Jeonlous-64

844 80 21
                                    

Jungkook, koltuğu biraz geriye çek. Kalçam direksiyona çarpıyor...”

Jimin, arabada Jungkook'un kucağında yerleşmeye çalışıyordu. Jungkook onun dediğini yaptı ve koltuğu geriye çekti, yer açılınca Jimin, Jungkook'un bacaklarının arasına yerleşti. Şoför koltuğundaki Jungkook'un kucağına yerleşmeye çalışırken kalçasıyla birkaç kez korna çalmıştı bile.

“Oh, işte şimdi rahatça öpüşebiliriz...”

“Jimin, eve kadar sabredemedin mi?” dedi Jungkook mızmızlanarak. Her ne kadar araba içinde olsalar da toplum içinde oldukları için biraz huzursuzdu Jungkook.

"Sabredemedim." demişti Jimin onun dudaklarına kapanmadan bir saniye kadar önce. Jimin, elini Jungkook'un çenesine yerleştirdi. Jungkook'u şimdiye kadar hiç öpmediği kadar tutkulu ve ıslak öpüyordu.

Jungkook yavaştan almaya çalışsa da Jimin tam gaz ilerliyordu. Jungkook ufaklığının kalkmasından endişe ederek öpüşmenin temposunu düşürmeye çalıştı.

Ama Jimin ise dilini içeri sokmaya çalışıyordu, Jungkook daha ileri gitmemek adına ona izin vermiyordu.

“Ya cidden inanılmazsın, resmen gösterip elletmiyorsun!” dedi ve geri çekildi. Elini Jungkook'un boynundan ayırmazken, kalçaları hâlâ daha siyah pantalon giymiş Jungkook'un üstündeydi.

Onu tahrik etmek için hafifçe kalçalarını oynattığında Jungkook hissetmeye başladığı hisle gözlerini yummuş ve konuşmuştu.

“Sadece öpüşeceğiz dedik-mm” Jungkook konuşmayı denediğinde Jimin onun dudaklarına yapıştı. Jimin, kalçasını Jungkook'a, altında bulunan çadıra bastırdı. Jungkook'tan ağlar bir mırıltı yükseldi. “Jimin...”

Jungkook'un kendini zor tuttuğu, sabrının sınırında olduğu her halinden belliydi. Jungkook pasif biri değildi sadece içindeki canavarı çıkarmak için doğru anı bekliyordu. Ve o ana kadar sabretmesi çok zor geliyordu.

Jungkook, ellerini Jimin'in beline yerleştirdi. Kalçasını hareket ettiren Jimin'i durdurmak için elleriyle kalçasına yerleştirmişti ki Jimin kendini mümkünmüşçesine daha çok bastırmasına sebep oldu bu davranış.

“Jimin, tam şimdi, durmalıyız.” demişti her ne kadar Jimin'e konuşsada kendi kendine söyleniyor gibiydi.

Jimin, Jungkook'a yaklaştı ve dudaklarına fısıldadı. “Ama ben seninle öpüşmeyi çok sevdim.” Jimin bunu söylerken öyle sevimli öyle şirindi ki... Jungkook kalbinde sızı hisseti. Onu mıncırmak istiyordu.

Bu cümle Jungkook'un hoşuna gitmişti ki, serseri bir gülüşle Jimin'i kısaca öpüp geri çekildi. Jimin, kıkırdayarak Jungkook'un boynuna gömüldü.

Öpüşmeye ara verdiklerinde kısa bir süre soluklandılar. Ardından Jimin kıkırdayarak konuşmaya başlamıştı.

“Beni kıskandın. Garsondan.”

“Hayır.”

“Neden öyle kaba davrandın öyleyse?”

“Gıcık oldum, müşterisiyle flört etmeye çalışan garson mu olur...?” dedi Jungkook sinirle göz devirirken. Jimin onun yüzünü avuçlarının içine aldı.

“Jungkook, seni seviyorum.” dedi Jimin. İşte o an Jungkook'un kırılma anıydı.

Jungkook, başını öne eğdi. Uzun bir süre kaldırmayınca Jimin şüphelendi. Jimin'in, “Sevgilim?” demesiyle hıçkırık duyuldu.

ne sanıyorsun, jikookWhere stories live. Discover now