Prologuess

73 5 0
                                    

Ilık bir baharın cıvıl cıvıl akşam üstü, Yonsei High School öğrencileri pek de ilgi göstermedikleri derslerin en sonuncudundan çıkmışlardı. Henüz haftanın ilk günü olmasına rağmen hepsi derslerden bunalmış ve kafa dağıtmak için sahte arkadaşlarıyla pahalı kafelere gittiler. Onların hiçbiri için para sorun değildi. Ne de olsa kollarındaki saatler, omuzlarındaki çantalar ya da sadece bir kere takacakları takılar sıradan bir ailenin yıllık geçimini sağlayabilirdi değil mi? Onlar için diğer insanlar pek önemli değildi. Onlar Hiyerarşi piramidinin en tepesindeydiler ve bir gün tıpkı babaları gibi diğer insanların üzerine basıp geçecek, Her ne pahasına olursa olsun o piramidin tepesinde kalacaklardı. Tıpkı paranın pek kıymetli kokusunu bir kere içine çekmiş, Gücün et kadar lezzetli bir o kadar da sert tadını bir kere almış her insan gibi.

Şanslıyız ki aralarındaki sarışın bir oğlan bu durumdan pek memnun değil ve bizimle benzer düşünceleri paylaşıyor. Kesinlikle diğer arkadaşlarına da bu güzel fikirlerini anlatmalıydı. Pardon onun hiç arkadaşı yoktu. Bu yüzden şimdi gidip anlatacak birini bulmalıydı. Tabii onu tekrar bulabilirse.

     Sarışın oğlan hızlı adımlarla yokuşu tırmandı,  kaslarını zorlayınca hissettiği acıyı pek severdi. Her bir ince kas lifi zorlanmanın verdiği acıyla mekanik bir kol gibi yavaşça çekilir, bir sonraki adımda aynı şeyler diğer ayağı için olurdu. Henüz ilk adım atılmadan yeniden...

Kapıdan girince ayakkabılarını çıkarttı çocuk. Ne de olsa dışarısının pisliği dışarıya aitti. Onunla yine bir ton zırvalığı konuşmaya çalışan annesini görmezden gelerek odasına çıktı. Özenle katlanmış kıyafetlerin her birini ceviz* dolaptan yere fırlattı. Aradığı şeyi bulamayınca bir başka dolaba geldi sıra. Dolapların içindeki eşyalar sırayla dökülüyordu. Aradığını bulamayan çocuk nereye gideceğini biliyordu. Tekrardan aşağı indi, ayakkabılarını giyinip çıktı mütevazi evlerinden bahçelerine. Mütevazi dediğime bakmayın, bu civarlardaki en büyük ev olur kendileri. Bu civar dediğimizse Gineun Geos adlı evler sitesi. Büyük konutlar, geniş bahçeler, ferah odalar. Herkes böylesi güzel bir evde yaşamayı hak ederdi. Değil mi?

    Bahçedeki iyice uzamış çam dizisinin arasına girdi oğlan. Sitenin en tepesinde bulunan evleri  meraklı komşularının dikizlemelerinden saklanmak için minik bir çam ormanı ile çevriliydi. Biraz dolaştı, basit ama sağlam bir ağaç eve tırmandı. Aradığı ilk şeyi bulamasa bile son şeyi bulabilecekti belki burada. Bu sefer daha nahif dağıttı etrafı. Raflarda, duvarlarda titrek bir mum gibi tutunmuş anıları kaçırmaya korkar gibi. Aradığını bulmuştu sonunda. Artık her şeyi anlatabilirdi ağlayarak Sevgili Daisy'ye. Elinde evirip çevirdi bir süre çilek desenli defteri. Çekinerek açtı ilk sayfayı ve başladı şimdikine kıyasla çirkin, sıradan bir insan için güzel olan yazısını okumaya.

𝐷𝑒𝑎𝑟 𝐷𝑎𝑖𝑠𝑦 // 𝐻𝑦𝑢𝑛𝑙𝑖𝑥 ⚣Where stories live. Discover now