"Yusuf bi siktir git. Bir Dorukan, bir sen. Bıktım ya bıktım! Hevesim kalmadı aşka anasını satayım."
Ben söylene söylene duş almaya giderken arkamdaki salak hala bağırıyordu.
Beni deplasmandan soğuttun be Sarı. Her deplasman bıktım ya.
Derin
Berat'ın diyeceği şeyi merak etmiştim ama pek müsait değildir diye kapatmıştım.
Ardından telefonum tekrar çalmaya başladı. Hayranlarım artıyordu sanırım.
Aman ne hayran.
İstemeye, istemeye telefonu kulağıma götürdüm.
"Efendim."
"Derin neden hiç aramıyorsun. İstanbul'a gittin unuttun."
"Ben senin aptal abin yüzünden çoğu zaman kendimi de unutuyorum ya ondan olabilir mi?"
"Hala mı Derin?"
"Ne diyorsun sen ya?"
"Abim suçsuz şunu anla."
"Bunun için mi aradın?"
"Derin! Annem." Yutkundu.
"Annem çok kötü."
"Nesi var?"
"Bilmiyorum. Son bir kaç gündür böyle. Zaten durumunu biliyorsun. Şimdi de abimi istiyor. Bak biliyorum abimden nefret ediyorsun ama bana güven. Durum sandığın gibi değil."