22. Bölüm

6.3K 815 3.4K
                                    

Ay uyumadınız dimi 😫 öslxöslxöslxösl

Aslında beklediğimden de çok yorum geliyo ama yine de söylemek istiyorum. En sevdiğim şey gelen yorumları okumak, bu yüzden bol bol yorum yaparsanız çoook mutlu olurum 🥰😽😽

Bu arada şarkının bölümle bi alakası yok. Yeni keşfettim ve çok beğendim. Umarım siz de beğenirsiniz 💘

İyi okumalar 💕

~~~

Tonio, Jimin'in peşinden salondan çıkmıştı. Ortalıkta hiç kimse görünmüyordu. Aceleyle yürümeye devam etti, danışma bölümünde de kimse yoktu. Sesli bir of çekip sağ elini saçlarından geçirdi. Bir yere saklanmış olduğunu biliyordu, bu soğukta eve kadar koşacak değildi ya? Görevli orada olmadığından vestiyerden kabanını aldı. Dışarıyı kontrol etmek için tam kapıdan çıkacakken tanıdık olan sesle durmuştu.

Gözlerini devirip sesin geldiği yöne doğru döndü. Sahte bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne.

"Adam..?"

Adam, karşısındaki genci baştan aşağı süzdü. Kaşları çatılmıştı. Onu bu hâlde görünce bir anlığına söyleyeceği şeyi unutmuştu.

"Nereye gidiyorsun?" Tonio, sorusuna bir cevap veremeyince anlamıştı nereye gittiğini. "Jimin'i mi arıyorsun?"

Tonio usulca kafasını salladı.

"Nerede olduğunu biliyor musun?"

Adam eliyle arkasında kalan bir yeri işaret etti. "Tuvalete giderken gördüm onu. Bir şey mi oldu?"

"Hayır." diye kestirip attı Tonio. Tuvaletlerin olduğu bölüme doğru yürümeye başlamıştı.

"Ben de inandım." Adam onu takip ederken söylendi. Tonio pek umursamamıştı sözlerini.

Tuvalete girdiğinde tüm kabinleri tek tek kontrol etti. Jimin hiçbirinde yoktu. Sinirini bastırmak adına derin derin nefesler aldı ve verdi. Adam'a doğru dönmüştü. "Nerede hani?"

"Az önce buradaydı. Şu kabinin içinde." Tonio ona şüpheci yüz ifadesiyle bakmaya devam ettiğinden kendini kötü hissetmişti. Yalan söylemiyordu. Jimin birkaç dakika önce buradaydı. "Kapıyı açmasını söyledim kaç kez! Yalan söylemiyorum. Hem neden yalan söyleyeyim ki?"

"Belki başka biriydi..?" Gözlerini devirip hızla yanından geçip gitti.

Adam arkasından bağırıyordu: "Jimin'di! Onu gördüm." Tonio'yu kolundan yakalayıp durmasını sağladı. "Ağladığından da eminim. Ne oldu onu söyle sen."

Tonio kolunu ondan kurtardı. Adam onu daha önce bu kadar sinirli ve gergin gördüğünü hatırlamıyordu. Bu yüzden biraz şaşkındı.

"Sana hesap mı vereceğim? Eğer Jimin sana ne olduğunu anlatmak isteseydi kapıyı açar anlatırdı değil mi? Git, işine bak. Bir de seninle uğraşamayacağım."

Adam, Tonio'nun bu ani çıkışını beklemediğinden küçük çaplı bir şok geçirmişti. Ağzı açık bir şekilde yanından uzaklaşan gence doğru bakarak gözden kayboluşunu seyretmişti sessizce. Ayrıca, Jimin hakkında söyledikleri de canını acıtmıştı.

Tonio soğuk havayı içine çekti. Ciğerlerini yakmıştı sanki soğuk. Ardından neden burada olduğunu kendine hatırlattı ve etrafta gezinmeye başladı. Otel çok büyük değildi. Gidebileceği her yeri kontrol etti ama Jimin'i bulamamıştı.

Tanrı'dan sabır dileyerek yeşil gözlerini gökyüzüne dikti. Hava açıktı, şaşırtıcı bir şekilde. Geçen seneyi dün gibi hatırlıyordu, bütün gün ve gece kar yağmıştı. Gökyüzüne bakarken otelin çatısında takılı kaldı gözleri. Bütün vücudu korkudan gerilmişti. Koşarak otele girdi. Asansörün tuşuna basıp duruyordu. Sanki daha hızlı inecekmiş gibi. Saniyeler geçtikçe içinde  büyümeye devam eden o korkuydu onu bu kadar çaresiz hâle getiren.

JeonWhere stories live. Discover now