Teneffüsteydik. Kızlarla Uraraka'nın masasının başında toplanmış havadan sudan konuşuyorduk. Sıramın altındaki telefonun titrediğini duyunca sohbetten koptum.
Arayan çok sevdiğim komşumuz Bayan Himari'ydi. Çok güzel yemek yapardı. Her yaptığı şeyi, özellikle ben konuşma zorluğu çekerken, getirirdi. Onu özellikle o zamanlar çok severdim. Daha fazla bekletmeden açtım.
"Bayan Himari! Nasılsınız?"
"Sağ ol canım, ben iyiyim sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Bu güzel sürprizi neye borçluyum acaba?"
"Çok merak ettiğim bir şey var da..."
"Hemen cevaplamak isterim. Sorun nedir?"
"Dün akşam sizin evden gelen bağrışma sesleri duydum. Siz iyi misiniz canım?"
"Ah, çok mu bağırdık? Rahatsız ettiysek özür dilerim. Bizi bilirsiniz. Aile içi problemler... Hiç bitmiyorlar. Ama artık hallettiğimi düşünüyorum."
"Babanı hiç sevmezdim zaten. Hep kaba biriydi."
"Haklısınız... Ne diyebilirim ki... Başka bir sorunuz var mı? Şuan okuldayım da."
"Tamam seni fazla tutmayacağım. Biraz önce annene sormuştum ama cevap vermemişti. Bir de sana sorayım istedim."
"Annemi bilirsiniz. Bu gibi konularda konuşmaz. Neyse. Sonra görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz tat-"
"Bayan Himari? Bir sorun mu var?"
Cevap vermesi için bekliyordum. Kızların yanında konuştuğumdan onlarda merak etmişti. Gözlerimi kısmış sanki hayatım telefonun ucundaki Bayan Himari'ye bağlıymış gibi bekliyordum.
"Babanı... Evden kovdunuz değil mi?" dediğinde anlamadım. Babam ne alakaydı..?
"E-Evet... Ona bir daha eve gelmemesi için ciddi bir uyarı yaptım, da... Neden sordunuz?"
"Babanı az önce sokakta gördüm canım. Sizin eve doğru geliyor..."
Nefesim kesilmişti... O şerefsiz... Neden bizim eve geliyordu? Onu çok ciddi bir şekilde uyarmama rağmen... Annemin peşini bırakmıyordu.
Ayağa fırladım.
"Bayan Himari, bakın biliyorsunuz bu çok ciddi bir konu. Doğru gördüğünüze emin misiniz?"
"Evet canım. O pisliği nerede görsem tanırım. Şuan sizin kapının önündeki saksıları kırıyor."
"Hayır hayır... Bayan Himari, hemen oraya geleceğim. Ben gelene kadar lütfen polisi arar mısınız?" dedim ağlamaklı bir sesle. Tüm sınıf hem ses tonumdan hem de 'polisi ara' dediğimden bana dönmüştü. "Lütfen Bayan Himari..."
"Tamam canım. Hemen arıyorum." dedi ve telefonu kapattı. Hızla kendimi silkeledim.
"Luna-san, neler oluyor?" dedi Uraraka.
"Polisler ne alaka?" dedi Tokoyami.
"B-Biriniz okul çıkışı çantamı odama bırakabilir mi lütfen? Ben akşama dönerim." diyerek onların sorularını yanıtlamadan kapıya koştum. Kapı önündeki kirpi kolumu tuttu.
"Sorulara cevap ver."
"Vakit yok! Çok geç olmadan onu kurtarmalıyım." diyerek kolumu kurtardım. Tekrar koşmaya başladım. Bizimkiler arkamdan bakakalmıştı. Tüm koridor boyu koştum.
Sona geldiğimde o an hiç rastlamak istemediğim iki kişi merdivenlerdeydi... Monoma ve Aizawa-sensei...
Monoma'ya çarptım. Merdivenden uçmak üzereydim ki beni yakaladı. "Ölmek falan mı istiyorsun ucube? Ben olmasam uçacaktın." dedi pişkin pişkin. Beni yukarı çekip yere bıraktı. Sadece oturmuş ağlıyordum.
YOU ARE READING
Kız Kardeşlerin Kavgası // BNHA FanFic
FanfictionBir süre yüzüme baktı öylece. Sonra sırıtmaya başladı. "Kardeşimin seni neden seçtiğini anlamaya başladım. Bizim için adaletsiz başlayan dünyada son yaptığımız şeyin, adil olmasını istiyorsun..." HİKAYE BİTMİŞTİR, SON DÜZENLEMELERİ YAPILMAKTADIR İ...