Jeonlous-57

866 78 10
                                    

"Ah!" Taehyung kafasına çarpan topla dengesini kaybedip poposunun üzerine düştü. Popoma mı yoksa başıma mı ağlasam diye düşünürken kendisine uzatılan ele baktı. Yanan spot lambası arkadan vurduğu için kendisine el uzatan kişinin suratı karanlıkta kalıyordu. "Yoongi?"

"Tutacak mısın şu elimi?" dedi Yoongi sinirle. Taehyung, onun elini tutmadan ayağa kalktı. Sektirerek getirdiği topu ağacın dibinden aldı. Ardından Yoongi'yi umursamadan sahaya ilerledi. Yoongi buna göz devirdi.

Çocukçaydı.

Yoongi atış denemelerine devam ediyordu, ta ki Taehyung'un attığı top kendi topuna çarpıp potanın dışına çıkmasına sebep olana denk.

Ardından ikisi farkına bile varmadan atış yarışmasında buldular kendilerini. Konuşmuyorlar sadece en iyi atışlarını yapmaya çalışarak karşı tarafı yenmeye çalışıyorlardı.

Yoongi topu attıktan sonra potaya yaklaştı ve kendi topunu aldı. O sırada atış yapmış olan Taehyung'un topunu da yere düşmesini bekledikten sonra aldı ve kendisine 'ne oluyor lan' diye bakan Taehyung'a yaklaştı.

"Teke tek." dedi ve Taehyung'un topunu köşeye yuvarladı. Taehyung, Yoongi'ye olan sinirini böyle atabileceğini düşündü ve kabul etti.

Basketbol oynamaya başladılar, ikisi de iyiydi. İkisininde savunması çok iyi olduğu halde top sürekli el değiştiriyordu. Maçın sonu yoktu, belirlememişlerdi. Sadece oynuyor ve oynuyorlardı. İkisi de terleşmişlerdi. ve hızlı hızlı soluklanıyorlardı.

Yoongi'ye karşı olan öfkesi sanki, topu her potaya atışında azalması gereken yerde artıyor gibiydi. Taehyung üçlük denedi, Yoongi havada yükselerek engelledi.
Top Taehyung'un arkasına düşerken, Yoongi de aynı şekilde aşağı inmişti.

İndiğinde Taehyung ile burun burunalardı. İkisi de kısa bir süre için geri çekilemedi. Nefessiz kalmışlardı, duraksadıklarında ikisine birbirine karşı soludular. Sinirlerini birbirine böyle belli ediyorlardı sanki... Geri çekilen Yoongi oldu, topu almak için Taehyung'un arkadasına ilerledi.

Tekrardan oynamaya başladılar. Ama Taehyung o andan beri dikkatini bir daha toplayamadı. Karşı karşıya kaldıkları her an top yerine Yoongi'yi izlemeye başladı. Yakın savunmada fazla yakın olmamaya çalıştı. Nihayetinde Taehyung sayıca geride kaldı.

Taehyung elindeki topu sürerek faul sayılabilecek kadar bir şiddetle Yoongi'ye çarpıp bunu umursamadan basket attı. Yoongi yerden kalktı. Üstünü düzeltirken söylendi. "Faul'dü bu."

"Hayır, değildi." dedi Taehyung saçlarını geriye atarak. Yoongi de aynı sinirle ona yaklaştı ve konuştu. "Siktiğimin faul'üydü işte... kaybediyorsun diye ağlamana gerek yok, Taehyung-" Yoongi konuşurken Taehyung onu omuzlarından geriye itti.

Yoongi meselenin basketboldan çıktığını anlayınca sinirle güldü. Bu gece ikisininde sinirleri iyice gerilmişti. "Ne gülüyorsun?" dedi Taehyung hâlâ topu sektirirken.

Yoongi alaycı bir tavırla, "Kaybediyorsun..."dedi. Taehyung ona göz devirdi. "Arada sadece 12 sayı fark var amına koyayım ne kaybetmesi?"

"Ama maç bitti."

"Ne bitmesi, devam ediyoruz. Hadi!" dedi Taehyung. Yoongi topunu almak için Taehyung'a yaklaştı. "Ben şimdi gidiyorum ve maç bitmiş oluyor. Topumu alabilir miyim?" dedi.

Taehyung, agresifçe topu onun karnına itti, hemen köşede duran kendi topunu aldı ve Yoongi'ye döndü. "Maç bitmedi, oynuyoruz."

"Yani ben şimdi gitsem, oynuyor mu oluruz?" dedi manasızca bularak Taehyung'un dediklerini. Taehyung sessiz kalırken Yoongi topunu sürerek kapıya yaklaştı.  Gidiyordu.

"Gidemezsin."

Yoongi, Taehyung'a döndü. "Neden?"

"Gidemezsin. Her şeyi yarım bırakıp gidemezsin!" Taehyung sinirle bağırmaya başladı. Ağlıyordu. "Böyle hiçbir şey olmamış gibi davranıp çekip gidemezsin. Öylece gidemezsin işte!" dedi. Ardından yere çözmeldi ve omuzları titreyerek ağlamaya başladı.

Dakikalar geçti, Taehyung omuzları titreyerek ağladı. Bir süre ardından gölge gördü, bulanık gözleriyle Taehyung.

Yoongi'nin elini omzunda hissetti. "Ağlama."dedi. Taehyung sayıklamaya devam etti. "... gidemezsin... gitmeni istemiyorum çünkü. "

Yoongi kurulanmak için yanında getirdiği fakat kullanmadığı havluyu Taehyung'a uzattı. Taehyung temiz havluyu alıp gözyaşlarını sildi.  Durulduktan sonra burnunu çekti ve Yoongi'ye döndü.

Sulanmış gözleri çarpan spot lambada patlıyordu, burnu ve dudak çevresi kızarmıştı. Yoongi bakışını ayakkabılarına indirdi. Uzun bir sessizlik ardından konuştu.
"Öpüştüğümüzde de böyle oluyorsun. Gözlerin parlıyor..."dedi mırıldanarak.

Taehyung, "Yoongi... Hoseok'u sevdiğini biliyorum. Beni öpmeyi sevdiğini de. Ama ikisi de aynı anda olmaz bunu sen de biliyorsun. Hoseok'u sevdiğini söyleyerek beni öpemezsin..."dedi.

Yoongi söyleyecek bir şey bulamadı. Taehyung onun karşısına oturdu. Suratını elleri içine aldı. "Bana bakmanı istiyorum."
Yoongi gözlerini Taehyung'un gözlerine çıkarttı. "Benim hakkımda neler hissediyorsun bilmek istiyorum."

"Taehyung..." dedi Yoongi geri çekilerek.
"Bu konuşmayı yapacak durumda değilim."

Taehyung kafa salladı. "Tamam, seni zorlayacak değilim." dedi ve durmaya devam ettiler sessizce. Yoongi Taehyung'a bakıyordu, Taehyung da Yoongi'ye.

Yüzleri giderek yaklaştı. Yoongi kafasını eğerek yaklaştı ve öpüşmeyi başlattı. Dudaklarını yavaşça Taehyung'unkilerin üzerinde gezdiriyordu. Daha rahat bir posizyona geçebilmek için Taehyung'u geri geri ittirdi, Taehyung sırt üstü uzanırken sahada bacaklarını iki yana açmış ve Taehyung'un karnının üstünde duruyordu.

Tüm bunlar yaşanırken, bir an bile dudaklarını ayırmamışlardı. Taehyung ellerini onun bacaklarına yerleştirdi. Taehyung, sorduğu soruların, aklındaki soruların cevabını almak istercesine öpüyordu karşısındaki dudakları.

Nefeslenmek için geri çekildiklerinde, Taehyung hızlıca konuştu. "Senden nefret ediyorum." Tekrardan öpüşmeye başlamadan önce Yoongi de konuştu. "Ben de senden nefret ediyorum."

Taehyung, posizyon değiştirerek onu altına aldı. Dudaklarını çektiği an bir daha öpüşemeyeceklermiş gibi öpüşüyorlardı. Taehyung çekildi ve boynuna indi Yoongi'nin.  "Yapma." dedi Yoongi. İz kalsın istemiyordu ama hoşuna gidiyordu.

"Yaptırma."dedi ve dişleri arasındaki beyaz teni kızarttı. Zaten hassas tenli olan Yoongi, yarın için endişelenmeye başlamıştı. Moraracaktı çünkü, bunu biliyordu.

Taehyung, beyaz boynun tadını çıkartırken konuştu. " Savaşacağım, uğruna. Geri çekilmeyeceğim."dedi. Öpmeye devam etti.
"Ne yapacağına karar verirken göz önünde bulundur... " Ellerini karşısındaki yeşil saçlarda gezdirdi. "... Sen onu seviyorsan, ben de seni seviyorum. Durumlar eşit."

"Yani," dedi Taehyung, Yoonginin ellerini yukarıda birleştirirken, "her türlü birimizin kalbini kıracaksın, kimin kalbini kırmaya razı olduğunu bul."

ne sanıyorsun, jikookWhere stories live. Discover now