14.bölüm

11.1K 555 70
                                    

bölüm şarkısı=> Pera - Ben Yağmuru Bilirim

oy ve yorumlarınızla destek olursanız çok sevinirim :)

°
Gözlerimi kapalı haldeyken bile zorlayan ışığa sonunda dayanamadım ve göz kapaklarımı araladım.
Pencereden içeri sızan güneş ışıkları doğrudan gözüme temas ediyordu.
Yüzümü buruşturarak bakışlarımı pencereden alarak salonun içerisine yönelttim.

Gözüme ilk takılan karşımda ki koltuğun boş oluşuydu. Tan'ın kokusunun hala üzerinde olduğuna emin olduğum yastık öylece duruyordu.
Gitmiş olmasının verdiği huzursuzluk ile uzandığım yerden doğruldum.

Orta sehpanın üzerindeki telefonuma uzanarak aldım.
Tan'a ait bir mesaj bildirimini gördüğümde hislerimin önüne geçemedim.
Ufak bir heyecan kırıntısı yokladı bedenimi.

Mesajın üzerine tıkladım.

Tan Evren;
'Operasyondayım, bir şey olursa ara.'

Dudaklarım benden bağımsız kıvrıldı. Birisi tarafından düşünülmek ne güzel histi öyle...
Uzun zamandır hasret olduğum bu duyguya sıkıca sarılmak istedim.

İnce parmaklarımı hareket ettirerek mesajını yanıtladım.

Elyasa;
'Dikkatli ol.'

Mesajı gönderip göndermemek arasında kalsamda göndermiştim. Beni yanlış anlamasından korktum çok kısa bir an.
Ama gayet normal bir mesajdı değil mi?
Bence öyleydi.

Ne gibi bir operasyondaydı acaba diye düşünmeden edemedim. Tehlikeli bir görev olabilirdi.
Endişe duygusu yavaş yavaş yayıldı içime. Kötüyü düşünmemeye çalışarak ayaklandım.
Kafamı meşgul etmek amacı ile önce kısa bir duşa girdim.
Hastalığım sayesinde iyice pasaklı olmuştum.
Sonrasında ortalığı toparladım ve yemek hazırlamaya koyuldum.

Aniden akşam yemeğine Tan'ı davet etme fikrine kanaat getirmiştim.
Bana yaptığı onca iyiliğe karşılık böyle bir şey yapmak istemiştim.

°

Saat akşam 22.19'u gösterirken koltuğumun bir köşesine sinmiş telefonun ekranına bakıyordum. Saatler geçmesine rağmen Tan hala gelmemişti.
Ara sıra dış kapının deliğinden karşı daireyi yokluyordum ama ne gelen vardı ne giden.
İçimde zaman geçtikçe büyüyen kötü bir his vardı ve artık onun ağırlığını taşıyamıyordum.

Daha fazla kendime engel olamadan telefonumu elime aldım ve Tan'ı aradım.
Uzun uzun çalan telefon her açılmadığı saniye endişe ruhumu daha da daraltıyordu.
Sonunda kendiliğinden kapanan aramayla kendimi daha kötü hissettim.
Bir kez daha aramalı mıydım?
Aklımda dönüp duran düşüncelere engel olamıyordum.
Ona bir şey olmasından korkuyordum.

Ağırca ayağa kalkarak boydan boya cam olan kısıma geçtim. Sitenin girişini doğrudan görüyordum fakat hiç bir hareketlilik yoktu.

Arkama dönerek akşam yemeği için hazırlamış olduğum masaya baktım. Masada her şey olmasına rağmen büyük bir eksiklik olduğunu hissediyordum.
Kalbim bu eksikliğin Tan olduğunu biliyordu fakat mantığım tamamen reddediyordu.

O sırada salonda yankılanan sesle kalp atışlarım hızlandı. Hızlı adımlarla çalan telefonuma ulaştım.

Tan Evren arıyor...

Ekranda yazılı olan isme büyük bir rahatlama ile baktım ve fazla bekletmeden yanıtladım çağrıyı.

"Tan?"

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora