1.Bölüm: Sıradan hayatlar.

184 20 23
                                    

Merhabaaaa...

Satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfennnn..
----

İki buçuk ay önce....

Kulağımı rahatsız eden alârım sesiyle açtım gözlerimi.
Saat 06.30'du bu saatte kalkmaya alışık olduğum için kolaylıkla doğruldum yerimden.

Yerdeki döşeğimi ve battaniyemi katlayıp yataklığa götürdüm.
Banyoda işlerimi halledip mutfağa gelip kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum...

"Tan hazır mı kahvaltı?" Elimdeki çaydanlığı masaya yerleştirip, çevirdim bakışlarımı.

"Hazır yenge." İğrenerek bakıyordu, bana.

"Elini yıkadın değil mi bize de bulaşırsa öldürürüm seni..." Eşcinsel olduğumu 3 sene önce öğrendiler, öğrendiklerinde beridir de onlara bulaştırmamdan korkuyorlardı.

"Önce yıkayıp sonra eldiven taktım." Hem benden mideleri bulanıyordu hemde evde ki her şeyi eldiven taktırarak bana yaptırıyorlardı.
Bu on dört yaşımdandır böyleydi.

Amcam her zamanki gibi ben evde yokmuşum gibi, beni görmezden gelerek oturdu masaya...
Benimle birlikte yemekten mideleri bulandıkları için,
Odama gelip okul kıyafetlerimi aldım elime.

Odam dediğime bakmayın amcamın evi doğal gaza geçmeden önce, evlerini kömürle ısıtıyorlardı.
Bu bana verdikleri yerde eskiden kömürlüktü...
Zaten küçücük, avuç kadar yerdi.

Kıyafetlerimi giyip çıktım odadan, amcamların yanına gittiğimde ikiside susmuştu,
"Amca ben okula gidiyorum." Kafasını belli belirsiz salladı.

"Okul bittiği gibi doğruca eve gel, eğer birisiyle görürsem seni kırarım bütün kemiklerini." Her sabahki rutin uyarıydı, artık umursamıyordum eskisi kadar.

"Anladın mı lan it?" Sesini yükseltmesi gibi sıçramıştım.

"A-an-anladım amca." Küçüklüğümden beridir korkunca yada panik yapınca kekelemeye başlıyordum.

Kapının önündeki çantamı sırtıma takıp çıktım evden.
Elimdeki eldivenleri çıkarıp büyük çöp konteynırına attım.
Parmaklarım her zaman ki gibi buruşmuştu.

Evimden okuluma beş dakikaydı, zaten uzak olsa dahi yine yürüdüm...
Okulda kimse beni sevmiyordu, 3 sene önce kuzenim bütün okula eşcinsel olduğumu duyurmuştu, bütün okulla beraber benimle uğramıştı.
Sanırım annemle babamın ölümünden sonra en kötü günüm o gündü.

Annemle babam ben altı yaşındayken diğer amcam tarafindan arazi yüzünden ikisini de öldürülmüştü, ne acı ama değil mi annenle babanın katili amcan...

Ölüm sebebleri ise toprak kavgası.

Annamle babam öldükten sonra sosyal hizmetler beni yurda verdiler. İki sene boyunca yurtta kaldım.

Sonra fahri amcam yani şuan evinde kaldığım, aile içinde laf oluyor diye beni yurttan kendi evine aldı.

Keşke almasaydı, en azından hatıralarım da iyi biri olarak kalırdı...

Sınıfa girdiğim de tek tük insanlar vardı, hiçbiri normalde de benimle konuşmadığı için bir günaydın bile demiyorlardı, onları doğru dürüst tanımasam bile bu davranışları beni çok üzüyordu.

Bende insandım, sevilmeyi, konuşmayı, korkmadan yaşamayı, gülmeyi... Bende hak ediyordum.
Ya da insan gibi yaşamam için bunlara da ihtiyacım vardı.

Sırama geçtiğim de, her sabah ki gibi ilk 'İbnenin yeri.' Yazısıyla karşılaştım.
Sadece sınıf arkadaşlarım değil okulda ki herkes oturduğum yerlere böyle şeyler yazıyorlardı.

Okulda Hademelik yapan Ali abi, sürekli yazdıkları için 'Artık müdür değiştirmeme izin vermiyor kusura bakma.' Demişti, o gündendir değişmemiş sadece üzerine farklı yazılar eklenmişti..

Etrafımın bu tür davranışları bende hissizliğe sebeb olmuştu, ya da artık kulak tıkamayı öğrenmiştim.
Ders zilinin çalmasıyla öğrenciler tek tek sınıfa gelmeye başladı.
Aralarına almadıkları için konuşacak veya dersten başka herhangi bir şeyle uğramadığım için onları izliyordum.

Kahkaha atmalarına, birbirine sıcacık bakmalarına, çekinmeden konuşmalarına özeniyorum, sanırım ben hiçbir zaman böyle olamayacaktım.

Biyoloji hocası sınıfa girmesiyle benimle birlikte herkes ayağı kalktı, eliyle oturun işaret yapınca oturduk.
Masasına oturduğu gibi yoklama defterini açtı...

Çantamdan biyoloji defterimi çıkarttım, önüme top yapılmış kese kağıdı çöpü fırlatmıştı biri, etrafıma baktığımda kimse bakmıyordu bana..
"Tan.. Tan cevap versene." Öğretmenin sesiyle yerimden sıçradım.

"Af- afedersiniz hocam." Hocanın bana bağırmasından ötürü sınıfta kıkırdayanlar oldu.

"Biz seni kabul ettik beyefendi cevap vermeye tenezzül etmiyor birde." Hocanın mırıldanması herkes tarafından duyulmuştu.

Sınıftan 'Haklı' seslerini duymuştum.

Benim durumun buydu işte herkes tarafından kusurlu ve fazlalık görünen kişiydim.
Bu düşünceleri yıkmak için ses tellerim sinek vızıltısı gibiydi...

Ders bitmeden hoca sınavda çıkacak yerleri söyledi. İki gün sonra başlayacak olan sınavların ilki biyolojiydi, sınav için ekstra çalışmama gerek yoktu derslerimin hepsi çok iyidi, ders çalışmaktan ve hafta sonra markette kasiyerlik yapmaktan başka yapacak bir şeyim yoktu.

Amcam normal dışarı çıkmama izin vermiyordu, dışarı çıktığım gibi biriyle beraber olacağımı sanıyordu.
Bu yüzden evden okula, okuldan eve gidip geliyordum.

Bazen canım sıkılsa da derslerim için çok iyi oluyordu yaptığı...

Suratımda aniden hissettim soğukluk çığlık attım. Aksel suratıma su atmıştı. Tepkime bütün sınıf kahkaha atıyordu.

"Naptığını sanıyorsun sen ya.." sesim fazlasıyla yüksek çıkmıştı.
Ellerimle yüzümü sildim. Islanmaktan nefret ediyordum.

"Bana bak ibne o sesini kıs dayak yersin, sen de biyoloji notları vardır kesin ver hadi." Her sınav zamanı gibi yine not istemeye başlamışlardı.

"Yok bende not falan." Keşke biraz arkadaş olabilseydik, sizin yerinize bile ben çalışırdım...

"Ne demek yok lan... tutun şu ibneyi." Üç kişi üzerime saldırıp Kollarımdan ve bacaklarından tuttu.

Ben çırpındıkça daha sıkı kavradılar vücudumu.
Aksel çantamı alıp bütün defterlerimi çıkardı,

"Ya tamam bırak vereceğim hepsini."

Defterleri tek tek açıp bütün notlarımı kopardı, "Yırt-ma..." gözlerimden bağımsız yaşlar dökülmeye başladı.

Bütün defterlerimi yırtıp notları aralarında paylaştılar, yırtılan defterleri önüme fırlattı, eliyle saçımdan çekip yüzüne yakınlaştırdı yüzümü.

"Bir daha bana sesini yükseltirken..." Gözleriyle aletime baktı. Tüm kuvvetiyle tekmeğini aletime vurdu.
Çığlık sesim sınıfta yankılandı...
"Koparıp senin götüne sokarım..." dedi,

Kollarımı serbest bırakmalarıyla koşarak çıktım sınıftan.
Tuvalete gelip boş kabinlerden birinin içine girdim.

Elimle ağzımı kapattım. Hıçkırıklarımı kimse duysun istemiyorum.
Yaşadığım hayat, hayat mıydı?

-----

Akselle aralarında aşk olmayacak.

Umarım beğenmişsinizdir, Kendinize iyi bakın.
Yıldızınızı parlatmayı unutmayın♡♡

Pupilla -GAYTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang