2K 211 72
                                    


durmadan bölüm atmak istiyorum ama yapmamam gerek.

***

Sert rüzgar bedenimle buluşurken titreyip kendime sarılmıştım. Yanımdan bir sıcaklık alsam da içgüdülerim kendime sarılmanın daha güvenli olduğunu söylüyordu. Hafifçe gözlerimi aralamaya çalışsam da sonrasında oturduğum koltuk ve tekrar artan ısıyla biraz beklemiştim.

Birkaç dakikanın ardından gözlerimi açtığımda yolda, dahası bilmediğim bir arabada olduğumu fark edip panikle gözlerimi kocaman açmıştım.

"Uyandın mı?"

Shouto senpai yanımda, rahatça arabayı kullanırken ben titremiştim olduğum yerde. Benliğime karışmış Kacchan 'Ne sikim dönüyor şu an burada?' diye bağırıyordu.

Kolumdaki saate baktığımda saatin bir hayli geç olduğunu fark edip iyice korkmuştum.

"Denki nerede?"

Endişeyle sormuştum. Beraber gelmiştik ve ben uyuya kaldığım için arkadaşım... Hızla telefonumu çıkarmaya çalışırken Shouto beni durdurmuştu.

"Endişelenme, Shinso'yla beraber ayrıldılar. Seni de uyandıracaktı ama ben engel oldum uyuman için. Ben götürürüm dedim ona."

Yine de içim rahat etmediği için telefonumu çıkarıp aramıştım Denki'yi. Tıpkı Shouto'nun anlattığı gibi yanıt aldığımda onu daha sonra arayacağımı söyleyerek kapatmıştım telefonu. Kırılmıştım. Sırf biri öyle dedi diye beni bırakması fazlasıyla kırmıştı beni. Daha Shouto'yla tanışalı ne kadar olmuştu da beni bırakıp gitmişti?

"Ev adresini aldım yani direkt oraya götüreceğim seni merak etme."

Sanırım Shouto da yüzümdeki ifadeden bir şeylerden rahatsız olduğumu anlamıştı. Ama ne olursa olsun, Shouto'dan da emin olamıyordum.

Ailemi arasam açacaklarını sanmadığım için boş boş telefonumun ekranına bakmıştım. Aslında Kacchan'ı arasam açardı ama o da benimle zaten çok ilgileniyordu. Biraz kendine de vakit ayırması gerekiyordu. Ona fazlasıyla yükken bir de saçma düşüncelerim yüzünden bu saatte rahatsız edemezdim. Bir kez olsun kendim halletmeliydim.

Birkaç dakika sonra araba evimin olduğu yerde durduğunda başımı Shouto'yu çevirip teşekkür edecektim ki oturduğum yerdeki kapının aniden açılmasıyla yerimde sıçramıştım. Karşımdakinin yüzünü dahi göremeden emniyet kemerimi çıkarıp beni dışarı çıkardığında ne yapacağımı bilememiştim. Shouto da benimle beraber arabadan indiğinde beni arabadan indirenin Kacchan olduğunu fark edebilmiştim.

"Senin burada işin ne?"

"Ve bu seni neden ilgilendiriyor?"

İkili de sinirli dururken Kacchan'ın ifadesi beni asıl endişelendirendi. Dibimdeydi ve beni öyle sarmıştı ki, Shouto bana zarar vermese de sanki o tehlikeli biriymiş gibi hissetmiştim. Zaten başından beri tedirgin olduğum için kalbim acımaya başlamıştı.

"Kac-"

"Seninle evde konuşacağız Izuku."

Izuku..? En son bana ne zaman Izuku dediğini bile hatırlamıyorum. Ve şimdi bu hali, beni fazlasıyla korkutuyordu.

"Bir daha ona yaklaşma Todoroki."

"Bu senin belirleyebileceğin bir şey mi Bakugou?"

"Evet piç. Şimdi siktir git."

Daha fazla bir şey demeden de ani bir hareketle beni kucağına alıp ilerlemişti. Korktuğum için hiçbir tepki dahi verememiş sadece durmuştum. Normalde beni kucakladığında göğsüne sinsem de şu an korkudan onu bile yapamıyordum.

Birlikte eve girdiğimizde direkt salona geçmiş ve beni koltuğa bırakmıştı. Hala sakin gözükmezken salondan çıkmış birkaç saniye sonra da elinde suyla tekrar gelmişti. Suyu bana uzattığında titreyen ellerimle alıp içmiştim. Bardağı masaya koymak için uzandığımda elimden çekip kendisi sertçe koymuştu.

Bu davranışları ağlamak istememe sebep oluyordu.

"O piçle ne işin vardı?"

Sesinden belliydi siniri yine de bağırmadığı için şükretmiştim.

"B-biz Denki'yle-"

İki kelimem bile kekelememe sebep olurken daha cümlemin devamını beklemeden sözümü kesmişti. 

"O veleti uyarmıştım. Kaç kere uyarmama rağmen, şimdi eve o piçle dönüyorsun."

Karşımda, salonun içinde volta atarken eliyle saçlarını yoluyordu. Başımı eğip parmaklarımdaki etleri çekiştirmeye başladım. Odama çıkmak istiyorum.

"Neden seni o getirdi? Siktiğimin o piçi neden yanındaydı Izuku?"

"B-ben-"

Uyuyakaldığımı ve arabada gözlerimi açtığımı söylersem daha da sinirlenirdi. Buna ek olarak onsuz içmiştim. İlk içtiğimizde bile söz verdirtmişti bana. Bense verdiğim sözü dahi unutmuş, bilmediğim bir ortamda, ne olacak ki, diye düşünerek içmiştim.

"Sikeyim, beni arayabilirdin! Ama dur benim aramalarımı bile görmezken nasıl arayasın ki değil mi?"

"Ö-öz-"

Yine bir sözüm daha kesilirken dolan gözlerimden usulca birkaç damla yaş akmıştı. Kacchan bana doğru eğilip başımı kaldırdığında hayatım boyunca ilk defa onu, bana böyle bakarken görmüştüm. Korkum giderek artarken gözlerindeki kızıllığın giderek daha da koyulaştığına şahit olmuştum.

Tamam, bu kez gerçekten öleceğim, dediğim ansa sesi o kadar hüzünlü ve kibar gelmişti ki.

"Bunu bana neden yapıyorsun?"

Sonrasında her şeyi beklemiştim. İnanın, vurmasını dahi beklemiştim ama o, gözlerini yumup başını omzuma yaslarken boynuma dönmüştü. Boynumun açıkta kalan yerinde nefes alışverişini ve birkaç damla ıslaklığı fark ettiğimde titremiştim.

Her anını görmüştüm onun. Uykudan uyanışını, huysuzluğunu, şımarmış halini, mutlulukla attığı kahkahalarını, utanmış, kızarmış suratını ama ilk defa, hayatımda ilk defa ağladığı ana şahitlik ediyordum.

"Canımı neden yakıyorsun Izuku? Neden görmüyorsun?"

***

aslında kiss mi olsa demiştim
sonra kızgınlık olsa da şey mi olsa diye bayağı düşünmüştüm ama
bunu beklemiyordum :'

aslında kiss mi olsa demiştim sonra kızgınlık olsa da şey mi olsa diye bayağı düşünmüştüm amabunu beklemiyordum :'

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
çocukluktan//bakudekuWhere stories live. Discover now