33.bölüm

9.5K 449 24
                                    

bölüm şarkısı => Sena Şener - Sevmemeliyiz

bir önceki bölümün part ikisi olarak düşünebilirsiniz,
keyifli okumalar ♥

°
Zaman üzerimizden akıyorken saat 3.27'yi gösteriyordu.
Gecenin ıssız karanlığı tüm şehri etkisi altına almıştı.
Oturduğum koltukta gözlerim açık olsa dahi etrafı göremiyordum.
Çünkü artık karanlıktan korkmuyordum.
Onun gidişiyle beraber karanlık benim en yakın arkadaşım olmuştu.

Dış kapıdan gelen tıklatma sesleri ile oturduğum yerden kalktım. Gelen kişiyi tahmin etmek zor olmamıştı benim için.
Bir tarafım ona kör kütük aşıkken, diğer tarafım ondan nefret ediyordu.
Bu yüzden gelişi beni hem heyecanlandırıyor hem de öfkelendiriyordu.

Kapıyı araladığımda seri adımlarla aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi ve dudaklarımı öptü.
Teması karşısında afalladım ve olduğum yere çivilendiğimi hissettim.
Tan ayağı ile hemen arkasında ki çelik kapıyı kapattı ve ellerini belime dolayarak ayakta kalabilmemi sağladı.
Tüm bunları yaparken dudakları hala dudaklarımın üzerindeydi.

Kısa bir süre sonra usul usul hareket ettirdi dudaklarını, ben ise hala sabittim.
Onu ne kadar özlediğimi bir kez daha fark ettiğimde göz pınarlarımdan acılarım aktı bu kez.
Göz yaşımın tuzlu tadı dudaklarımızın üzerine ulaştığında geri çekildim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Özür dilerim."

Alayla gülerek kollarının arasından çıkmaya çalıştım fakat izin vermedi.
Bu beni daha çok öfkelendirdiğinde "Bırak!" diye bağırdım ama nafile.

"Sikeyim! Ağlama."

Göz yaşlarımı serbest bıraktığımda onun kollarının arasında hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim.
Bağıra çağıra hesap sormak istedim.

"Bana acı vermekten başka hiç bir şey yapmıyorsun." dediğimde gözlerinde hayal kırıklığı parıldadı. Ve ardından o parıltı sol yanağından usulca aktı.
Onun ağladığı bir dünyada nefes almak istemiyordum...

Gözlerine daha fazla bakamadığımda hıçkırıklarımı serbest bırakarak anlımı göğsüne yasladım ve "Neden?" diye fısıldadım. "Neden yaptın bunu bize?"

"Ben senden hiç gitmedim Nepenthe."

Yaşayamadıklarımıza ağladım.
Bir de şu an yaşadıklarımıza..

Canım öylesine acıyordu ki, içimde sönmek bilmeyen bir yangın vardı sanki.

"Gittin, sen beni terk ettin." Gerçekleri bir kez daha yüzüme çarparak kendime gelmeyi bekledim.
O sessiz kaldıkça devam ettim.
"Gözlerimi kapatıp sana dokundum ben." Yaşadığım o çaresiz anları anımsadım. "Her gece sana sarılır gibi yastığına sarılarak uyudum." Kokusundan derin bir nefes çektim.
Buradaydı işte, bu kez hayaline değil gerçeğine yaslıyordum başımı.

"Sen yokken sana aşık oldum." Diye fısıldadım. "Sonra nefreti besledim içimde. Sana dair ne varsa silip attım."

Göğsü inip kalktığında iç çektiğini anladım.
Ardından yutkundu.
Ağlıyordu.
O ağlıyordu ama benim canım yanıyordu.

"Çok büyüdüm, öldüğünü sandığım çocukluğumun aslında ölmediğini ve benim içimde senin aşkınla can bulduğunu fark ettim." Derin bir nefes alarak başımı yasladığım göğsünden çektim ve gözlerinin içine baktım.
Yaşlarla dolu koyu gözleri canımı çok acıtıyordu.

"İçimdeki çocuk hep sana aşık kalacak." Diye fısıldadım. "Ama karşında duran bu kadın senden nefret ediyor."
Ve Tan'ın alaşağı olduğunu gördüm.

Gözlerimi kapatarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Uzun bir öpücük bıraktım özlediğim dudaklarına.

Geri çekildiğimde artık kollarının arasında değildim.

"Şimdi git."

Yutkunarak yüzüme baktı. Acı çekiyordu, görüyordum ama bende acı çekiyordum.
Yıllardır onun hasretine sarılıp avunmuştum.
Şimdi nasıl hiç bir şey olmamış, hiç acı çekmemiş gibi yıkabilirdim aramızdaki duvarları?

"Yapma, yanında olmama izin ver."

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Git."

Tan dış kapıyı açarak çıktığında ardından kapattığım kapıya dayanarak ağladım.
°

sizi seviyorum 🕊️

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Where stories live. Discover now