Sahilden hafifleyerek döneceğimden emin olmak istemişti fakat ben döndüğümde çok daha dolmuş bir haldeydim.
İstemsizce Taehyung'un bana olan kibar ve kalp ısıtan davranışlarını Jaehyun'la karşılaştırıyor, Jaehyun'dan gittikçe uzaklaşırken aynı zamanda daha yeni tanıştığım biri hakkında nasıl bu kadar önyargısız ve güven temelli bir şekilde düşünebiliyor oluşuma şaşırıyordum.
Taehyung'u tanımıyordum.
Hayatına dair bildiğim şeyler kısıtlıydı. Kişisel olarak da onu tam olarak tanımıyordum. Tamam, kibardı, zekiydi, nazikti, düşünceliydi ama zaten her yeni tanıştığımız insanlar böyle olurdu.
Taehyung'dan etkilendiğim açıktı. Üstelik böylesine bir duygusal boşluktayken Taehyung'un etkileyici karakteriyle karşılaşmamın sonucu doğal olarak bu olacaktı. Etkilenmiştim.
Fakat her şey çok yeniydi. Yanlış anlaşılma olmasın ama Taehyung'un amacının benimle yatıp sonra da gitmek olmayacağını nereden bilebilirdim? Ya da onun için minik bir heyecansam? Sonuçta ünlü bir mankendim ve sevgilim varken onunla yakınlaşıyordum. Yasaktım ama onunlaydım. Bu onun hoşuna gitmiş olabilirdi. İlgisinin uzun bir süre boyunca devam edeceğini ya da beni elde ettikten sonra bitip bitmeyeceğini nereden bilebilirdim ki? Üstelik bu zamana kadar uzun süreli bir sevgilisinin olmadığını da söylemişti.
Sıkıntıyla oflamak istemiştim, bunalmıştım çünkü düşünmekten ama şu anda çekimin ortasında makyajımın yenilenmesi için mola vermiştik. Yüzüme birçok şey sürülüyor, saçlarım tekrardan düzeltiliyordu. Ben de öylece dümdüz bir şekilde aynadaki yansımama bakıyordum.
"Bay Jeon?"
Bakışlarım aynadaki yansımamdan ayrılarak yan tarafta bana seslenen kadına dönmüştü.
"Efendim?"
"Taehyung adında arkadaşınız olduğunu iddia eden bir beyefendi içeriye girmek istediğini söyledi. Reddetsem de ısrarla size iletmemi istedi"
"Evet, arkadaşım fakat şu anda vaktim yok" demiştim saatime bakarak. "Yaklaşık bir dakikam olduğunu ve makyajım bittiği gibi çekime döneceğimi iletebilir misiniz? Eğer yine ısrar ederse çıkış saatimin belli olmadığını, benim ona döneceğimi söyleyin"
"Pekala, ileteceğim" diyerek selam verip odadan çıktığında tekrardan aynaya dönmüştüm. Döndüğüm gibi de saçlarımı yapan kuaförüm Jiyeon'la göz göze geldiğimde onun Taehyung'un kuzeni olduğunu hatırlayarak minik bir gülümseme iletmiştim.
"İşiniz bittiyse bana birkaç saniye izin verebilir misiniz?" Diyerek yanımda duran çalışanlara seslendiğimde hepsi hemen toparlanarak hızlıca odadan çıkmıştı. Herkes çıktığında yavaşça ayağa kalkıp cama doğru yürümüş ve camı açarak yüzüme serin havanın vurmasını sağlamıştım. Derin bir nefes alıp verdikten sonra iç geçirerek geri çekilecektim ki aşağıdan beni izleyen bedene takılmıştı gözlerim. Biraz yüksekte olduğum ve hava karanlık olduğu için yüz ifadelerini seçemesem de elini havaya kaldırıp bana salladığını görebilmiştim. Ben de elimi kaldırmakla yetindiğimde telefonunu işaret etmişti. Muhtemelen bana bir şeyler yazmıştı fakat telefonum yanımda değildi. Bu yüzden başımı iki yana sallamış ve içeriyi işaret ederek fazla oyalanmadan camı kapatarak çekim alanına geri dönmüştüm.
-
Yorgunca bedenimi bulduğum ilk koltuğa attığımda üzerimdeki rahatsız kıyafetler yüzünden rahat edemesem de canı tatlı popom ve sırtımın yumuşak bir yerle buluşması nedeniyle derin bir nefes vermiştim.
Çekimler yeni bitmişti ve şu an saat biri geçiyordu. Eve kadar araba sürecek halim dahi yoktu fakat başka seçeneğim olmadığı için kendime gelmem gerekiyordu.
