4. Bölüm

49 8 6
                                    

Gözlerimi açtığımda hiçbir şey göremiyorum. Sadece, Kuroo'nun kokusunu duyumsuyorum ve kulağıma ritmik kalp atışları doluyor. Özür dilemek istiyorum. Beni affetmesi, yanımda kalması için ayaklarına kapanmak istiyorum. Ama yapamayacağımı biliyorum. Onu zorlayamam. Bu konuşma başlamadan canımı alması için Tanrı'ya yalvarıyorum. Fakat, onun beni lanetlediğini ve Kuroo'nun benden ne kadar nefret ettiğini gözlerimle görmeden ölmeyeceğimi biliyorum. Bu sefer ağlama yok, gülümsüyorum. Her şeyi kabulleniyorum. O çıkacak ve bedenimi ruhumun yanına göndereceğim. Yapmak istediğim son birkaç şey var. Yataktan çıkmadan, kollarını çözüyorum. Dudağının yakınına bir öpücük kondurup onu sevdiğimi fısıldıyorum. Her ne kadar, onu bir seferliğine bile olsa gerçekten öpmek istesem de, bu kadarı bile sevgilisine, daha da önemlisi ona saygısızlık. Çantamdan telefonumu alıp Akaashi'yi arıyorum. Tek çalışta açılıyor. "Bir şey mi oldu?! Hemen geliyorum. Kenma sadece konum at ve olduğun yerde kal, tamam mı?" Suçlu hissediyorum. Ama ağlayamam... Şimdi değil... "Hiçbir şey olmadı Akaashi. Sadece itiraf etmeye karar verdim." Duraksadığını anlıyorum. "Beni arayacağına söz ver Kenma, ne olursa olsun." O zaman nefes almıyor olacağım Akaashi... Ama evet, telefonum yaklaşık 7 saat içinde seni arayacak ve kaydettiğim notu iletecek. "Arayacağım Akaashi. Ama altı saatten önce arayamam, Kuroo şu anda uyuyor." Derin bir nefes. "Ameliyat olmalıydın. Şunu bil Kenma, seni zorla o masaya yatırmam gerekse bile, eğer duyguların karşılıklı değilse ameliyat olacaksın." Benim yerime ağladığını duyabiliyorum. "Ağlama Akaashi. Bugün Bokuto-san'ınla buluşmanız yok muydu? Hadi git elini yüzünü yıka, ben de üstümü değiştireyim." Bir şey diyemeden kapatıyor ve odama geçiyorum. Günlük kıyafetlerimi alıp pijamalarımı çıkarıyorum. Birkaç dakikanın ardından Kuroo kalkıyor. Beni göremeyince hızla doğrulsa da, odada olduğumu görüp sakinleşiyor. Bir süre yüzümü süzüyor. Kalkıyor ve beni kucağına alıp en rahat olacağım şekilde yerleştiriyor. "Ağlamalısın, Kenma." Gözlerimden yaşlar süzülürken, kollarıyla beni sarıyor. Öylesine bir sürü şey anlatıyor, ağlasam da, duyduğum son kelimelerini dikkatle dinliyorum. "Ah, bu arada söylemeyi unutup duruyorum, aslında dün buluşmada söyleyecektim. Ayrıldık biz. Çok oluyor gerçi... Bu pazar 2. hafta." Şokla ona dönüyorum. Gülümseyip devam ediyor. "Onu artık sevmiyordum. Daha çok ilgilendiğim biri varken haksızlık yapamadım ona... Hoş, ilgilendiğim kişi arkadaşım mı yoksa gerçekten mi hoşlanıyorum, kafam çok karışık. Duygularımdan emin değilim. Ama emin olduğum bir şey var, o mükemmel. Tek bir kusuru bile yok. Ben anlattım, sıra sende. Anlatabilecek misin?" Başımla onaylıyorum. "Bana sen anlatmıştın bu efsaneyi. Asla inanmamıştım, ta ki bizzat yaşayana kadar... Hanahaki. Senin söylediğin şeylerin aynısını birine karşı hissediyorum ve bu beni öldürüyor. Ama Tanrı şahidim olsun ki, tek saniyesinden bile pişman değilim. Ameliyat olmayacağım. Ona aşık olmamalıydım ve suçlu hissediyorum. Ama biliyorsun değil mi Kuroo? Bunu ben seçmedim. Yemin ederim ona aşık olmayı ben seçmedim. Duygularımı yönetebilsem, onları tamamen değiştirirdim. Özür dilerim Kuroo." Yaşlı gözlerimle ona bakıyorum, saçlarımı okşuyor. Gözlerini kapayıp açıyor. "Ameliyat olacaksın Kenma. Ölmene izin vermeyeceğim." Yaptığımız her şey gözlerimin önünden geçiyor ve reddediyorum. "Hayır, Kuroo. Eğer onunla olan anılarımı kaybedeceksem, ölürüm daha iyi. Bunu ben seçiyorum. Öleceğimi biliyorum. Asla beni sevmeyecek. Ama, bırak mutlu öleyim. Yalvarıyorum sana Kuroo, zorlama beni. Lütfen." Seni kaybedeceğime, ölürüm daha iyi. Çektiğim her şeye değer, Kuroo. Seni seviyorum. Ölürken ve öldükten sonra, hep seni seveceğim. İyi ki seninle tanıştım. Bu sefer, ağlayan o. "Kim? Bir şekilde seni sevmesini sağlayacağım. Ne zamandır?" Ölmek için güzel bir gün. "2 yıldır seviyorum, bir yıldırsa bu hastalığa sahibim. Ama kalbim senin için atıyorken, onu kaybetmeyeceğim. Özür dilerim, Kuroo." Bağrılmaya hazırım. Nefrete hazırım. Ama sıkı bir sarılmaya hazır değildim... "Suçlu senmişsin gibi özür dileyip durma. Seni kaybetmek istemiyorum. Seni kaybetmeyeceğim, Kenma. Bahsettiğim kişi sensin ve sen konuşurken ne hissettim biliyor musun? O kişinin yerinde olsam kurtulacağını... Çünkü seni seviyorum. Yine de, bana duygularımdan emin olmam için sadece üç gün ver. Sonra bir daha asla seni yalnız bırakmayacağım. Hepsini telafi etmeye çalışacağım. Ancak... Eğer... Sana karşılık veremezsem... O ameliyatı olmanı istiyorum senden. Anılarımızı tekrarlayabiliriz. Yeni anılar oluşturacağız. Çok daha güzellerini... Söz veriyorum. Gitmeliyim, düşünmem gerekiyor. Akaashi'yi arayacağım, tamam mı? Üç gün boyunca yemek yediğinden emin olması gerekiyor. Ve uyuduğundan..." Bir yıldan beri, ilk kez nefes alabiliyorum.

Hanahaki Disease Where stories live. Discover now