23.Bölüm

24.1K 2K 1.8K
                                    

Merhaba! Nasilsiniz?

Geciktim farkındayım, buraya girecek zamanım olmadı pek. Daha doğrusu başıma gelmeyen kalmadı, neyse çok şükür buralardayız yine. Fazla uzatmak istemiyorum, bölümü elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım, keyifli okumalar.

Pamuk eller yorum butonuna, yorum yapmazsaniz bozusuruz ona gore.. ( medya bolumu attıktan sonra yorumlarinizi okuyan ben..)

Kemerlerinizi bağlayın, uçuşa geçiyoruz!

iyi okumalar.

Heyecandan parmak uçlarıma dek titrerken ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Mühürlenmek, benim sözlüğümde her şeydi. Eş olmak, ömrünün sonuna dek ait olmak ve sahip olmak hiç hafife alınacak bir şey değildi. Dışarıdan bakınca yüksek ihtimalle gözlerim parlıyordu, bunu saklayamıyordum. Sevdiğim adamla eş olacağım, daha doğrusu birkaç saat içerisinde sevdiğim adamla mühürleneceğimi bildiğimden dolayı sakinleşemiyordum ben.

Kabul etmişti, benimle eş olmayı, bir ömür benimle kalmayı kabul etmişti. Şaka gibiydi, gördüğüm en güzel şakalardan biriydi şüphesiz. Dilim tutulmuştu sanki, bir şeyler söylemek geliyordu içimden ama ne söyleyecektim ki? Ne söylenirdi ki?

"Jeongguk" diye fısıldadığında üzerime bir kova soğuk su dökülmüş gibi irkilmiş ve gözlerimi kırpıştırmıştım birkaç defa. "Bir bardak su verir misin bana?" başından itibaren neden kısık sesle konuştuğunu şimdi anlamış ve aptallığıma lanetler ederek hızlıca kalkmıştım oturduğum yataktan. Üç gündür ağzına bir damla su girmemişti ve ben burada oturmuş aptal aptal düşünüyordum. Kenardaki pet şişeyi alıp ağzını açmış, Taehyung'a uzatmıştım.

Gülümsemişti, yüz ifadesinin aksine gözleri ne kadar acı çektiğini belli ediyordu. Biraz da olsa rahatlaması için tereddütle feromonlarımı rahat bıraktım. Duraksadı, göz bebekleri beni buldu ve şişeyi dudaklarından uzaklaştırıp gülümsedi. Derin bir soluk çekti, öksürdü iki defa. Kendisini yormamasını söylemek için dudaklarımı aralayacağım sırada odanın kapısı iki defa tıklandı ve hemen ardından doktor içeriye girdi.

"Rahatsız etmemişimdir umarım. Andre, uyandığını söyleyince kontrol etmek istedim. Nasılsın Taehyung?" doktor içeriye girdiği an, belimden tutarak tekrar yanına oturttu beni. "İyiyim" dedi su içtiğimden dolayı rahat çıkan sesiyle.

Doktor başını onaylar şekilde sallayıp gözlerini bana değdirdi. "Konuştuğunuzu varsayıyorum. Kararını verdin mi Taehyung?" gözlerimi kaçırıp heyecanla kıyafetimin ucunu sıkarken Taehyung rahatlamam için belimi okşayıp, onayladı doktoru. "Evet" dedi. "Beni ne zaman çıkartıyorsunuz?" diye sordu ardından.

Doktor, dudaklarını birbirine bastırdıktan hemem sonra derin bir nefes aldı. "Maalesef birkaç gün daha burada kalacaksın, mühürün tamamen etkili olup olmadığına bakmadan bırakamayız seni." Taehyung kaşlarını çattığında nefesimi tuttum.

"Burada mı mühürleneceğiz? Saçmalamayın lütfen." dedi oldukça sinirli çıkan sesiyle. Doktorun cevabı gecikmedi. "Başka şansımız yok." dedi omuzlarını kaldırıp indirirken.

Taehyung'un dişlerini sıkıp, çenesinin kasılışına şahit olurken tekrardan araladı dudaklarını. "Benim omegamın inleyişlerinin ve feromonların tüm hastaneye yayılıp, hastanedekilerin buna şahit olacağından mı bahsediyorsun sen?" muhtemelen yanaklarım kızarırken gözlerimi kaçırıp alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Bu kadar açık konuşması utandırıyordu beni.

Gerçi Taehyung her zaman açık konuşmaktan yanaydı.

"Bu konuda yapabileceğim bir şey yok, sessiz olmayı deneyin. Üstelik odaların yalıtımı fena değil, bu konuda endişelenmen gerekmez." odada oluşan birkaç saniyelik sessizlikte işittiğim tek şey Taehyung'un öfkeli nefes alıp verişleriydi.

Lick Me | TaekookWhere stories live. Discover now