32.bölüm

9.4K 469 15
                                    

bölüm şarkısı => Mabel Matiz - Sarmaşık

°
Sırtımı yasladığım soğuk kapıda aşağı doğru kayarak yere oturdum.
Canım yanıyordu, çok fazla yanıyordu.
Dakikalar öncesinde sarılmak istediğim adamı kendi ellerimle itmiştim.
Çok öfkeliydim ona, çok kırgındım ve çok aşıktım..
Bu üçü bir araya geldiğinde enkazdan farksız oluyordu ruhum.

Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyorken artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Yıllar sonra karşıma çıkmasını beklemiyordum.
Bu şekilde çıkmasını da beklemiyordum.
Beni öylece bırakıp gittikten sonra hiç bir şey yokmuş gibi karşımda dikilemezdi.
Tanrım, nasıl bir kalp sızısı bu?
Hiç dinmeyecek mi?

Sırtımı yasladığım kapı tıklatılınca hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım.

"Elyasa, lütfen aç kapıyı."
Neden gelmişti?
Ellerini göğüs kafesimden içeri soksa ve kalbimi söküp alsa bu kadar acımazdı canım.

İçimi çekerek oturduğum yerden kalktım ve göz yaşlarımı sildim.

"Neden?" diye sordum sesimin titrememesini umarak. Onun karşısında yıkılmamalıydım.
Bana güçlü olmayı öğreten adam konu kendisine geldiğinde yerle bir etmeyi biliyordu.

"Konuşalım biraz."

Kafamı iki yana sallayarak kapıyı araladım.
Biliyordum ağladığım belli oluyordu ama umrumda değildi.

"Seninle konuşacak hiç bir şeyimiz kalmadı." Dediğimde gözlerinin birer boşluğa dönüştüğünü hissettim.

"Yapma." diye fısıldadı. "Bak buradasın işte, beklemişsin beni."

Başımı olumlu anlamda salladım. "Bıraktığın yerdeyim." Zorlukla yutkunarak devam ettim. "Ama bıraktığın gibi değilim."

Koyu irisleri bir parıltı ile parladı. Kalbimin sızısı arttı.
Ağlayacak mıydı?
Dolan gözlerine daha fazla bakamadım.
O yaşlarda kendimi görmek istemedim.

"Sana yakınlaşmama izin ver. Her şeyi anlatacağım."

"Bana bir adım daha yaklaşsan çarpacağın şey aramıza ördüğüm duvarlar olur."

Hayran olduğum adem elması güçlükle hareket etti, yutkunma sesi neredeyse buraya kadar gelmişti.

"Yaralarımı iyileştirmene ihtiyacım var Nepenthe."

Gözlerimi kırpıştırarak dolmasına izin vermedim.
Yüzüme ise en ifadesiz maskemi takındım.
Ruhumun çevresinde soğuk rüzgarlar esiyordu, hayal kırıklığıyla karışık..

"Beni nasıl kendi yaralarımı iyileştirmeye zorladıysan, sende öğren."

"Bende zorundaydım." Diye karşı çıktı. "Lütfen anlatmama izin ver." Neyi anlatacaktı?
Beni nasıl terk edip gittiğini mi?
Canımı daha fazla yakmasına izin veremezdim.

"Git." Diye fısıldadım. Sesim o kadar güçsüz çıkmıştı ki.
Tan bana doğru bir adım atacaktı ki elimle durdurdum onu. "Sadece git." dedim kararlılıkla.
Düşen omuzları yüküme yük kattı ve Tan usulca arkasına döndü.
Gözlerinin dolduğunu görmek canımı çok daha fazla yakmıştı.

Tan merdivenleri inerken kapıyı kapattım ve güçsüzce yere çöktüm.
Bu kez hıçkırıklarımı hiç tutamamıştım.
İçimde ne var ne yok bağıra çağıra ağladım bu gece.

°

sizi seviyorum ⭐

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Where stories live. Discover now