Son

5K 458 407
                                    

Yazar'dan

Ömer önündeki pastaya kıvırdığı dudaklarıyla bakarken, keyfine diyecek yoktu.

Bir hafta önce hem sevdiği kadınla nişanlanmış, hem de işinden terfi almıştı, ayrıca bugün doğum günüydü ve yakınlarının birleşerek hazırladığı bu küçük parti, onu fazlasıyla mutlu etmişti.

"Dilek dile mumları üflemeden önce aşkım" dedi kırmızı dudaklarını büzerek Ömer'e sokulan kadın. Ömer'in sırıtışı genişlerken kafasıyla onayladı ve içinden dileğini dileyip mumları üfledi, artık 28 yaşındaydı...

Herkes alkışlayıp, hediyelerini vererek eğlenmesine bakarken, sevdiği kadın onu kenarıya çekmiş, hızlıca dudaklarına kapanmıştı, dudaklarının üzerindeki baskıya aynı açlıkla karşılık veren Ömer, kısa süre geçmeden ayrılarak sevgilisinin hediyesini de alıp, onlarıda eğlenceye katmıştı.

Herkes eğlenip gülüşüyor, yarın yokmuşcasına eğleniyordu.

Uzun sayılabilecek bir süreden sonra insanlar yavaş yavaş dağılmaya başladığında, en sonunda yorgun hissettiği için sevgilisini de uğurlayıp, koltuğa kendini bıraktı ve gözlerini kapattı.

5-10 dakika geçmişti ki kapı çaldı, Ömer'in kaşları çatıldı, bu saatte kimin gelebileceğini tahmin etmeye çalışırken, 'acaba Sevde, güzel sevgilisi bir şeyini mi unuttu?' diye geçirdi.

Kapıyı çabucak açıp, hiç kimseyi görmediğinde kaşları havalandı, bu da neydi şimdi?

Yaramazlık yapmak isteyen çocuklar olduğunu düşünecekti ama bu saatte hangi velet ayakta olacaktı ki?

Başını iki yana sallayıp tam eve gireceği zaman yerdeki kutu dikkatini çekti. Yavaşça eline sade kutuyu alıp salladığında, içinde pek bir şey yok gibiydi. Gülümsedi,  Sevde onun için yine mi bir sürpriz hazırlamıştı yoksa?

Kapıyı çabucak kapattıktan sonra koltuğa oturdu ve heyecan içinde elindeki kutunun bandajını yırttı.

İçinde sadece iki tane zarf görmesiyle düzelen kaşlarını tekrardan çattı ve üstteki zarfı alıp inceledi, üstünde hiçbir şey yazmıyordu..

Derin bir iç çekerek sevgilisinin onun için romantik şeyler yazdığını düşündüğü zarfı yırtıp içindeki eskimiş kağıdı çıkarttı  ve okumaya başladı.

Merhaba Ömer

Şu an bu mektubu kimin gönderdiğini oldukça merak ediyorsundur.

Ben Arya

Ömer dudaklarını büzdü, bu isim tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkaramamıştı.

Muhtemelen beni hatırlamadın... Her neyse, zaten bu beklediğim ve olağan bir şeydi.

Yıllar önce, şu hani lise yıllarında sevdiğini söylediğin Arya

Biraz daha düşündü, Arya? Lise yıllarında ki Arya?

Ömer'in dudakları şaşkınlıkla aralanırken, gözlerinin önünde sallanan beden bir anda gözünde canlanmış ve acaba yaşıyor mu? Düşüncesinin imkansızlığı yinede heyecanlanmasına neden olmuştu.

Şu an yaşadığımı düşünüyor olup, şaşkına uğramış olabilirsin fakat bu mektup senin eline geçtiyse, hayır yaşamıyorum...

Kim yıllar önceden birisine sırf unuttuğunu hatırlatmak için böyle bir şey yapar?

Ben tabiki

Emin ol araştırıp, uğraşmak senin için boş bir çaba olur, gerçi benim gibi birisi için uğraşmak isteyeceğini de düşünmüyorum ama, neyse..

Yüreği acıyla burkuldu, elindeki nişan yüzüğü gözüne çarparken yaptığı aptallıklar bir bir zihnine doluşmuş, ona o zaman bu kadar değersiz hissettirdiği için kendine bir küfür savurmuştu. Şimdi, şu an saçma sapan bir vicdan azabına neden girmişti ki?

Neden ihanet ediyor gibi hissetmişti?  O, onu umursamadan kendi canına kıymış, onun yalvarışlarına aldırış etmemişti, evet, çok saçmaydı şu anki hissettiği şeyler.

İnsanlar bencildir, tıpkı benim gibi, şu an kendini aklamaya çalıştığını hissediyorum ki öyledir de, kim bu mutlu gününde canı sıkılsın, üzülsün ister? Sahi ben kendimi öldürdüğümde beni kaç  gün sonra unutursun ya da en iyi kaç hafta kaç ay? Bu mektup eline geçtiğinde bile hatırlamakta zorluk çekecekken bu soru biraz saçma ama,

1 hafta 2?...

Yutkundu, bir kaç ay sonra eski yaşantısına dönüp yeniden cıvıl cıvıl olan kendisiyken hemen başını sallayıp silkelendi, hatırlamak istemiyordu.

Sahi benden sonra ne yaptınız acaba? Biricik kızına hangi beddualarını ediyordur babacığım?

Umarım cehennemin dibinde, abiciğimle birlikte bir an önce benim yanımdaki yerini alırlar.

Boğazındaki yumruyu giderebilecekmiş gibi tekrardan yutkundu Ömer.

O canlı yayından sonra babasının ve abisinin itibarı yerle bir olmuş, bütün iş adamları onlardan ellerini kollarını çekmişti. Sosyal medya çalkalanmış, gündeme bomba gibi düşmüştü Arya'nın yaşarken göremediği ilgiyi, öldüğünde herkes fazlasıyla göstermişti...

Bu gününde senin daha fazla canını sıkmayayım... Şimdi diğer zarfa bakabilirsin.

Diğer zarfa gözü iliştiginde derin bir nefes aldı, acaba o zarfta onu ne bekliyordu?

Yavaşça onu da alıp yırttı ve içindeki kağıdı çıkarttı.

Bu sefer gördüğü yazılarla şaşkınlıkla öylece kala kalmış ve inanamıyormuşcasına tekrar tekrar okumuştu.

Elindeki kağıt, küçükken kaldığı yurda onun adına yapılmış yüklü bir miktarda olan bağış ve müdürün teşekkür yazısıydı.

Yavaşça aşağıdaki küçük nota ilişti gözleri.

Doğum günün kutlu olsun♡...

...

Selamlar.

Muhtemelen herkes Ömer'in unutabildiğine inanmayıp, çok şaşırmıştır fakat ben burada insanların gerçekten bencil olduğunuzu bizzat görün istedim. Hiç kimse birisinin en değerlisi olamaz, olmayacak, hiçbir zaman ön planda olmayacaksınız, hiçbir zaman gerçekten sevilmeyeceksiniz, bırakmam diyen bırakır, unutmam diyen unutur, vazgeçmem diyen vazgeçer, en azından şu ana kadar benim görüp yaşadıklarım bu ve söyleyebileceklerim de bunlar, umarım siz şu yazılanlara inat mükemmel bir sevgiyle sevilir ve birilerinin en değerlisi olabilirsiniz.

Sizlere bahsetmiştim, bu kitabı gerçekten iğrenç bir dönemdeyken yazmıştım. O zamanlar destek olan çok güzel yürekli insanlarla tanıştım hepinize teşekkür ederim, şu an şuraya gelip şu paragrafı okuyorsanız, bilim ki seviliyorsunuz ❤️

Mutlu kalın...

BENCİLSİN / Texting Donde viven las historias. Descúbrelo ahora