just work, yeonbin.

4. bölüm: ufak bir buluşma, kocaman anılar

selam, bolca yorum yapabilir misiniz? özledim yorumlarınızı

just work 4. bölümü ile karşınızda!!

***

"beomgyu bak oluyor mu emin misin?" yeonjun'un beomgyu'ya aynı repliği beşinci kez okuyuşuydu. beomgyu, yeonjun'un yakın arkadaşı ve aynı zamanda mentoru gibi bir şeydi. tam bir kdrama hastası, ayrıca oyunculuğa da çok fazla dikkat eden biriydi. bu yüzden yeonjun'a çok fazla yardımı dokunuyordu. "bu seferkini güzel yaptın, biraz daha aşık olduğun adam varmış gibi oynasan her şey daha iyi olacak. neyse, soobin halleder artık."

yeonjun gözlerini kocaman açmış ve beomgyu'nun koluna kocaman vurmuştu. "ne alaka?! bak beomgyu ağlarım zaten çekimler yarın başlıyor." yeonjun panik panik konuştuğunda beomgyu kısa bir kahkaha patlatmıştı. yeonjun'un daha çok siniri bozuluyordu. ne yapacağını düşünmekten artık doğru düzgün düşünememeye başlamıştı.

"ya sen kaç sezon dizi çektin, üstelik yani korenin en güzel oyuncusu Kim Jisoo ile partnerdin. onda bu kadar pratik yapmadık. paçoz soobinle partner olunca ne olacak?" yeonjun beomgyu'nun soobin'e paçoz demesine gülmüştü. "ama onda bu kadar ağır sahneler yoktu. İlk bölümden sevişilir mi kim yazdı bu senaryoyu?" sıkıntıyla konuştuğunda beomgyu kıkırdadı. "büyük ihtimal son gün yapacaklardır."

yeonjun başını salladı onaylar bir şekilde. "son günler sevişme sahnesini ve öldüğüm sahneyi çekecekmişiz. senaryo yazarıyla güzel bir hesaplaşmamız olacak. o kadar yalvardım ölmeyeyim diye!" garip bir konuşma olduğunu fark ettiklerinde ikisi de güldü. gerçekten garip bir durumdu. "yeonjun düşünsene sen soobinin kollarında ölürken soobin gerçekten çok ağlıyormuş böyle zor durduruyorlarmış."

"drama queenlik zamanın gelmiş senin." yeonjun gözlerini devirdi. "millet sizi izlerken kalp krizi geçirecek eminim." yeonjun beomgyu konuşmaya devam ettikçe yüzünü elleriyle kapattı. "sorun zaten millet değil soobin... niye eski sevgilimle birlikte aynı dizide oynuyorum ki?! hepsi aptal menajerim yüzünden. daha yüzüne bile bakamıyorum."

"bakamayan o olmalı bence. ayrılmayı isteyen sen değildin." yeonjun beomgyu'nun dediği ile sızlanmaya başlamıştı. "tam öyle değil... yani ayrılalım o dedi ama ben onunla çok uğraştım." beomgyu yeonjun'un sırtını patpatlarken kucağındaki senaryoyu yanına bıraktı. "geride kaldı sonuçta, soobine eski sevgilin gözüyle değil de daha çok partnerin gözüyle bak. işin daha kolay olur." dedikleriyle birlikte yeonjun bir an için daha iyi hissetmişti.

"şimdi gitmem gerek çünkü kang taehyun'ın dizisi bu akşam, kaçıramam!!" yeonjun gülümsedi dediğiyle. "bu arada kang taehyun da bizim netflix dizisinde, az rolü var ama tanıştırırım sizi. soobin de tanıyor muhtemelen." beomgyu'nun ağzı açık kalmıştı. bu tipi güldürdü yeonjunu. "neeeee??!!! ciddi misin??? gerçek mi bunlar???? insanın arkadaşının ünlü olması ne iyi bir şey!! çok mutluyum!!!" bağıra bağıra konuştuğunda yeonjun gülmekten yere düşecek gibi olmuştu.

biraz daha sohbet ettiler, daha sonra beomgyu saatin geç olduğunu fark ettiğinde yeonjundan izin istedi. yeonjun şoföründen beomgyu'yu götürmesini istemişti. en sonunda düşünceleriyle başbaşa kaldığında, eskiden beri onda olan kiraz desenli pijamasını giydi. hatırlıyordu, soobin'le yaşarken soobin hediye etmişti ona bunu. anılar aklına doluşurken buruk bir gülümseme bırakmıştı.

en sonunda yine dönüp dolaşıp beomgyuyla oturduğu koltuğa geldiğinde oflayıp pufladı. artık senaryo kağıtlarını görmekten içine fenalık gelmişti. senaryo kağıdını mümkünse kendinden en uzak yere götürecekken yeonjun'u gelen bildirim sesi durdurmuştu. telefonuna yaklaştı. kimdi ki bu saatte, geç olmuştu saat. yeonjun'un bildirimin kimden geldiğini gördüğünde, telefonu eline alıp atması bir olmuştu.