12. bölüm

792 115 52
                                    

[Soobin'in ağzından]

Acı çekiyordum. Sonuna kadar hissediyordum acıyı. Canım yanıyordu.

Beş gün dolmuştu Yeonjun hyung yoğun bakıma kaldırılalı. Neden hala uyuduğunu doktorlar da anlamamıştı. Benim tek düşündüğüm ise dünyadan yavaş yavaş gidiyor olduğuydu.

Yeonjun hyungun bileğindeki yara ve dikiş izlerini biliyordum. Sürekli yenisi ekleniyordu kısa süre öncesine kadar.

Bu kadar çok mu istiyordu dünyayı terk etmeyi?

Tuttuğum eline baktım. Bembeyaz teni iyice beyazlaşmıştı. Artık acım o kadar büyümüştü ki, tutamıyordum içimde.

"Hyung benim... Yeni yaralarım açıldı." Gözlerimden akan yaşlara rağmen konuşmaya devam etmek istiyordum çünkü doktorlar onun bizi büyük ihtimalle duyabildiğini söylemişlerdi.

"Yaralarım gitmiyor da. Bir an önce gelsen de puf gitseler..."

"Hem çocuklar da çok üzüldü. Beomgyu ve Hyuka ağlıyor beş gündür kapında. Taehyun tek ayakta kalanımız, hepimize o bakıyor şuan." Acıyla güldüm.

"Merak etme ilaçlarımı da alıyorum. Hem Amerika'da bir tedavi yapılmaya başlanmış bunun için... Çok pahalı ama tedavi olma umudum var artık."

Aklıma gelen hayallerimle güldüm. "Düşünsene, birlikte üniversiteye başlayabiliriz. Daha rahat buluşabilir ve evde film izleyebiliriz."

"Ben... Seni görebilirim."

O kadar acıydı ki. Kokusu ezberimdeydi, parmaklarımın gezdiği teninin her bir milimini yazmıştım aklıma ama yüzü...

Ona da dokunmuştum defalarca. Yumuşak yanakları ve dolgun dudakları vardı. Güldüğü zaman dudakları geriliyor ve ağzının yanında minik bir gamze oluşuyordu.

Ne zaman bana bir daha gülecekti?

Kalbimin acısıyla alnımı eline yasladım. "Yeonjun-ah... Gel artık bana..."

[Yeonjun'un gözünden]

Beyaz bir odanın içindeydim ve içeride annem dikiliyordu.

Bembeyaz bir elbise giymişti, hiç görmediğim kadar mutlu ve sağlıklıydı. Kocaman gülümsüyordu bana. Neşeyle koştum ve sarıldım kocaman. "Anne!"

Mis kokusu burnuma dolarken elleri sırtımı okşamaya başladı. "Tatlı Jjun'um..."

"Çok yoruldun değil mi?" Ağlarken başımı salladım sorusuna.

"Haydi beraber gidelim buradan." Yüzünü çekip bana baktı gülümseyerek. "Birlikte olabileceğimiz babandan ve sana eziyet eden dünyadan uzaklara gidelim."

Gülümseyerek bana uzattığı narin eline baktım. Acıdan kurtulmak yalnızca bir kaç santimetre uzağımdaydı.

[Yazarın ağzından]

Soobin başını Yeonjun'un eline yaslamış, olduğuna inandığı inanmadığı tüm tanrılara yalvarıyordu onu geri vermeleri için.

Aynı anda konuşmaya devam ediyordu belki Yeonjun onu duyar da gelir diye.

"Bulduğum tedavinin de kesinliği yok aslında ama çoğu kişide normale yakın görüş sağlamayı başarmışlar."

Burnunu çekti. "Bende giderdim aslında ama... Sen olmadan iyileşemem ki ben."

"O zaman..." Şaşkınlık ve sevinçle uykulu gözleriyle ona bakan gence baktı başını kaldırıp.

"...birlikte seni iyileştirmeye gidelim. Soobin-ah."

Hadi yine iyisiniz kurtardım çocuğu

Btw sizi seviyorum hayalet okuyucularım <3

can't see | yeonbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin