi sinirli olduğumu belli edemiyordum.

"Niye beni tanıştırmadın niye yokmuşum gibi davrandın?" Dedim

"Dört yıldır yeni gördüm çok yakınım onunla kardeşim resmen. O an tanıştırmadığımı farkketmedim." Dedi.

Bir şey demedim, sadece yüzüne baktım. Suratım ifadesidi  konuşmak istemiyordum. Aşırı derecede kırılmıştım, az önce onunla beraber ağlamıştım ama bu hissettiğim şeyle o an hissettiğim şey aynı değildi...

"Teo özür dilerim binlerce kere özür dilerim öyle bakma lütfen." Dedi, sarılacakken yanından kalkıp karşısına geçtim.

"Affetmiyecek misin?" Dedi, bir yanım boynuna atlamak istiyordu diğer yanım kırılan gururumu hatırlatıyordu.

"Ben senle otururken arkadaşım yanımıza geldiğinde boynuna atlayıp seni unutup onunla ilgilenseydim, bilmediğin bir şehirde yanımdan ayrıldını gittikten sonra farkketseydim tepkin ne olurdu?" Dedim kısaca durumumuzu özetledim.

"Çok kırılırdım, beni hemen unuttuğunu düşünürdüm." Dedi şuan hissettiklerim bunlardı.

"Ama yemin ederim o an farkketmedim tanıştırmadığımı, seni unutmadım sadece dalgınlığıma geldi, özür dilerim." Dedi.

"Söz veriyorum bir daha asla olmayacak." Diye devam etti.

"Boşuna söz verme ilgi istemiyorum artık merak etme." Dedim, söylediğini hatırlatarak.

Kafasını arkaya yaslayıp derin nefes aldı, hiçbir şey demedi, gerçi ne diyebilirdi ki...

"O kızı dün ben arayıp çağırdım, geçen gün Şükran'a sevgilim var demiştim ya iki gün önce babam yanına çağırdı beni Şükran gidip onunla konuşmuş, sevgilisi var demiş. Babamda yanına çağırıp kim dedi, ben de nasıl senin olduğunu söyleyeyim. Sevda'nın yani bugün yanımıza gelen kızın olduğunu söyledim çünkü bir tek ona güvenebilirim. Bugün yanımıza geldiğinde bunları anlatacaktım fakat kalkıp gittin." Dedi.

Olayların böyle olduğunu bilmiyordum fakat bu beni unuttuğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Bir şey demeyecek misin?" Dedi.

"Ne söyleyeyim kararları tek başına vermişsin zaten onay mı bekliyorsun hâlâ." Dedim.

"Teo onay beklemiyorum sadece biraz anlayışlı olamaz mısın?" Dedi, normalde aşırı anlayışlıyımdır ama bu normal bir konu değildi.

"Kıza seninle beraber olduğumuzu söyleyecek misin?" Dedim, çok güveniyorum demişti.

"Saçmalama güveniyorum dediysem o kadar da değil." Dedi

"Peki babanın karşısına çıkardın, ya bu kız her şeyi öterse." Dedim, eğer öyle bir şey olsaydı ne olurdu bilmiyorum.

"Ötmez merak etme." Dedi, nasıl bu kadar emin olabiliyordu.

"Peki sevgilim dedin sonra ne olacak?" Dedim bu yaşadıklarım televizyondaki diziler gibiydi.

"Büyük ihtimalle nişanlanırız sonra da ayrılırız." Dedi, umarım şaka yapıyordur.

"Ne nişanlanması, ya bu kız sana gerçekten aşık olursa ya nişanı bozmazsa." Allahım düşüncesi bile çok kötüydü.

"Merak etme kardeş gibiyiz onunla aramızda aşk olması imkansız." Dedi, salak kendini unutuyordu sanırım.

"Beni tanımadan önce erkeklerden etkilenmiyordun fakat şimdi benimle berabersin sen neyine güvenerek böyle konuşuyorsun?"
Dedim, sonuna kadar haklıydım.

"Sevda ne erkeklere ne de kızlara ilgi duymuyor, neydi bunun adı asallı bir şeydi..."

"Aseksüel." Diye doğrusunu söyledim, yok faktöriyeldi.

"Hıh işte o yani, küçüklüğünü biliyorum bir tek sevgilisi olmadı bunun halbuki çok güzel kızdır." Dedi, bakışlarımı sabitleyip yüzüne baktım.

"Tabi Allah sahibine bağışlasın." Dedi, gülme isteği gelmişti de şimdi gülemezdim.

"Barıştık mı?" Dedi, bir kere vurmazsam içimde kalırdı.

"Barıştık gel sarılalım." Dedim ayağı kalktım.

O da ayağı kalkıp kollarıyla sardı bedenimi, bunu yapmak istemezdim ama özür dilerim küçük Kerem babanın akıllanması gerekiyor, dizimi küçük Kerem'e geçirdim.

Anında iki büklüm olup, acıyla inledi elleri küçük Kerem'e gitmişti. "Teo... bittin sen." Dedi, sesi çok kötü çıkmıştı.

Bu sefer gerçekten bitmiştim sanırım. Bir şey demeden banyoya
Koşup kapıyı kitledim, boku yemiştim.

İki üç dakika boyunca ses gelmedi, sonra "Teo." Diye bağırınca ağrının geçtiğini anladım.

Banyonun önüne gelip, "Teo iki seçeneğin var, ya kendin dışarı çıkarsın yada..." sözünü tamamlamadan;

"Sahte nişanlına mı gidersin?" Diye bağırdım, belki konuyu unuturdu.

"Teo üç saniyen var çıkmak için." Dedi, acaba beni öldürecek miydi?

"Bir..." dedi, ay çıksa mıydım, "İki..." en fazla ne olabilir gerçi ya küçük Teoyu keserse...

"Üç..." dedi kilidi açıp dışarı çıktım. Direk boynuma atladım, biraz şirinlikten kimseye zarar gelmezdi.

Kollarıyla sarıp, "Affettin mi?" Dedi,

"Nah affettim." Dedim, bakışları 'emin misin?' Der gibi değişince "Dememi bekliyorsan bekleme demeyecem." Dedim, yanağını öptüm.

"Teo tekrar özür dilerim." Dedi...

****

Gece yarısı olmuştu konağa dönmüştük, herkes odasına çekilmişti. Beni yine uyku tutmamıştı, bari Kerem'i sinir edeyim diye karar almıştım.

Teoman: Kerem uyudun mu?

Yiğidim: Yok gülüm noldu.

Teoman: Küçük Kerem'i soracaktım nasıl?

Yiğidim: Elli kere sordun ya Teo iyi dedim yaw.

Teoman: Vicdan azabı çekiyorum yaw.

Yiğidim: Vurarken düşünseydin.

Teoman: Bir şey soracağım doğru söyle.

Teoman: Daha önce kimse vurdu mu?

Yiğidim: Yok.

Teoman: Doğru söyle.

Yiğidim: Allahıma kitabıma yaw.

Teoman: Neyse beni bir daha sinirlendirme bir dahakine vurmam koparırım Allahıma.

Yiğidim: Teo... Kaşınma yavrum yat uyu.

Teoman: Ee o zaman iyi geceler.

Yiğidim: İyi geceler.

Teoman: Küçük Kerem'i öp benim için, yada sen boşver sabah ben öperim.

Yiğidim: La havle...

---------

Umarım beğenmişsinizdir, iyi bakın kendinize.




Anahtar  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin