"Allah'ın emri, peygamberin kavliyle oğlunuz Zhan'ı, oğlumuz Yibo'ya istiyo-"
Yibo isyan ederk ayağa kalktı. Zhan'ın akrabası ve kendi gudubet akrabaları'nın yüzü de kendisine dönmüştü.
"Baba qaç def konuştuk bunu seninle biz!"
Jongin kolunu tutup Yibo'yu yerine oturtmuştu.
- Qardo sakin mi olsan? Ne oldu?
"Bremen babama dedim ki şöyle iste çiÇeQimi - Allah'ın emri peygamberin kavliyle oğlumun çiÇeqİ olan maşallah tam oğlumuza layık olan lokum gibi offf aynı bebeğim gibi olan şu maşallahı olan ateş parçasını Yibo'ya istiyoruz- diyecekti."
Halası çerez paketinde kalan leblebiyi alıp Yibo'ya fırlattı.
"Gerizaklı senin Baba'nın zaten 3 gram aklı var. O kurduğun cümleleri nasıl aklında tutsun?"
Yibo bunu düşününce mantıklı geldiği için damatlığını düzeltip yerine geri oturdu.
"Çok haqlısın Hala"
Cheng amca eline tespihini alıp sabır çekmeye başlamıştı bile. Yibo'nun babası tekrardan söze girdi.
"Bizim çocuğun kusuruna bakmayın. Olan aklını da aşık olunca kaybetti. Allah'ın emri peygamberin kavliyle Zhan'ı, Yibo'ya istiyoruz. Yibo tek kelime edersen ağzını kırarım Zhan'ı da rüyanda görürsün!."
Yibo kalktığı yere tekrardan geri oturdu.
Cheng amca dikkatlice düşündü. Doğrusunu söylemek gerekirse baya bir düşündü. Sonuçta prenses oğlunu pekin kekosuna veriyordu.
"Bakın oğlumu veriyorum ama hiç içimden gelmiyor. Yibo seni uyarıyorum 1 ay sonra ila evlilik dersen senin o kafanı kırarım."
"Ama Cheng-"
Wang Hatun salak oğlunun kafasına bir tane geçirdi ve onu susturdu.
"Sakın ağzını açma daha kaldığın 2 ders var isteme diye tuturdun. Biraz nişanlı kalın okul bitince evlenirsiniz."
Haoxuan kurabiyesini ağzına tıkıp üzerine limonata çekti ve dolu ağzıyla boğulmadan konuşmaya çalıştı.
"Qardo o 4 dors doğol moydo?"
Herkesin kafası Yibo'ya dönmüştü.
"Yoq! Hao qardeşim yanlış hatırlıyor."
Haoxuan konuşmaya devam etti.
"Yoo ohooo"
Boğazına kaçan kurabiye tozuyla Haoxuan şiddetle öksürmeye başladı.
"Yibo oğlum??"
Yibo Haoxuan'a su vermek üzere olan annesink durdurdu.
"Bırak ana gebersin qöpek."
Cheng amca baygınlık geçirmek üzereydi o sırada olayların karıştığını gören Zhan kahve ve yanında getirdiği zemzem suyu ile içeriye girdi.
"Offf şu gelişe bak.. Xiao Zhan çiçeQim çok güzelsin."
Yibo annesinin kolunu tutup defalarca sarstı.
"Damad'ına bak taş gibiii."
Herkesin ağzında ortak bir cümle çıktı.
"Zhan emin misin evladım?"
Zhan omuz silkti ve güldü.
"Seviyorum yapacak bir şey yok."