20

495 61 65
                                    

"Ben de geleyim mi? Lütfen! Abi lütfen! Söz veriyorum yanından kalkmayacağım! Hiç konuşmayacağım! Lütfen! Ben de geleyim, lütfen!" abime annelerine yalvaran küçük çocuklar gibi yalvarıyordum. Okula gidememiştim ve o da olmadığı için bütün gün evde çok sıkılmıştım. Ablam vardı ama... Kendisi bütün gün telefonla konuştu ve kahkaha atıp durdu.

"Olmaz Cheonsa." ~Sunoo

"Bak, sözünden hiç çıkmayacağım! Her şeyde senden izin alacağım! Lütfen geleyim! Beni de götür!" ~Cheonsa

"Götür de ağlamasın Sunoo. Peşinden ağlarsa ben susturamam. Süt yok evde. Gelirken sütte alırsınız." ~ablaları

"Bu yüzden süt bitmeden haber verin diyor annem." ~Sunoo

"Geliyorum dimi?" ~Cheonsa

"Çabuk hazırlan. Bir saat seni bekleyemem." ~Sunoo

Üşengeç benden beklenmedik bir hızda odama gitmiş, aynı beklenmedik hızla hazırlanmıştım.

Abim bana bir şey olacak korkusundan yol boyu elimi tutmuştu. Karşıdan karşıya geçerken, "sen sola bak, ben sağa. Sonra ben sola bakayım, sen sağa. " diyordu.

"Bu ne acele? Çok erken gelmedin mi Sunoo hyung sen-... Hoşgeldin Cheonsa'm!!" ~Niki

Niki bana sarılmaya çalışınca, Sunoo hemen durdurmuştu.

"Hoşbulduk, temastan kaçınalım lütfen." ~Sunoo

"Ama-" ~Niki

"Yok ama falan." ~Sunoo

Niki'ye gülümsemiş, Sunoo'nun 'koruması altında' içeriye doğru ilerledim.

"Kim Sunoo, niye bu kadar geç-... Park Cheonsa, niye bugün okula gelmedin?" ~Jay

"Anası mısın, babası mı?" ~Sunghoon

"Merak ettim, olamaz mı?" ~Jay

"Ev sahibisin, kapıyı bile açmıyorsun. Bir de hesap soruyorsun hyung." ~Sunghoon

"Sanane?" ~Jay

Sunghoon hiç bir şey demeden bana sırıttı ve Jay'e hiç hoş olmayan bir bakış attı.

Gülmemek için kendimi tutarken, zil çalmıştı.

"Sandalyelere mi oturursun, yoksa yere mi?" ~Sunoo

Yeri işaret ettim ve birlikte oturduk. Herkes yerde otururken ben niye sandalyede oturayım ki?

"Bir şey ister misiniz çocuklar?" ~Jay'in Annesi

"Cheonsa bir şey ister misin?" ~Jay

Kafamı iki yana salladım. Konuşmayacağım hakkında Sunoo'ya söz vermiştim ve bunu hatırlatmıştı. Konuşmayacaktım. Asla.

"İstemiyormuşuz anne." ~Jay

"Niye onun dediği-" ~Sunghoon

"Siz misafir bile sayılmazsınız. Misafir olan Cheonsa." ~Jay

"Yani ev bizim?" ~Jungwon

"Evet, ev sizin. Tapusu sizin üstünüze. Ne diyorsun sen ya?" ~Jay

"Öyle diyince..." ~Jungwon

"Bundan lider olmaz. Heeseung hyungu yapabiliriz." ~Jake

"Bence de. Nasıl olsa şirketi Heeseung hyung yönetiyor. Biz bir şey diyince üstüne gitmiyoruz, o bir kere diyor, ikincisini söylerse ölmüş oluyorsun zaten." ~Jay

"Heeseung hyung 'sizinle uğraşamam' dedi. Boşuna hayal kurmayın." ~Sunoo

"İyi insan lafın üstüne gelirmiş. Sizinle kim uğraşır?" ~Heeseung

Sesini duymamla gözlerimi incelediğim halıdan kaldırdım. Halının desenleri hoş olabilir ama Heeseung daha hoş... Kat kat daha hoş.

"Mesajlara cevap vermeyen hanım, niye gelmedin bugün okula?" ~Heeseung

Mesaj mı atmış? Telefonum bütün gün Sunoo'daydı...

"Kendini iyi hissetmiyordu. Şimdi iyi olduğu için dışarı çıkmak istedi." ~Sunoo

"Sen onun avukatı mısın?" ~Heeseung

"Avukat olsam niye bir daha okuyayım?" ~Sunoo

"O zaman o cevap versin." ~Heeseung

"O konuşamaz." ~Sunoo

O derken? Benim bi adım var.

"Yanlız o değil, Cheonsa. Kıza doğduğunda bi isim koymuşlar." ~Niki

İşte arkadaşlık! Resmen telepati yolu ile anlaşıyoruz.

"Niye konuşamaz?" ~Jake

"Söz verdi, konuşmayacak." ~Sunoo

"Abi kardeş dediğin didişir, kavga eder. Böyle olmaz. Siz ne biçim yaratıklarsınız?" ~Heeseung

"Bir yaratıkla evlenmek istiyorsun- aaah!" ~Sunghoon

Heeseung, Sunghoon'a 3 yastık birden atmıştı. Jay'in annesi gelip birbirinizi öldürmeyin derse hiç şaşırmam.

"Ödev konusuna gelelim zekiler." ~Niki

DUMB ⚜ ENHYPEN ✔Where stories live. Discover now