28.bölüm

9.5K 481 22
                                    

bölüm şarkısı => Can Bonomo - Dem

benim için fazlasıyla anlamlı bir şarkı, kesinlikle dinlemenizi öneriyorum.

önceki bölümün devamı niteliğinde olan bir bölüm
keyifli okumalar ♥

°
Dudakları dudaklarıma dokunduğunda tüm uzuvlarımın uyuştuğunu hissettim.
Onun kapalı gözlerine bakıyordum fakat bende daha fazla açık tutamadım ve kapattım.
Dudaklarının yumuşak dokusu çok farklıydı.
Karın boşluğuma tekme yiyor gibi hissediyordum.

Dudakları hareketini durdurdu ve geri çekilmeden konuştu. "Karşılık ver." Bu emri bekliyormuş gibi acemice oynattım dudaklarımı.
Birbirine geçmiş dudaklarımız bir yapbozun parçalarının bütünleşmesi gibiydi.
Tan usul usul öpüyorken birden hızlanmaya başladı ve dudaklarımı istila etti.
Ona göre çok fazla tecrübesizdim ama bu şuan ikimizinde gözüne gelmiyor gibiydi.

Nefessiz kaldığımı hissediyor fakat geri çekilemiyordum.
Sağ elim benden bağımsız bir şekilde Tan'ın ensesine tırmandı ve onu daha çok kendime çektim.
Bu hareketim Tan'ın hırlar gibi bir ses çıkarmasına sebep olmuştu, tabii benim de daha fazla utanmama..

Tan uzun bir süre sonra geri çekildiğinde gözlerim hala kapalıydı.
Nasıl açacaktım ki?
Utançtan şuracıkta bayılabilirdim.

"Boğulduğum denizi görmeme izin vermeyecek misin?" Sorusu üzerine göz kapaklarım aralandı ve mavi irislerim doğrudan onun koyu gözlerine odaklandı.

Dudaklarım sızlıyordu. Kızarmış olduğuna emindim. İstemsizce çok kısa bir an onun dudaklarına baktığımda kızarmış ve hafiften şişmiş olduğunu gördüm.
Ah çok değişik hissediyordum şuan.
Aramıza giren telefonunun zil sesi olduğunda belimde duran elini çekerek cebinden telefonunu çıkardı.

Ekrana baktıktan sonra benden tamamen ayrılarak yataktan kalktı ve cevapladı.

"Efendim?"

Önümde ayakta dikiliyorken gözlerim geniş sırtında geziniyordu.

"Tamam geliyorum." Cümlesi canımı sıkarken telefonu cebine yerleştirdi ve bana döndü.
Uzandığım yerden doğruldum ve oturur pozisyona geçtim.

"Gitmem gerekiyor."

Onu sorgulamadım.
Gitmesi gerekiyorsa gitmeliydi.
Tabii her gittiğinde geri dönecekse...

"Tamam." Dediğimde gözlerimi izledi. Ardından yüzümün her bir milimine dokundu gözleri.
Dikkatle gözlerine bakıyor, hareketini izliyordum.

"Geldiğimde kaldığımız yerden devam edeceğiz."
Yutkunarak öylece baktım yüzüne.
Karın boşluğum yeniden tekmelenmeye başlamıştı.

"Dikkatli ol." Diyebildim sadece.

Dudakları hafiften kıvrıldı ve eğilerek saçlarımın üzerine uzun bir öpücük bıraktı.

"Sende Nepenthe."

Odadan çıktığında bir süre ardında bıraktığı boşluğu izledim.
Ardından kendimi yeniden yatağa bıraktım ve onun kokusunu soludum.

Göğüs kafesim bu kez anlamsız bir hisle sıkışmıştı.
Koca bir avuç yüreğimi içerisine almış sıkıyor gibi hissettiğimde uzandığım yerden doğrularak salonun penceresine ulaştım.
Tan arabasına biniyordu.
Yutkunarak onu izledim.
Neden kendimi kötü hissediyordum?
Yaşadığımız özel andan sonra gitmesi miydi bu denli canımı sıkmaya başlayan?

Tan'ın spor arabası siteden çıkarak gözden kaybolana kadar baktım arkasından.
Nefeslerim bana yetmemeye başladığında derimi yakan soğuğa rağmen penceleri araladım ve derin nefesler almaya çalıştım.
°

sizi seviyorum 🌺

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin