Four

165 19 1
                                    

Konuşurlarken kapı çaldı. Herkes kapının başına toplandı ve kapı açıldı. Herkes Chan dışında diğer taraflara bakarken Chan konuştu.

"Ne? Başkasını mı bekliyordunuz?"

"Ha, şey ya Soojin nerde?"

"Üşütmüş biraz."

"Ama ya."

Herkes giderken sadece Minho kapıdaydı.

"Geç."

Chan eve girdi. Burnuna gelen kokularla gülümsedi.

"Yine döktürmüşsün."

"Biraz öyle oldu."

Herkes masaya oturunca ayrı kafalarda konuşmaya başladılar. Sonra Jisung herkesin susabileceği bir şey söyledi.

"Oyun mu oynasak?"

"Ne oyunu?"

"Şimdi şöyle, herkes telefonlarını sessizden çıkarıp masanın üstüne koyacak. Mesaj,arama geldiğinde herkese gösterecek. Arama geldiğinde haporlere alacak."

"Bunu yapsak kaç çift ayakta kalır?"

Dedi Seungmin.

"En az bir bence."

"O hangi çift?"

"Minsung."

"Doğru."

"Ne?"

"Of, hadi yapalım şunu."

"Ben istemiyorum!"

Dedi Hyunjin.

"Hyun?"

"Ş-şey saçma değil mi?"

"Sakladığın bir şey mi var?"

Hyunlix çifti konuşurken ortam geriliyordu.

"Yok!"

"Oyna o zaman."

Hyunjin telefonunu alıp Felix'e uzattı.

"Al bak."

"İstemiyorum."

Hyunjin itiraz etmeden telefonu geri aldı.

"Pekâlâ. Oynayalım bakalım."

Herkes tamamdı. Telefonlar masanın üstünde duruyordu. Yemekler yenirken Seungmin'in telefonuna mesaj geldi.

"Oho! Seungmin açılış yapıyor."

"Göster Seung."

Seungmin mesaja bakarken içinden küfretti.

"Hadi!"

Mesajı gösterirken sıra Changbin'e gelmişti. Changbin öğrenirse sinir küpüne dönüşürdü.

"Ne!?"

"Bin."

"Huzur evi ne alaka Seungmin!?"

"Ben... annen için düşünmüştüm."

"Annem için mi?"

Ortalık sessizliğe bürünürken Changbin konuştu.

"Kadın sadece oturuyor. Ağzı var dili yok!"

"Bak Changbin açıkcası Seungmin de haklı. Hyunjin kusura bakma ama senin annen bizle kalsa ben yapamam."

"Ben bile anneme dayanamıyorum."

Changbin sinirle geri çekilirken Seungmin'in gözlerdi doldu.

"Tamam. Kapatın konuyu. Ay tutulması başlayacak."

"Evet! Hadi balkona çıkalım."

Tek tek balkona geldiklerinde Hyunjin Felix'in arkasından sarıldı. Changbin ve Seungmin ayrı duruyorlardı ama Seungmin Changbin'e bakıyordu. Minho ve Jisung ise gökyüzüne bakıyorlardı. Chan yalnız kaldığı için Soojin dediği ama Jeongin olan kişiyi düşünüyordu.

Tekrar masaya oturduklarında Chan'ın telefonuna mesaj geldi. Herkes bakıcakken Chan spor yapmaya başladı. Herkes napıyor bu mal der gibi bakıyordu.

"Bir uygulama var. Kilonu falan yazıyorsun sana günün belirli saatlerinde spor hareketleri veriyor."

"Ha."

"İyiymiş bu. Yüklerim bi ara."

Chan soluk soluğa oturduğunda tekrar yemeğe döndüler. Chan'ın bilmediği bir şey vardı. Changbin telefonlarını değiştirmişti.

Chan'ın ama aslında Changbin'in telefonuna mesaj geldi. Herkes bakarken bakan şaşkına dönüyordu. Chan bile ne olduğunu anlayamamıştı. Tam bu sırada Hyunjin konuştu.

"Göğüs dediğin böyle olur amına koyim! Sen neymişsin Chan."

"Ah şey..."

Her şeyi boka sarmak istemiyordu. Üstlendi. Changbin'e bu ne der gibi bakıyordu. Changbin ise takmıyordu bile.

Liar °SkzWhere stories live. Discover now