▪︎ єp 19

1.2K 138 137
                                    

▪︎ Vote 55 +
.
.
. Size ' Vote verin ' demekten sıkıldım. Her şeyin bir karşılığı vardır.
.
. Ve bölümler sınır dolduktan sonra yazılır.
.

3 gün.

Halley olmadan en fazla bu kadar dayana bilmişti Jungkook. Şimdiyse sevgilisini almak için Taehyung'un kapısına gelmişti. 3 gün önce kemiklerini kırdığı ayağına gelmek o kadar sinir bozucu bir durum du ki Jungkook kendisini yumruklamak istiyordu ama başka çaresi de yoktu.

• Aptal Jungkook.

Homurdanarak arabadan inip önündeki eve baktı. Jimin'in söylediğine göre Taehyung hâlâ eski evinde kalıyordu, tabi bunun ne kadar doğru olduğunu öğrenicekti birazdan.

• Seoul, Seoul diye tutturuyordun değil mi? Al sana Seoul, bok mu vardı burada? Geldiğinden beri bitmiyor sorunların. Taehyung'u gider Yun'u başlar, Yun'u bitmeden Halley'i başlar.

Kendi kendine homurdanarak bahçenin içinden geçerek eve doğru ilerledi. Kapıya vardığında derin nefes alıp göz devirdi kendi kendine.

• Lanet Kim.

Elini kaldırıp ard arda bir kaç kez zile bastığında çok geçmeden kapı açıldı ve aralıktan Taehyung'un bedeni gözüktü.

Jungkook gözlerini erkeğin yüzünde gezdirirken dudakları yukarı kıvrıldı. Karşısında tam bir şaheser duruyordu. Kendi şaheseri. Taehyung'un yüzünü öyle bir hale sokmuştu ki onu gören araba kazasında yüzünü asfalta sürttüğünü düşüne bilirdi bile.

• Bana Halley'i çağır.

Onunla fazla muhattap olmak istemiyordu, direk kızı alarak gidecekti.

* Nasıl geldiysen öyle de git Jungkook. Benim evimden ala bileceğin biri yok.

Erkeğin kaşları yavaştan çatılırken, önündeki adam onun aksine çok da rahattı.

• Sana Halley'i buraya çağır dedim.

Her bir kelimeyi bastırarak söyledi Jungkook. Taehyung sıkıntılı nefes vererek baktı ona.

* Hayır kelimesini köpek bile anlarken, sen neden anlamıyorsun?

Jungkook sinirle ona doğru yaklaşırken Taehyung elini kaldırarak onu engelledi.

* Yerinde olsam denemem bile, sana geçen gece karşılık vermememin sebebi haklı olman ve senin evinde olmamız. Ama burası benim evim Jungkook.

Koyu irislerini küçüğünün gözlere sabitledi.

* Sana acımam, ve emin ol benim tekniklerim seninkinden daha acılıdır.

Jungkook öfkeyle ellerini yumruk yaptı. Ondan korktuğunu mu sanıyordu yoksa?

• Ne istiyorsun?

Taehyung omuz silkerek tek omuzunu kapıya yasladı. Şimdi aynı dili konuşmaya başlamışlardı işte.

* Yun'u ve oğlumu. Onları bana ver Halley ve bebeğini gel al.

Duyduğu kelimelerin üzerine Jungkook'un dudaklarından kahkaha döküldü. Geçerken de delirmek üzereydi, bekli de çoktan delirmişti.

• Sen kafayı mı yedin? Yun'u sana vereceğimi nasıl düşünürsün ha? O benim kardeşim. Halley'e gelirsek o da karnındaki bebek de benim.

Olmadığını da iddia eden olmamıştı zaten. Jungkook ne kadar konuşursa konuşsun eninde sonunda dediğini yapmak zorunda kalacaktı.

* Evet, Yun senin kardeşin tıpkı Halley'in benim kardeşim olması gibi. Unuttun mu? Biz onunla aynı soy ismini taşıyoruz. Ve şunu da hatırlatırım sana ki Yun ve Noah da benim. Ve Jungkook....

Bir adım öne atarak onunla yüz yüze durdu.

* Ben oğlumu doğduğu gün kucağıma ala bildim ama seni bundan mahrum bırakırım. Değil bebeğinin doğumunu yaşını bile göremezsin. Bu yüzden akıllı ol ve ayağını denk al.

Jungkook hırsla dişlerini sıkıp erkeğin yakasını kavradı.

• Sen beni tehdit mi ediyorsun?

Taehyung sakince elini onun ellerinin üzerine koyarak yakasınd ayırıb geriye doğru itti.

* Tehditi sadece korkaklar yapar Jungkook. Ben sana direk olacakları söylüyorum ki hata yapmayasın. Senin kardeşin için yapamayacağın şey yoksa benimde yoktur.

Jungkook içinde biriken öfkeyi dudaklarından zehir gibi akıtacakken, duyduğu naif sesle tüm öfkesini anında çekilip yok olmuştu..

¤ Taehyung, Jungkook'mu geldi yoksa?

Jungkook kalbine bir şeyin battığını hissetti bir anlık. Halley her kapı çaldığında onun mu geldiğini düşünüyordu?

Taehyung iç çekerek kapının önünden çekildi sakince. Tabiki gitmesine izin vermeyecekti sadece görüşe bilirlerdi o da Halley'in hatrı için.

* Evet, o geldi.

Jungkook'un yüzünü görmesiyle Halley'in yüzünde büyük bir gülümseme belirirken gözlerinin dolmasına engel olamadı.

¤ Gelmişsin Jungkook.

Neşeli sesi dudaklarından firar ederken, erkeğe doğru gitmek için adımlarını hızlandırdı. Merdiven basamaklarını hızla inerken bir yandan da düşmemek için dikkat ediyordu.

Son basamağı da indiğinde, attığı ilk adımında kasıklarından karnına kadar giren şiddetli savcıyla inleyip iki büklüm oldu.

Halley!

İki erkek de hızla kıza doğru yanaşdığında Halley daha fazla dayanamayıp yere çöktü. Acısı o kadar şiddetliy di ki nefes bile alamıyordu.

• Hyung bir şey yap!

Titremeye başlamıştı sesi, korku vücuduna zehir gibi yayılıyor du. Halley'i yada bebeğini kaybetmek istemiyordu.

* Arabayı çıkarıyorum, getir onu.

Taehyung hızlı adımlarla , evden çıkıp garajına ilerlerken Jungkook kolları arasında acıyla kıvrılan sevgilisinin yüzünü avuçla dı.

• Korkma tamam mı güzelim? İyi olacaksın,iyi olacaksınız.

Kız dudakarı arasından sesli hıçkırık bırakırken karnındaki elini sıkılaştırdı. Öyle bir satılmıştı karnına sanki bebeği gidiyormuş da onu bırakmamak için savaşıyor du.

¤ Jungkook bebeğim.

Halley'in acı feryadı doldu erkeğin kulaklarına. Titreyen elini korkarak kızın bacak arasına doğdu uzattı. Parmaklarına bulaşan ıslaklıkla elini geri çektiğinde bedeni kas katı kesildi.

Yüzü bembeyaz olurken, parmağına bulanan kana baktı sadece.
Anlayamadı Jungkook, ne demekti bu?
Yoksa onlar bebeklerini mi kaybetmişti?

.
Vote 55+ ☆
.

Vote 55+ ☆

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
I Need U ᴷᵀᴴWhere stories live. Discover now