•2•

609 61 171
                                    

Yunho bu sabah çok değişik bir rüya görerek uyanmıştı. Rüyanın güzel olduğunu biliyor ama ne gördüğünü bir türlü hatırlayamıyordu. Evden çıktığında servisini beklerken de o rüyayı düşündü.

Servise bindiğinde ona el kol işareti yaparak yanına oturmasını isteyen Mingi'nin yanına oturdu.

"Eee dün ne yaptın? Halledebildin mi 'zort' işini?"

Yunho, Mingiye göz devirdi. "Evet hallettim. Ona yanlışlıkla mesaj attığımı, normalde 'zort' kullanmadığımı söyledim. Sonra bana numarasını nereden bulduğumu sordu, ben de açıkladım. Beni tanıyormuş, bana 'basketbol takımındaki popüler çocuk' dedi ve eğer bir daha mesaj atarsam kim olduğumu anlayabilmek için numaramı kaydetti."

"Ama hala rezilsin." diyip başkalarını rahatsız etmemek için kısık sesle de olsa bir kahkaha atti Mingi.

"Bu dönemin başında Heemin'e çıkma teklifi edicekken kızın üstüne kola döküp rezil olan da bendim, doğru."

"Sus ya. Ben en azından kolayı kızın üstüne döktükten sonra kıza çıkma teklifi etmekten vazgeçtim. Hatta kızın yüzünü görüp o olayı hatırlamamak için eşit ağırlıktan sayısala geçtim. Ama kız 2 hafta sonra şehirden taşındı. Neyse artık sayısaldan geri dönüşüm yok hem Jongho ile de aynı sınıfa düştüm, tanıdık falan ya iyi oluyor."

İkili okula gidene kadar sohbet etmişti. Okula vardıklarında ise ikisi de kendi sınıfına gitti. Eskiden aynı sınıftalardı anacak bu yılın başında onlardan bölüm seçmeleri istenmişti. Mingi, Jongho gibi sayısal okurken Yunho ve Hongjoong ise eşit ağırlık okuyordu.

"Günaydın hyung."

"Günaydın. Nasılsın? Dünkü mesaj işini halledebildin mi?"

Yunho yine aynı soruya maruz kalınca sabah serviste Mingi'ye anlattığı şeyleri Hongjoong'a da anlattı. Zaten o olanları anlatmayı bitirdiğinde matematik derslerine giren Bay Jooheon sınıftan içeri girmişti.

"Sabah ilk ders nasıl matematik olabilir ya. Başlarım böyle işe. Hocayı seviyorum ama ilk dersten matematik hiç çekilmiyor."

"Sen ilk dersinin Fizik olmadığına şükret. Jongho ve Mingi'ye acıyorum. Sayısal okumak zor olmalı."

"Yazık..."

"Neyse derse odaklan sonra Jongho'nun başının etini yeme. Zorla konu anlattırıyorsun diye her gün seni bana şikayet ediyor."

"Off tamam."

İkili susunca onlara bakan hocayla göz göze gelmişlerdi.

"Evet, arkadaşlarınız da sustuğuna göre artık dersimize başlayalım. Nerede kalmıştık?"

Hongjoong, Yunho'ya 'ben sana demiştim' bakışları atıyordu. Sonra ikisi de kitaplarını çıkardı ve Bay Jooheon'u dinlemeye başladılar.

•••••••••••

Öğle arası olmuştu, Seonghwa da yemeğe gitmek için arkadaşlarını -kaosun kendileri- çağırmak sınıftan içeri girdiğinde ilk duyduğu şey Wooyoung ve San'ın bağrışmalarıydı.

"Yemeğe gelicek misini-"

"HAYIR! DOKUNMA. SAN DOKUNMA! BAS GİT!"

"Sen de gelip sırtıma çıkmaya çalışmasaydın."

"Ya ama ben vazgeçtim. Şu an zorlamanın bir anlamı- YA GİT!"

"Artık çok geç."

"İMDATT! ADAM KAÇIRIYORLAR!"

zortladin knk | ateezWhere stories live. Discover now