3. bölüm: e ben ölüyorum!

375 56 16
                                    

herkes buradaydı, yönetmen, senaryo yazarı, setteki birkaç çalışan, oyuncular, soobin... ortamda bir sessizlik vardı. senaryo yazarı gayet memnun gibi dururken (sanırım gerçekten tam kafasındaki tiplemeler soobin ile bendim) yönetmen ise bizi inceler gibi mal mal yüzümüze bakıyordu. bir yönetmen de doğru düzgün biri olsa şaşardım zaten, diye düşündüm. ama gerçekten, Jisoo noona ile olan dizide bile yönetmen sürekli tuhaf tuhaf yüz şekilleri yapıyor, aptalca şeyler söylüyordu.

üzerimde bakışlar hissediyordum, gamzeli adamın bana bu kadar uzun süre bakması beni korkutmaya başlamıştı. ben de ona baktığımda gözgöze gelmiştik, ona sanki yiyecekmiş gibi kötü bakışlar attığımda çekmek zorunda kalmıştı benden gözlerini. bakışlarının altında 19 yaşındaki soobin yatıyordu bu arada.

birkaç kere soobin'i filmlerde izlemiştim, her izlediğimde oyunculuğuna bir kez daha bayılıyordum. resmen oyuncu olmak için doğmuştu. iyi ki onu zorlamıştım.

"evet, önünüzde senaryolarınız var. audition sırasındaki oyunculuğunuza bayıldım, yeonjun ve soobin. şimdi sizden birlikte seçtiğim bir bölümü oynamanızı isteyeceğim, bir bakalım." senaryo yazarı önündeki kağıtlardan bir paragraf seçmiş ve konuşmuştu. "ilk sayfadaki üçüncü paragraf oynayacağınız kısım. şuraya geçin lütfen."

gözlerim dediği paragrafı buldu. ilk tanıştıkları bölümden bir parçaydı. senaryoyu elime alıp ayağa kalkarken biraz heyecanlanmıştım. normalde hemen oynayıp çıkardım ama birlikte oynadığın kişi eski sevgilin olunca pek kolay olmuyor. soobin de benim karşıma geçtiğinde yönetmenin komutunu bekledim.

"1,2,3!"

soobine yavaş adımlarla yaklaşıp boynuna kollarımı doladım. "ittirmeyecek misin beni?" sessizce konuştuktan sonra soobin tebessüm etmişti. "bunu mu istiyorsun?" derin sesiyle konuştuktan sonra soobin'e daha çok sarıldım. hayatımı sorguluyorum bunu yaparken. "hayır! dışarıdaki insanlar çok korkunç, burada güvendeyim." panikle söylediğim şeylerden sonra yüzümü omuzuna koydum. "ya ben de korkunçsam?"

"kestik!" daha paragraf bitmeden yönetmenin uyarısıyla hemen ayrıldım. elimdeki senaryo kağıdına baktım biraz. ters çevirmiştim. tam gözden geçirip okumamıştım güzelce. son sayfasının açıldığını fark ettiğimde bir saniyeliğine merakıma engel olamadım. göz gezdirirken bir şey fark etmiştim.

"e nasıl yani, ölüyorum ben?!" şaşkınlığıma engel olamayıp bağırdığımda yönetmen ve senaryo yazarınıın ilgisini çekmiştim. "evet, okumadınız mı?" nasıl okuyayım, senaryoyu menajerim okumuş ve çoktan benim yerime imzalamıştı. "ölmeyeyim! valla ölürsem ben çok ağlarım. masum çocuğum benim..." birkaç kıkırtı duyduğumda ben ağlayacak gibi olmuştum.

-----

yeonjun:
KANKA BEN SENARYODA ÖLÜYOM AMK

beomgyu:
NEY

yeonjun:
SOOBİNİN KOLLARINDA Bİ DE
AĞLICAM

beomgyu:
oh canıma değsin
bi kez daha kaybetsin seni orspu cocu

yeonjun:
YA BEN NE DİY7RUM SEN NE DİYOSYN

beomgyu:
ya askim sanki gerçekten ölüyosun
takma bu kadar

yeonjun:
sadece anda kal abi
niye bu kadar depresifsin

beomgyu:
aynn öyle

yeonjun:
Mükemmel arkadaş desteği♡

just work, yeonbin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin