18

1.5K 197 288
                                    

Okul çıkışı nihayet geldiğinde. Jeongin Hyunjin ve Changbin'in sırasına gelmişti. Hyunjin, Changbin'i sevdiği için onunla da takılmak istiyordu. Bu yüzden bu gece takılmak için evine ikisini davet edecekti.

"Merhaba."

"Merhaba Jeongin." Hyunjin karşılık verdiğinde Changbin sakince gülümsedi ve çantasını toplamaya döndü. "Bu gece bizim evde buluşalım mı? Üçümüz." Changbin şaşkın bakışlarıyla Jeongin'e döndü. "Ben de mi?" dediğinde Jeongin onayladı. "Seni hiç tanımıyorum, hem eğleniriz." Changbin'in aklına Yongbok geldiğinde onun da katılmasını istemişti.

"Gelirim, birini daha getirebilir miyim peki?" Jeongin gülümseyerek "Olur, getirebilirsin." demişti. Hyunjin "Kaçta gelelim?" diye sorduğunda "Dokuz uygun mu?" demişti Jeongin. İkili onayladığında "O halde, bu akşam görüşürüz." dedi ve el sallayarak sınıftan ayrıldı.

Jeongin'in aklı şu sıralar yalnızca Hyunjin'le doluydu. Yalnızca duyguları değildi bunlar, Hyunjin kendisine her şeyi anlattığından beri onun biyolojik babasını düşünüyordu. Henüz on sekiz yaşında değildiler, Hyunjin babasını öğrenmek istiyordu ancak dna testi yaptırma yetkisi yoktu. Jeongin ise bu konuyu önce Hyunjin'e sonrasında annesine açacaktı. Annesinin yardımcı olacağına emindi.

Saat akşam sekize doğru yine Jeongin tek başınayken misafirleri için ortalığı temizliyordu. Kapı çaldığında henüz erken olduğu için şaşırmıştı. Kapıya gidip delikten baktığında Hyunjin'in gelmiş olduğunu gördü. Heyecanla kapıyı ardına kadar açmıştı.

"Hoş geldin Hyunjinnie!" cümlesinin sonunu uzatarak sevimli bir hal aldığında Hyunjin kıkırdayarak "Hoş buldum." dedi ve ayakkabılarını çıkarıp terlik giydi. "Daha erken olduğunun farkındasın, değil mi?" demişti Jeongin Hyunjin'in elindeki poşetleri alırken, atıştırmalık bir şeyler almıştı.

"Farkındayım Jeongin, herkes gelmeden önce sana yardımcı olurum diye düşünmüştüm." Jeongin "Ah, o zaman iyi ki geldin." demiş ve gülümsemişti, böyle ince düşünmesinden hoşlanmıştı.

Hyunjin üzerine rahat bir şeyler giymenin ardından mutfaktaki Jeongin'in yanına gitmişti. "Ne yapmamı istersin?" diye sormuştu. Jeongin de "Ben aslında birçok şeyi hallettim. Ev aşırı dağınık değildi, kolay oldu. Sadece süpürge açacağım." dedi. Hyunjin kendisi yapmak istediğinde Jeongin başta izin vermese de sonrasında boş vermişti. Bu esnada Jeongin üzerini değiştirdi ve işleri bitmişti.

Her ikisi de yapacak bir şey kalmadığında salona geçmişti. Hyunjin'e dna testi konusunu açmak istiyordu. Ancak bir yandan da çekiniyordu, onun işlerine karıştığı için kızacağından korkmuştu. Bir daha böyle bir an bulamayacağını düşündüğünden acilen konuyu açması gerektiğini düşündü.

"Hyunjin ben bir şey hakkında konuşmak istiyorum." Hyunjin Jeongin'in gergince tırnaklarıyla oynadığını fark ettiğinde meraklanmış ve endişelenmişti. "Kötü bir şey mi?" diye sormuştu, Jeongin "Hayır." dedi. "Ama kızacağından korkuyorum."

"Ben sana kızmam Jeongin, konuş benimle." Jeongin dudağını ısırmanın ardından konuya girdi. "Biyolojik babanı bulman için yardımcı olabilirim." Hyunjin birden nereden çıktığını çözememişti. "Nasıl olacakmış o?" diye sordu. "Annemden yardım isteyeceğim, onun çevresi geniştir. Bir şekilde senin velin yerine geçebilir ve babanın kim olduğunu öğrenebilirsin, böylece on sekiz yaşına kadar ailene katlanmak zorunda kalmazsın."

"Bunu düşündün mü cidden?" Jeongin Hyunjin'in mimiksiz ifadesinden kızdığını düşünmüştü. Hyunjin ise yalnızca şaşkın ve mutluydu. babasının kim olduğunu öğrenmek ona korkunç gelse de en kötü ne olabilirdi ki?

happier than everNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ