10. Bölüm |Karşılaşma|

5.7K 361 25
                                    

Yazardann;
Camdan İzgi'nin yere yığıldığını gören Arel hızlıca kapıya doğru koşup baygın yatan kızın yanına koştu. Onun hızla çıkmasına anlam veremeyen aile peşinden giderken gördükleri manzara ile şoka girdi.

Arel'in kucağında baygınca yatan bir İzgi.

"Ne bakıyorsunuz? Çabuk arabayı hazırlayın." Arel bağırması ile herkes şoktan çıkararak arabaya doğru gittiler.

Hastanede Arel'den
İzgi'yi hastaneye yatıralı 15/20 dk olmuştu. Başında ben Arsel abim ve Arsen abim vardı. Anne babamı eve göndermiştik zaten biz vardık. İzgi'nin sesini duymamız ile ona döndük. Sanırım sayıklıyordu

"Emre, gitme."
"Emre"
"Emre, bırakma beni."

İzgi'nin sayıkladıkları ile hepimizin aklını aynı düşüncenin doldurduğunu biliyordum. Emre kimdi? Ve ne olmuştu?

İlda'dan
Hafifçe gözlerimi aralamam ile etrafıma baktım. Arsel, Arsen ve Arel vardı. Aklıma son duyduklarım gelirken başımda toplanan sevgili abiciklerimi yok sayıp hızlıca koluma bağlanan serumu sökerek kalktım.yere eğildim ve ayakkabılarımı giydim.

Arel hızla yanıma gelip kolumu tuttu.

"Bu halde nereye gidiyorsun İlda? Ya yolda düşüp bayılsan?"

"Bana İlda deme. Ben İlda değilim!"

Hızla kolumu çektim. Ve koşarak hastaneden çıktım. Nefes nefese taksi aramaya başladım. En sonunda gördüğüm taksi durağı ile abilerin yanına gittim.

"Bana acilen bir taksi lazım." Demem ilr diğerlerine göre genç duran adam ayaklanıp taksiye yürüdü brnde onu takip ettim.

Tarif ettiğim yere geldiğinde parasını verip indim. Kuaför önüydü. Solda kadın kuaförü sağda ise erkek berberi vardı. Kuaföre ve berbere gizli şifreyi söyleyince
gizli kabinden sığnağa inebiliyorduk. Böylece çok dikkat çekmiyordu. Ayrıca oldukça İzbe bir mahalleydi. Çingeneler falan yaşıyordu genellikle.

Kuaföre gittiğimde kadın artık benden şifre sormuyordu çünkü tanışmıştık. Kendisi emekli mafyaydı. Bana hep "sende gençliğimi görüyorum deli kızım" derdi.

İçeri girmem ile neşe ile cıvıldadı "Hoş geldin deli kızım. Aşağısı karışık gibi bugün." Sonlara doğru sesi düşünceli çıkmıştı.

"Hoş buldum Menekşe Ablam. Brnde ondan geldiö zaten. Öğreneyim ilk sana anlatacağım."

Hızlıca kabine geçip kolu indirdiğimde kabinin zemini aşağı doğru inmeye başladı. Aşağı gelmem ile herkes bir yerin başında toplanmıştı. Oraya gitmem ilr üç yıl sonra gözlerim bal rengi gözlet ile buluştu.

Gözlerinde acı vardı, saf acı. Tıpkı benim gözlerimde ki gibi hızla yanına gittim ve tam önünde durdum. Ne çok dua etmiştim bu gözlere bakabilmrk için senelerce. 18 bilemedin 19'dum hayallerim vardı. Hiç istememiştim bu işleri ilk başta. Tehlikeliydi. Çok tehlikeliydi. Ama mecburdum. Hayatta kalmaya mecburdum. Yaşamk için ölmeye mecburdum.

Ya bu pis işlere girişecektim ya da üvey ailrmin beni yavaş yavaş öldürmesini bekleyecektim. Bende 2. seçeneği seçmiştiö. İyi ki de seçmiştim. Onunla tanışmıştım. Emre.

Onun bal rengi gözleri benim gözlerimdeydi. Oldukça şaşkın duruyordu tıpkı benim gibi. Elimi alıp yanağına koydum. Hafifçe gezdirdim. Ellerimi yanağından indirip soğuk ellerime kıyasen her zaman sıcak olan ellerine indirdim. Tuttum elini. Yılların yorgunluğu ile tuttum. Elinden tuttum ve onu sürüklemeye başladım. Şaşkınlık ile benim peşimden geliyordu.

Onu elinden tutup sürükleyerek, yakınlardaki bir kafeye getirdim. Oturduğumuzda garsona iki su dedim. Birbirimize her şeyi Anlatırken ihtiyacımız olacaktı bundan eminim.

Suların gelmesi ile konuşmaya başladım.

"3 yıl önce........
\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
Selamm
Ne güzel yerde kestim ama (kötükadınkahkahası)

Nasıl gidiyor hayat (benimki gitmiyor)

Bölümler yavaş geliyor çünkü hem sınır geçilmiyor hemde haftanın 6 günü voleybol antrenmanım var. Çok zorlanıyorum. Bölüm ayamadıysam yorgunluktan sızmışımdır o derece.

Yeni yıldan beklentileriniz.

Bugün benim doğum günüm ve kimse kutlamadı :(

Oy sınırı:60

İlda İzgiWhere stories live. Discover now