Bunalmış gibi hissederken, gözlerimi
açmak için direniyordum. Ensem ve
boynumun etrafında gıdıklanma
oluyordu sanki. Fazla sıcaklamışken,
hâlâ uyku etkisini üzerimden
kaldırmıyordu.
Zorlukla gözlerimi araladığımda görüş
açıma giren gece lambası odayı loş bir
ışıkla çok az aydınlatıyordu.
Karnımdaki bilincim ve bedenim tam
yerine gelince karnımda baskı
olduğunu hissettim. Boynumdaki
gıdıklanma huylanmama neden
olurken, kafamı biraz geri çevirmeye
çalıştım. Bedenim bir adamın kollarına
sarılıydı ve boynum, saçlarım adamın
burnunun dibindeydi. Nefes
alışverişleri tenime değerken bu
huylanmama sebep olmuştu. Hafizam
gece ki olayı göz önüne sererken,
korkum gün yüzüne çıkmaya başlamıştı.
Şuan yüzünü göremediğim için hangi
adamın kollarında, daha da önemlisi
yatak odasında olduğumu
bilmiyordum. Çırpınıp kollarından
kurtulmaya çalıştığımda, hâlâ
bedenime kenetliydi. Çırpınışlarım
artarken adam birkaç şey mırıldandı
fakat anlamadım. Zaten sıcaktan
terlemişken şuan ki bulunduğum
durum korkmama neden olduğundan
daha çok terliyordum.
"Şunu yapmayı kesecek misin?"
Tehditle konuştuğunda ses tonundan
hangi adam olduğunu anlamaya
çalıştım fakat uykulu çıktığından pek
çözememiştim.
"Ne işim var benim burda, evime
gideceğim."
Sert bir şekilde konuştuğumda
kollarını bana daha çok sardı.
"Önce o sesini kıs,"
Sıkı kolları nefes almamı zorlaştırırken
"Bırak."
Dedim konuşabildiğim kadar.
"Artık burada, benimle birliktesin
güzelim. Çabuk alışsan senin açından
iyi olur."
Dedikleri hayretle kalmama sebep
olurken kollarını benden ayırdığını
farkettim. Yatakta doğrulup, yüzüne
baktığımda arkada koltukta oturup
beni kucağına çeken adam olduğunu
anladım.
"Sarhoş falan mısın? Ben neden
seninle yaşayayım? Ayrıca sen kimsin?
Bir ailem ve evim var benim! Şuan
burda oturup seninle bunları
tartışmak bile zaman kaybı benim için,
ailem beni arıyordur saatlerdir. Seni
bu trajikomik düşüncelerinle başbaşa
bırakıyorum, güle güle."
Yataktan kalkacağım sırada,
bileğimden sertçe çekip beni tabiri
caizse yatağa montelemesi bir oldu.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun!"
Soru sormaktan ziyade, yüzüme
gürlüyordu. Sesi öyle yüksek çıkmıştı
ki kulak zarımın sağlamlığı konusunda şüphe ettim.
Yüzüne bön bön bakarken ne
diyeceğimi bilmiyordum. Bileklerimi
kafamın hizasında birleştirmiş,
bedenini de üstüme yerleştirmişti.
"Sarhoş değilim, kafam gayet yerinde
merak etme. Hatta kafam öyle yerinde
ki aklıma sana çok güzel fanteziler
yapmak geliyor. Ama henüz
düşüncelerimi uygulamaya
geçirmeyeceğim, akıllı bir kızsan beni sakın sınama. Artık ailende evinde
benim. Annen ve babanında merak
edeceklerini sanmıyorum burada
olduğundan haberleri var. Özellikle
baban gayet memnun hiç aklın
kalmasın."
Kaşlarımı çatarken gerçekler yüzüme
tokat gibi vuruldu. Bu adam beni
babamdan borcu karşılığında isteyen
kişiydi. Ben bu tiksinç tekliflerini
reddedince büyük ihtimalle babamla
anlaşıp, beni kaçırdı.
Gözlerimin dolduğunu bulanıklaşmaya
başlayan görüş açımdan anladım. Şuan
ailem, özelliklede babam tarafından
terkedilmiş gibi bir durumdaydım.
Annemin çaresizliğine birşey diyemem
fakat babam kızını para karşılığı
verecek kadar adi bir adam
olmamalıydı.
