☾18-Bekle☽

1.7K 191 98
                                    

Chris duyduğu şeyler ile beklemeden dudaklarını birleştirdi dudaklarını. Ne çok özlemişti o dolgun kiraz rengi dudakları. Hyunjin ellerini ayırdıktan sonra büyüğünün yanaklarına çıkardı ellerini. Elleri ile birlikte kendi de çıkmıştı büyüğünün kucağına. Belini sarmalayan kolları özlemişti. Hyunjin yavaşça dudaklarını ayırıp kısılmış gözleri ile koyu kahve gözlere baktı.

Chris gülümseyerek gözlerini açtı ve kucağına yan birşekilde oturmuş sarışın gence baktı. Parıldayan gözlerin içine baktı ve sarı saç tellerini okşadı.

"Seni çok özledim."

Her kelimesinin arasına minik öpücükler koyarak tamamladı cümlesini. Hyunjin bir elini karnına diğerini de karşısındaki yanağa koydum.

"Bizde seni sevgilim."

Chris sarışın bedenin bacakları altındaki kolunu hafifçe çekip ellerini birleştirdi.

"Onu... Onu çok seviyorum."

Hyunjin başını karnına indirdi ve kendi eli ile birlikte karnını okşayan ele baktı. Başını yavaş hareketlerle büyüğünün boynuna soktu ve derin bir nefes aldı.

"Onu istemediğimi düşünmen beni çok kırdı. Kendi kanımdan, kendi canımdan... Senin ve benim çocuğumu nasıl olur da istemem?"

"Sadece korktum. Bir çocuk fikrine açık olmadığını düşündüm. Karnına bakıp ağladığını görmek...bana o kadar kötü hissettirdi ki."

Hyunjin derin bir nefes alıp Chris'e tekrar sarıldı.

"Bunları boşverelim. Uyuyalım hadi. Sana sarılarak uyumayı özledim."

Chris hiçbir şey söylemeden başını salladı ve küçüğünü kucağına alıp yerden kalktı. Yavaş adımlarla kapıya yaklaşmaya başladı. Bir an önce kendi odalarına gitmek istiyordu. Özlemi ile yandığı adama sarılmak istiyordu. Boynundaki sıcak, düzenli nefesler bazen derin iç çekişlere dönüşüyordu. Kapıdaki kahyalar büyük oymaları olan kapıyı aralayıp eğildiler. Koridorun salonunda bekleyen Changbin kapı sesi ile onlara döndüğünde gördüğü şeyle hızla yanlarına geldi.

"Birşeyi mi var?"

Chris başını yasladığı sarı saçlardan çekip başını olumsuz anlamda salladı. Boynundaki nefesler uyumağının kanıtıydı. Evet düzenliydi ama yavaş değildi.

"Bu gece ve yarın önemli olmadıkça kimsenin bizi rahatsız etmesine izin verme Changbin. Vakit geçirmek istiyorum onunla. Acil veya önemli değilse kimse bizi rahatsız etmesin. Seungmin ve Minho ile birlikte halledersiniz."

Changbin başını olumlu anlamda sallayıp Chris'in yanında yürümeye devam etti. Onları böyle gördüğü için mutluydu. İkisininde ne kadar yıprandığını gözleri ile görmüştü. Onlara iyi gelecek tek şeyin birbirlerine olduğuna emindi.

Yeni bir koridora girdiklerinde Changbin kapı kısmında Jeongin'i gördü ve onun yanında durdu. Chris ve Hyunjin ise odalarına girmişlerdi.

"Sanırım sonunda araları düzeldi."

Jeongin kapıya bakarak başlattığı cümlesini Changbin'e bakarak bitirdi. Changbin gözlerinin içine bakan mavinin en koyu tonuna sahip gözlere bakarak başını salladı.

"Evet. Sonunda. Iki gün boyunca yalnız kalmak istedi prensimiz. Onları böyle görmek sevindirici."

Jeongin kendisinden bir adım uzaktaki adamın söyledikleri ile başını salladı.

"Tabi ki. Onlar adına mutluyum. Gerçek aşkı ve sevgiyi tadıyorlar. Saf duyguları hissetmek, hele ki sevdiğimiz kişiden hissetmek, çok güzel olmalı."

Changbin aralarındaki ufak mesafeyi daha da kısalttı. Doğrudan gözlerine bakıyordu. Minik tilkiler andıran gözleri çok güzeldi.

"Öyle kahya Jeongin. Bu hisleri tatmasını istediğim biri var ama bir sorun var. Biz her yakınlaştığmızda kaçıyor."

Yüzünü gencin yüzüne iyice yaklaştırdı.

"Düşünebiliyor musunuz? Onun o güzel pembe dudaklarını hissetmeme bir nefes kalmıştı ama o bir bahane ile kaçıp gitti ."

Jeongin hemen dibindeki yüzünü incelerken sertçe yutkundu. Ne yapsaydı? Onu ağacın ardından izleyen Jisung'a malzeme vermek istememişti. Şimdi ise yalnızlardı... Sanırım?

Hızla büyüğünün bileğini tutup yürümeye başladı. Bunu içerlemeyeceğini düşünmüştü. Bunun yanlış bir fikir olduğunu anlıyordu şimdi. Kendi odası yakındı. Hızla odaya yürüdü ve kendi ile birlikte Changbin'i de odaya soktu.

"Ne yapıyorsun? Benim sarayın bu kısmına girmem yasa-"

Cümlesini bitirmeden hissettiği yanaklarında ki eller ve sıcak dudaklar ile donakaldı.

Onu öpmüştü.

Changbin Jeongin'i öpmüştü.

Changbin elini tüller ile sarmalanmış ince bele koyup küçüğünü kendine çekti.

Jeongin çenesini ufak hareketlerle kaldırıyor ve Changbin'i öpüyordu. Uzun ve nefessiz bir öpüşme değildi. Minik öpücüklerdi. Sesli bir şekilde ayrılan dudaklar ve yine ufak mırıltılar ile birleşiyordu.

Jeongin dudaklarını son kere ayırdığında başını büyüğünün göğsüne yasladı. Changbin göğsünde hızla nefes alan gencin ensesinde ki saçlarını okşadı.

"Tanrım. Ne yaptım ben? İkimizi de öldürecekler. Bu yaptığımız şey-"

Changbin çenesinden tutuk hızlıca gencin kırmızı dudakları kendi dudakları arasına aldı. Geri çekilip yaşlar ile parlayan gözlere baktı.

"Korktuğun şeyler olmayacak. Bana güveniyor musun?"

Jeongin hafifçe başını salladı.

"O zaman sadece bekle."

Hyunjin kendini yatağa bırakan adama baktı. Kendi odasındaydı. Özlemişti burayı. Chris yavaşça sarışısının başındaki tacı çıkarıp karşısındaki bedenin anlını öptü. Hyunjin irice açtığı gözleri ile karşısındaki bedene bakmaya devam ediyordu. Chris kolyeyi açarken güldü ve başını salladı.

"Gözlerin parlıyor."

Hyunjin gülümseyip Chris'e bakmaya devam etti. Görmeyeli daha mı yakışıklı olmuştu? Ah hayır sadece çok özlemişti.

Chris gencin kıyafetinin düğmelerini yavaşça açtı. Minik beden hala onu izliyordu. Chris zorla gözlerini ayırdı çıplak göğse baktı. Vücudu farklıydı. Karnındaki minik şişlik onu daha güzelleştirmişti. Tekrar dizleri üzerine çöküp Hyunjin'e baktı. Hyunjin kollarını geriye çekerek karnını daha da açığa çıkardı.

"Ne kadar da büyümüş."

Ellerini çıplak bedenin karnına koyup okşarken konuştu.

"Daha sadece dört buçuk aylık. Ama oldukça büyük olacak. Ebeler çok sağlıklı bir şekilde büyüdüğünü söylüyorlar."

Chris başını sallayıp önündeki minik şiş karna bir öpücük koydu. Hyunjin elini siyah saçlara götürüp hafifçe okşadı.

"Ona ve sana çok iyi bakacağım."
______________________________________

Ben geldim! Biraz kısa mı oldu? Geçen sefer ki gibi bekletmek istemedim. O yüzden hızla atmak istedim. Bu bölüm birsz geçiş bölümü gibi oldu. Zaman buldukça yazmaya çalışıyorum. Şimdi yorumlarınızı beklemeye başlıyorum.

Sizleri seviyorum! Kendinize iyi bakın!

L'avenir-HyunchanWhere stories live. Discover now