13

282 24 20
                                    

Ampersand adında bir AtsuHina fanfic'ini okumaya başlıyorum, AO3'te ve Türkçe çevirisi yok, çok da uzun ancak konusu ilgimi çekti, belki okurken onu da çeviririm buraya.

***

Kageyama kitabı yere düşürdü, adını duyduğuna hiç bu kadar mutlu olmamıştı daha önce. Ayağa fırladı, oturmaya çalışan Hinata'ya baktı hemen. 

Hinata'yı kendine çekip sımsıkı sarıldı, her bir yanını öptü. "Hh- uyanmayacağını sanıyordum."

Hinata zayıf bir şekilde güldü. "Benden o kadar kolay kurtulamazsın."

Kageyama ise mutluluktan uçuyordu. "Senden kurtulmak falan istemiyorum, seni çok seviyorum."

"Aşağılayarak cevaplamadın." Hinata şaşırmıştı. "Ne zamandır bilinçsizim ben?"

"İki buçuk haftadır ama çok daha fazla gibi hissettirdi," dedi Kageyama ona.

"Mm, bir şeyle meşgul gibiydin, bitirmeyecek misin onu?" diye sordu Hinata.

Kageyama kitabı aldı yerden. "Ah, bitti sayılır, sadece sonsuza dek mutlu yaşadılar kısmı kalmıştı."

Hinata omuz silkti. "Benim için yeterince iyi bir kitap o zaman. İyi sonları ne kadar sevdiğimi biliyorsun." Hinata odasına bir göz attı, Kageyama'nın ödevleri, peluş köpek, Kageyama'nın defter yapraklarındaki karalamaları. Birini eline aldı. "Bunu sen mi çizdin? Ben miyim bu?"

Kageyama hızla kaptı o kağıdı Hinata'nın ellerinden. "E-evet- ama bu... asıl resim için taslak niyetineydi. O çok daha iyi bundan." Hinata çok meraklanmıştı. "Bakabilir miyim?"

"Evet, tabi, sana verecektim zaten." Kageyama günlüğü çıkarıp uzattı, Hinata da hevesle aldı ama Kageyama elini defterin üzerine koyarak durdurdu onu. "Bekle, açmadan önce... Birkaç şey daha var bu defterde. Sen uyurken her gün yazdım, çok bir şey kaçırmamış olursun diye."

"Sen hem yazar hem de çizer misin? Çok şey kaçırmışım," dedi Hinata.

Kageyama omuz silkti. "Eh, ikisinde de iyi değilim ama ne yapabiliyorsam yaptım."

Hinata kapağını açıp resimle karşılaşınca nefesi kesildi. "Kageyama... mükemmel bu, çok sevdim!" Resme bakmaya devam etti, Kageyama da yanına, yatağa yerleşti bu sırada. Resimde gerçek hayattaki Hinata'yı referans almıştı bir resim yerine, sonuçta kıpırdamadığı için sorun yoktu ve ayrıca bunu daha çok sevmişti. Birkaç şeyi değiştirmişti gerçi. Hastane yatağı yerine portakallar ve portakal çiçekleri arasında, uyanık ve gülümserken çizmişti. Hinata başını yasladı Kageyama'nın omuzuna. "Başka gizli yeteneklerin varsa şimdiden söyle," diyerek sayfayı çevirip Kageyama'nın yazılarıyla karşılaştı.

"Kageyama bu bayağı karışık," diye haykırdı. "Sesli okuyacağım, böylece yanlış okursam söylersin." Kageyama sesli okunmasını istememişti ancak onay verdi, sonuçta o anda Hinata için her şeyi yapabilirdi.

Hinata boğazını temizleyip başladı.

"'Şu sandalyede oturmuş uyumanı izliyorum, buradaki her şey o kadar sıkıcı ki. Bir tek sana bakılabiliyor bu odada. Şikayet ediyor da değilim gerçi, yanlış anlama. Sonsuza dek bakabilirim yüzüne.'

Ah, Kageyama, güzel olduğumu mu düşünüyorsun? Sen de güzelsin,

'Uyanık olmanı dilerdim gerçi. Biraz yalnızım, Kuroo vardı gerçi ama kimse seninle bir değil. Ah, siktir.'

Kageyama, çok edepsizce bu,

'Sıkıcı olmaması gerek, sonuçta okuyacaksın ve bunun seni uyutmasını istemiyorum. İnan bana, bunları gördüğünde kim bilir kaç tane birikmiş olacaklar.'

KageHina | He Smelled Like Oranges 🍊 ✔çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin