zwanzig'

2.5K 195 19
                                    

"Jeongguk."

Arka bahçeye doğru yürüdüğünde esmer genci gördü Jeongguk. Kendisine seslendiğinde ise hiç beklemeden hızlı adımlar ile yanına doğru ilerledi.

Taehyung da kendisine doğru ilerlediğinde, yaklaşır yaklaşmaz direkt olarak kollarını doladı onun boynuna. Esmer olan biraz daha uzun ve yapılıydı.

Belinde hissettiği eller ile parmak uçlarında durduğunda, kafasını onun boynuna gömdü. Oldukça güvenli hissettiriyordu.

Taehyung, belini adeta bir kemer nidasıyla sardığında, daha çok çekti Jeongguk'u kendine. O ise bu durumdan oldukça hoşnuttu.

"2 ders boyunca beraberiz."

Jeongguk, mırıldanarak konuşup bitirdiği cümlesinin ardından, Taehyung'un boynunun açıkta kalan kısmına ufak bir buse kondurdu.

Taehyung kafasını salladı ve beyaz tenli çocuktan ayrıldı. Elleri hâlâ belinin üzerinde duruyorken Jeongguk'un yüzü üzerinde gözlerini gezdirdi ufakça.

Jeongguk, onun ensesinde olan ellerinden birini yanağına çıkardı. Onu hafifçe kendine doğru çekerken bir kez daha parmak uçlarında yükselip dudaklarına öpücük bıraktı.

Taehyung sırıttığında ellerini çekti. Jeongguk da her ne kadar istemese de aynısını yapmak zorunda kaldığında, esmer olan elinden tuttu.

Sadece birkaç adım ötelerinde duran banka doğru ilerlediler ve bu esnada Jeongguk, sadece birbirine kenetledikleri parmaklarına bakıyordu. Beyaz teninin üzerine gelen esmer bir ten, kendisini tamamlıyordu adeta.

Kahverengi banka oturduklarında, Taehyung kendisini kolundan nazikçe tutup sırtını göğsüne yasladı. Bacaklarını da bankın üzerine koyduğunda, arkasındaki bedenin nefesini ensesinde hissetti.

Taehyung, kucağında yarı yatar bir pozisyonda oturan gencin omuzlarına kollarını doladığında kafasını da omzuna koydu. Açıkta kalan beyaz tenine burnunu sürtüp sıkı sıkı öptü.

"Kokunla sarhoş olurum dedikleri doğru sanırım."

Jeongguk, boynunda hissettiği sıcak nefeslerle beraber Taehyung'un güven dolu kolları altında daha şimdiden mayışmış hissediyordu. Derin bir nefes alıp çenesinin altında duran esmer elini öptü.

"Çok güzelsin Jeongguk," dedi Taehyung. Boynu üzerine ardı ardına bir sürü öpücük bırakıyordu. "Nefesimi kesiyorsun."

Beyaz tenli çocuğun yanakları al al olurken büyükçe gülümsedi. Yüzü hemen omzunun üstünde olan Taehyung ise kendisini bu esnada görüyordu.

Bu sefer ise yanağında hissettiği dudaklarla beraber yüzünü yana doğru çevirdi. Onun benzersiz yüzüyle karşı karşıya olmak, Jeongguk için inanılmaz derece mükemmel bir şeydi.

Taehyung, dudaklarına yaklaşıp sıkı sıkı öptü ve geri çekildi ancak bu kadarıyla yetinemediğini düşünüp ardı arkası kesilmeyecek şekilde öpücüklerini yerleştirdi Jeongguk'un dudaklarına.

Beyaz tenli çocuk ise bu durumdan oldukça keyif alıyordu. Fakat onunda yetinemediği bir durum vardı ve bunu halletmek için ellerini Taehyung'un yanağına koyup dudaklarının ayrılmamasını sağladı.

Birkaç saniye bu şekilde hareketsiz geçerken, Taehyung daha fazla beklemeden dudaklarını oynatmaya başladı. Onun alt dudağıyla ilgilenmeye başladığı esnada Jeongguk da kendisine karşılık vermeye başladı.

Oldukça yavaş ve sakin bir şekilde dudaklarını oynatıyor ve emiyorken Jeongguk ellerinden birini onun ensesine koyduğunda diğerini ise yanağından ayırıp Taehyung'un omzuna koydu.

-

Zil sesini duyduklarında Jeongguk kendini geri çekti. Ufak ufak aralarla bir ders boyunca öpüştüklerinde çoktan dudakları şişmişti. Ancak bundan bir gram şikayetçi değillerdi.

"Zil çaldı, birçok kişi buraya gelir."

Jeongguk, konuşmak için ayrıldığı dudaklara bakarken konuştuğunda sanki bunu söyleyen kendisi değilmiş gibi birkaç saniye süren bir öpücük sundu.

Taehyung'un dudağı yukarıya doğru hafifçe kıvrıldığında, kucağında oturmuş olan bedenle beraber ayağa kalktı. Ellerini ondan çekerek yavaş yavaş yere indirdi. Bu esnada ise çoktan birkaç kişinin buraya doğru gelmişti.

"Lavaboya gidelim."

daisy of thanks ✓Where stories live. Discover now