10-Kara Orman Kaçağı

11.6K 684 312
                                    

Ediz '


Hayatımda ay ışığının vurmadığı hiç bir yere girmemiştim.

Bu geceye kadar.

Soğuktan kızarmış burnumu, yüzümün yarısına kadar çektiğim boğazlı poların içine gömdüm, nefesimi verip biraz olsun ısıtmaya çalıştım.

Hava ayazdı, ay gökyüzündeydi ama sık ormanlık alan içinde tek bir ışığa geçiş yoktu, öyle ki gündüz bile güneş ışığının girebildiği şüpheliydi buraya.

Etrafa bakındım araştıran gözlerle, karanlığa alıştıkça daha seçilir olmuştu neyse ki ve yanımda kaçarken rastgele bulduğum bir çakmakla çakıdan başka bir şey yoktu.

Koşmaktan yorgun düşmüş bacaklarım ağrımaya ve gece garip seslere karışmaya başladığında etrafıma yayılan çıtırtı seslerini duymaya başladım , nefesimi tutup buldunduğum yerde eğildim ve arkamda ki ağaca yaslanıp yere iyice çömeldim.

Bir süre bekleyip sesleri dinledim, basit rüzgar oyunları gibi gelmeye başlamıştı, kendimi bir yokladım, iyiydim, çok üşümüştüm ama pek korktuğum söylenemezdi, mantıklı düşünmeye çalışıp korkuyu iteliyordum zihnimden.

' o vahşinin elinde oyuncak olacağıma..'

Yok kurda kuşa yem olmak da istemezdim ama burası şehir çıkışında bir ormandı ve böyle yerlerde vahşi yaşam olamazdı, amazon değildi ya yılan mı çıkacaktı çalıların içinden?

Böyle düşününce irkildiğimi hissettim. Bütün canlılarla aram iyiydi ama zehirli bir yılandan korkacağım kesindi.
Düşünceleri savıp rüzgar dinip çıtırtılar durulunca olduğum yerden kalkıp ellerim etrafı yoklaya yoklaya yürümeye devam ettim. Yolum nereye çıkacaktı bilmiyordum ve yavaş yavaş endişe etmeye başlamıştım. Sakin kalmaya çalıştım, bu ormanda sıkışıp kaldığımı düşünürsem panik atağım tetiklenebilirdi ve burada atak geçirmem demek, sabaha donup ölmem demekti.

'yapma korkutma kendini'

Kendi kendimi telkin ederek bir taraftan yolu seçmeye ve bulmaya çalışıyordum.
Kimbilir ne kadar zamandır  dışarıdaydım, yaptığım en büyük hata kaçmak değil havanın burada bu derece soğuk olacağını tahmin edememem olmuştu, tıpkı o gece ağaçtayken bana söylediği gibiydi.

'donarak ölürsün' demişti.

İstemdışı titredim.

'hayır ölmek yok korkmakta yok '

Şu an tıpkı filmlerde ki gibi  bir mucize olmasını ve  bir kulübe bulabilmeyi nasıl isterdim, hatta tek ümidim şu an bir ormancının yaptığı ve boş bıraktığı iyi kötü bir baraka ya da kulübe bulabilmekti . Bir kaç dakika daha yürüyüp iyice yorulmaya başladığımda ansızın arkamdan gelen, nefes sesleri olduğunu düşündüğüm sesler ile neye uğradığımı düşünmeden refleks olarak kaçmaya başladım. Belkide hayali olarak uyduruyordum artık, çünkü hem yorgun hem aç hem de üşümüş bedenim dirense bile  sona yaklaşmış gibi hissettiriyordu.
Karanlığa rağmen öyle hızlı koşmaya başlamıştım ki sağım solum dallara ve ağaçlara çarpsa bile onları ne hissetmiş ne de durmuştum. 

Sonunda nefes nefese kalıp yürüyemez hale geldiğimde durmak istemesem de yavaşlamış ve yavaşladığım an da  aniden sert bir yüzeyle çarpışarak durmak zorunda kalmıştım.

Anlaşma {Mpreg}  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin