忘羡 | Wàng Xiàn

梅花奇迹 : Geçmişin İzleri (part 9)

Selam Lil'Panda ailesi!!!

Ben yazarınız Rainbow Panda!!

Nasılsınız? Ben yeni bölümü bu kadar geçiktirdiğim için biraz mahcubum. Vefasız yazarınızı affedin. Geçen bölüm bir misafirimiz vardı. Beklenmedik misafirimizle birlikte olaylar hayal ettiğimden bambaşka yerlere evrildi. Sanırım artık geçmişin aralanan kapılarını açabiliriz. Bildiğiniz gibi bu bir fanfiction olduğu için geçmiş olaylarda benim hayal gücümle şekillenecek. Umarım beğenirsiniz.

Ayrıca donghuanın son bölümünü de bu uzun ara sırasında izledim... Diyecek lafım yok. Bir kurgunun her versiyonu bu kadar iyi olabilir mi? Elbette eleştirilecek yanları vardır ancak yine de hikayenin farklı versiyonlara evrilmesi ve yeni şeyler ortaya konması beni çok mutlu ediyor. Eğer henüz izlemeyenler varsa diye spoiler vermeyeceğim.

Sözü fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

....................

"Hala anlamıyorum." Dedi Wei WuXian. "Bunca zaman sonra bir anda sizi buraya getiren şey nedir?"

Beyazlara bürünmüş olan kadın önce sessizce masanın üzerinde duran fincana baktı. Çayın yarısı içilmişti. Ardından gözlerini biraz ilerisinde oturan genç adama çevirdi. Yaklaşık yarım saat önce Wei WuXian ve Lan WangJi dışındaki Lan ailesi fertleri onları konuşabilmeleri için yalnız bırakmışlardı.

"Endişeni anlıyorum." Kendini Baoshan Sanren olarak tanıtmış olan kadın iç çekerek dile getirdi. "Amacım sana ya da ailene zarar vermek değil. Sadece seni görmek ve sana ait olanları geri vermek için geldim."

Wei WuXian kafası karışmış bir şekilde "Bana ait olan mı?" diye sordu. Kadın sadece başını salladı. Elini yan tarafına pelerininin altına götürdü. Wei WuXian ve kadın arasında oturan Lan WangJi ifadesiz bir yüzle oturmaya devam etse de Wei WuXian onun tetikte olduğunu biliyordu. Saniyelik olarak kocasına bir bakış atması bile bunu anlamasına yeterdi. Gülüsemeden edemedi. Ancak o gülümseme sadece birkaç saniye sürmüştü. Kadının pelerini altından çıkardığı işlemeli iki kılıç ile gülümsemesi soldu. Kadın kılıçları ufak bir takırtı sesi ile masaya bıraktı. Ardından Wei WuXian'a doğru itti. Wei WuXian'ın eli istemsizce zarif işlemeleri kulpundan kınının ucuna kadar uzanan kılıca gitti.

Kılıcın uzun bir kulpu vardı. Kulp sade siyah bir ahşaptandı. Ucuna gümüş üzerine gül deseni işlenmişti. Gümüş süslemenin en ucunda ise kırmızı bir püskül sarkıyordu. Püskül güzel bir düğüm ile şekillendirilmişti. Gül deseni kulpu bıçaktan ayıran kısımda ve devamında kın ile çıkıntının birleşim noktasında da vardı. Kın tıpkı kulp gibi aynı siyah ahşaptan yapılmştı. Kının ortasında ve en son uç kısmında da gümüş üzerine gül deseni süslemeler yerleştirilmişti.