39. Bölüm

2.2K 177 41
                                    

Göz kapaklarım açılmamak için benimle savaşırken zorlukla da olsa galip gelerek gözlerimi açtım.

Görüş alanıma ilk giren Ebru oldu. Başımı hafifçe sağa doğru çevirdiğimde kolumun tam ortasında, damarımda takılı olan serumun ucunu gördüm.

Ebru, Hatice teyze, Aylin, Özge, Birsel buradaydı.

"Utku nerede?" diye sordum sakince. Hemen ardından ne kadar süre önce yaşandığını kestiremediğim olay geldi aklıma. Yattığım yerden hızla doğruldum ve gözlerimden inmeye başlayan yaşların sebebini fark ettim. "Kızım?" diye sordum, telaşla.

Yüreğime çöken ağırlık, annelik duygusunu gerçek anlamda hissetmemi sağlıyordu. Kızım yoktu. Nerede olduğunu, ne yaptığını bilmiyordum. Metin'in ona zarar verip vermediğinden emin değildim. "Kızım..." dedim, boğuk ses tonuyla.

Odanın içerisinde bulunan herkes benim acıma ağlıyordu. Deniz hayatıma bir bomba gibi düştüğünde, yine bir hastane odasındaydım. O zaman bu insanların hiçbiri benim yanımda değildi. Sadece Utku vardı.

Utku, neredeydi?

Birazdan Deniz ile beraber odaya girip 'Yavru, hadi kalk gidiyoruz.' demesi gerekiyordu.

Bakışlarımı odanın kapısına çevirip içimden 5'e kadar saydım.

Bir,
İki,
Üç,
Dört,
Beş.

Girmediler...

"Utku nerede?" diye sorarken bir yandan da yattığım yataktan kalkmaya çalışıyordum. Kolumda takılı olan serumun ucunu çıkarttım. Birsel, sakinleşmem için beni tutmaya çalışsa da etkili olamamıştı. "Biri çıkartsın şunu!" diye bağırdım, damar yolunu işaret ederek.

Aylin odadan koşar adımlarla çıktı. Hemşire çağırıp damar yolunu mu çıkarttıracaktı yoksa bir serum daha takılsın diye yardım mı isteyecekti bilmiyordum.

"Telefonum nerede?" diye sordum Birsel'e. Pantolonunun arka cebine elini attı ve telefonumu bana uzattı.

Saniyeler sonra kulaklarıma ulaşan Utku'nun sesiyle biraz olsun sakinleşmeye başlamıştım. Utku, kızımı bulmuş olmalıydı.

"Neredesin?" diye sordum. "Deniz'i buldun mu Utku?"

Bulmuştur Rüya. Deniz'in Utku babası o.

"Rüya..." Utku, üzgündü.

"Emniyetteyim."

"Deniz'i buldun mu Utku?" diye sordum, tekrar.

Bulamamıştı. Bulsa, bu kadar hüzünlü mü gelirdi sesi?

"Polisler bulacak." dedi.

"Ne zaman bulurlar?" diye sordum. Bir saat sonra, deselerdi mesela. Bana zaman ve mekan bildirselerdi. Olmaz mıydı?

Kızıma sahip çıkamamıştım.

Utku cevap vermediğinde bana bir zaman dilimi veremeyeceğini daha net anladım. Nasıl böyle bir konuda kesin konuşulabilirdi ki zaten?

"Deniz'i bulabilecekler mi?" diye sordum. En azından buna karşılık bir onay almam gerekiyordu. İçimde harlanan yangına müdahale edilmeliydi.

"Bulacağız Rüya, söz veriyorum."

Gözlerimi kapattım, derin bir nefes aldım. Utku eğer bulacağını söylüyorsa bulurdu.

"Azad?"

Yine ve yine aklıma en son gelen kişi Azad olmuştu. Düştüğümde, kalktığımda, konu Deniz olduğunda... Hiçbir zaman aklıma ilk önce Azad gelmiyordu. Ben hep Utku'ya koşuyordum. Utku halletsin, Utku her sorunu ortadan kaldırsın istiyordum.

HİSSİZ AŞIKWhere stories live. Discover now