17-Buluşamamak

5.1K 344 4
                                    

Diyarbakıra geri döner dönmez evime gittim. Hemen eşyalarımı yerleştirip duş aldım.
Gecenin onunda kardeşime gidemezdim. Kendimi hazır hissetmiyorum belki önce bir süre onu incelemem gerekiyordu.
Peşimdeki belaları ona da bulaştıŕmak istemiyorum. Gerçi Mitteki arkadaşlarımın yardımı ile düşmanlarımın çoğu ya ölüydü ya da hapisteydi. Arda dışında pek kimse kalmamıştı. Yine de gittiğim yere bela götürüyordum. Gerçi Bade'nin de benden bir farkı yoktu. Belaları çekmek bizde genetikti sanırım. Tek sorun üç yaşında bir oğullarının olmasıydı. Ortada bir çoçuk varken daha dikkatli olmalıydım.
Sonraki sabah spordan sonra güzel bir duş aldım . Kahvaltı yapmak istemediğim için hazırlandım. Bu kez pantolon giyecektim .
Siyah pantolonumun üzerine siyah kısa tişört giyindim ve üzerime ince bir ceket aldım siyah topuklu botlarımı da giyindiğimde hazırdım. Saçlarımın yarısını toplayıp bir şapka da taktım.
Yavuz'un verdiği adrese geldiğimde tek katlı bahçeli bir evle karşılaştım. Kapıda eski model bir araba vardı. Bahçesinde çeşit çeşit çiçekler vardı. Bade'nin burada olduğu belliydi. Çiçekleri çok severdi.
Evin kapısı açıldığında heyecanlanmıştım. Uzun zaman olmuştu onu görmeyeli. Değişmiş miydi? Kapıdan bir çoçuk koşarak çıktı . Bu oğulları Mert olmalıydı.

" Anne hadi , geç kalacağız anne "

" Yavaş çocuğum yavaş "

Bade evden çıkarken onu izliyordum. Neredeyse hiç değismemişti. Yine süslenmiş özenle makyaj yapmiştı. Gülümsemesi bile aynıydı. Zaman onun için hiç geçmemiş gibiydi.

Beraber arabaya bindiler . Bende onları takip ettim. Bir anaokulunun önünde durdular. Mert araçtan koşup okuluna girdi . Bade ise onun gittiğinden emin oluncaya kadar arkasından baktı sonra eve döndü. Çalışıp çalışmadığını merak ediyordum. Bunca zaman ne yapmıştı. Okulunu bitirmiş miydi?
O alışverıs için yarım saat sonra dışarı çıkarken ben aracımdan inip şapkamı ve maskemi takıp onu takip ettim.
Bu sokaklar pek güvenli değil gibiydi. Bade sokakta yürürken dört kişilik bir grup genç ona laf atmiştı. Bade her zaman süslü giyinmeyi severdi bu günde mavi çiçekli bir elbise giyinmişti. Tabi eskiden onu korumak için ben yanında olurdum. Kimse ona bir şey şöyleyemezdi. O istediği gibi giyinebilirdi bakan olursa ben hallederdim . Umarım kendini dövüş konusunda geliştirmiştir.
Bade yanlarından yumruklarını sıkıp geçerken yanıldığımı anladım. Hızla geçip markete giderken adamlar hala gülüyorlardı.
Bade gözden kaybolunca gençlerin yanına gittim.
" Oo bakın burada da gizemli bir kız var " dedi mavi gözlü olan
" Beyler siz utanmıyor musunuz bir kadına laf atmaya "

" Yoo utanmıyoruz. "Dedi diğeri

" Hem o da açık giyinmesin bakmayalım" dedi zayıf oversize tişörtlü çocuk.

" Anlaşıldı bu yaştan sonra terbiyeyi size benim vermem lazım."

Yirmi dakika içinde hepsini yere sermiş mavi gözlü olanı iki tur dövmüştüm. Hepsi karşımda dizilmişti şimdi.

" Öncelikle biz kadınlar istediğimiz gibi giyineceğiz siz terbiye öğreneceksiniz"

" Tamam abla " dediler aynı anda

" Abla ne lan . Neyse benden genç olduğunuz için bir şey demiyorum. Ikinci olarak demin buradan geçen mavi elbiseli kızdan özür dileyeceksiniz. Affetmezse sizi dinlene dinlene döverim."

Bade marketten çıkınca bende duvarın köşesine saklandım. Bade'nin elleri doluydu. Adamların yanından geçerken mavi gözlü önüne geçti

" Özür dileriz"

" Ne ?" Dedi Bade belli ki şaşırmıştı.

" Az önce sizi rahatsız ettik affedin bizi . Bir daha asla hiçbir kadına laf atmayacağız"

" Neden affedeyim ki sizi? Çekilin önümden"

Bade sinirle söylenirken ben köşeden mavi gözlü olana belimden silahımı çıkarıp gösterdim . Bunlar anca zordan anlardi. Adamların gözleri kocaman oldu hepsi diz çökerken ben bile şaşırmıştım.

" Ne olur affedin bizi"

" Ne yapıyorsunuz manyaklar . Kalkın tamam affettim"

Bade önlerinden geçip giderken bende silahımı belime koyup adamların yanına gittim.

" Umarım akıllanırsınız."

" Tövbe bir daha hiçbir kadına saygısızlık yapmayacağız"

" iyi . Yaparsanız haberim olur. Bir süre buralardayım."

Ben yanlarından ayrılırken Bade çoktan eve girmişti. Günün geri kalanında da evden çıkmamıştı.
Akşam altıda Ebru telefonla arayıp bana geleceğini söylemişti. Gitmek istemesem de eve dönmüştüm. Eve geldiğimde Ebru kapımdaydı.

" Ela bahçeye giremedim" dedi

" Bu çitler ekstra korumalı. Giremezdin zaten. Sorsan şifreyi söylerdim "

" Ne bileyim evi kaleye çevirdiğini"

" Azaddan öğrenmişsindir dedim"

" Haa o konuda ne oldu inanamazsın. "
" Azad gelip özür mü diledi?"dedim aniden durdu ve şaşkınlıkla yüzüme baktı.

" Nereden biliyorsun?"

" Asıl sen anlatacaklarıma inanamazsın" dedim ve olanları anlattım.
Çok şaşırsa da neden kardeşimle konuşmadığımı anlamamıştı. Onu tehlikeye atamazdım. Bir kaç gün güvenliğimden emin olmalıydım. Tabi bu arada Yavuz da Bade 'ye benden bahsetmeyecekti.

" Ela abim arıyor" dedi Ebru . Erdi hala operasyondaydı. Belli ki işleri gerçekten zordu.

Bir süre konuştuktan sonra telefonu kapattı. Ben Erdi ile iki gündür konuşmamıştım ama onunla yüz yüze konuşmak istiyordum.
Ebru ile dışarıda yemek söyleyip yedikten sonra film izledik. Tam bir kız gecesi yaptıktan sonra Ebru erkenden uyumuştu. Bende odama gidip bir süre yatırımlarım ve borsa üzerinde çalıstım.
Şimdiye kadar farklı şehirlerde arazi ve ev olarak fazlaca gayrimenkulum vardı. Kira gelirlerimin yanısıra bazı şirketlerde hisselerim de vardı. Çok iyi bir gelir kaynağım vardı ve ben evde durmaktan sıkılmıştım. Belki de yakın zamanda bir iş kurmalıydım.
O gece düşünerek uyandım. Sabah uyandığımda Ebru hala uyuyordu. Sporumu yaptıktan sonra kahvaltı hazırladım.
Ebru ile kahvaltı yaptıktan sonra hazırlandım. Yine pantolon giyinmiştim ama bu kez motorumu kullanacağım için siyah kot ve siyah tişart giyinip üzerime motorsu ceketimi almıştım. Siyah topuklu botlarımı da giyindiğimde hazırdım.
Yine Bade 'nin evinin önüne gittim. Yine Mert'i anaokuluna bıraktıktan sonra eve döndü. Belki de sade bir hayatı vardı.
Tüm gün evde kaldıktan sonra Mert'i alıp eve döndü. Gerçekten çok sıkıcıydı.
Akşam dokuzda hala evin önündeydim iki kez yemek alıp dönmüştüm.
Etrafta ne benim düşmanlarım ne de başka kötü adamlar yoktu.
O gece oradan ayrılıp eve döndüm. Sonraki sabah erkenden uyanıp güzelce hazırlandım. Bu kez gri kısa bir elbise giyinip üzerine ince bir hırka almıştım. saçlarımın bir tarafına incili zarif bir toka takmış altına yazlık topuklu babetlerimi giyinmiştim. Yüzümdeki morluklar geçmeye başlamıştı , yine de izleri belli oluyordu. Hafif bir makyajla onlari kapatıp bıçağımı bacağımdaki kılıfına koydum. Aracımda silahlar vardı ama yanımda taşımak istememiştim.
Arabama bindiğimde fazlasıyla heyecanlıydım. Bade'nin evine gittiğimde görmeyi beklediğim manzara bu değildi. Bir türlü bir araya gelemiyorduk. Yıllar sonra kardeşimle normal bir buluşma istemiştim sadece . Belli ki ikimiz de normal olamıyorduk.
Evin önünde iki siyah jip vardı kapı açıktı ve bir adamın bağırışlarını duyuyordum. Yavuz burada olmadığına göre Bade'nin başı beladaydı.
Mertin evde olmadığını umarak aracımdaki iki silahı bacağıma sabitledim. Yanıma yedek şarjör alıp , belime sabitlediğim cepli kemere koydum.
Kapıya doğru ilerlerken tek düşündüğüm Bade'ye zarar gelmemiş olmasıydi.

ELA BAŞABELA (GÜÇLÜ KADINLAR-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin