Jungkook: bilirsin işte Dolaşmak yemek yemek falan Ya da sen ne istersen onu yaparız
Lisa: çok etkileyici bir teklif oldu teşekkürler
Jungkook: özür dilerim sanırım Bu konularda pek iyi değilim Geriliyorum şuan lütfen bi cevap ver
Lisa: mdkslmsldşw pekii Bugün seninle takılırım Ne yapmak istersen onu yaparız hem Gerilmene gerek yok
Jungkook: akşamdan beri ne yazsam diye düşünüyordum Uyku tutmadı
Lisa: akşam sıcak duş alıp içini ısıtacak şeyler içtin değil mi bu arada?
Jungkook: hayır
Lisa: aptal Ateşin var mı
Jungkook: sanırım biraz Ama sorun değil seninle vakit geçirmek istiyorum
Lisa: beraber sonra da vakit geçirebiliriz jungkook Ama bugün dışarı çıkarsak daha da hasta olursun
Jungkook: Lisa bugün seni görmek istiyorum ama ben
Lisa: cidden çocuk gibisin Yorganın içine gir ve beni bekle Ayrıca konum at sana ilaç ve yemek getireceğim
Jungkook: tamam
☄️
Elimdeki çorba ve ilaç poşeti ile Jungkook'un kapısının önündeydim. Üstümü düzelttikten sonra zile basıp kapının açılmasını bekledim.
Kapıyı açtığında dağılmış saçları ve hasta olmasına rağmen beyaz tişörtü ile duran Jungkook kapıyı açtı. Sanırım evde tekti.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum. Mutfağın yerini gösterir misin?"
Belimi tek kolu ile sarıp beni yönlendirmeye başladı. Girişin sağında duran kapıdan mutfağa girince elimdeki tencereyi ocağın üstüne koyup ısınması için altını açtım.
"Hiç gerek yoktu buna Lisa. Buraya gelmen benim için yeterliydi."
"Kendine iyi baksaydın şuan başka şeyler yapıyor olabilirdik. O yüzden sus ve hemen iyileş."
"Tamam anne."
Gerçekten de ben çorbayı tabağa koyup onu yatağına yatıraba kadar susup sadece beni izlemişti. Aklından bir şey geçiyordu ama Jungkook'u çözmek zor olduğu için hala anlamamıştım.
"Ağzını açabilirsin artık çorbayı içmen gerek." Bu dediğime gülüp çorbayı elime aldım.
Bir kaşık içtikten sonra yüzünü butuşturdu ve çorba ekşi olduğu için sızlanmaya başladı.
"Abarma bunu içip iyileşmen gerek."
"Ama tadı gerçekten kötü."
"Eğer çorbayı içersen seni rahat bırakırım."
"Peki rahat bırakmanı istemiyorsam?"
Dediğine gülümseyip ağzına bir kaşık daha çorba vermiştim.
"O zaman rahat bırakmam ama uyuyup dinlenmen lazım."
"Benimle kalırsan içip bitiririm."
"Sen uyuyana kadar seninle beraber kalırım ama önce bu çorbayı bitir."
Elimden çorbayı alıp kaseden kafaya dikmeye başlamasıyla ufak bir kahkaha attım.
Başlarda serseri olduğunu düşündüğüm Jungkook şuan 5 yaşındaki bir çocukla uğraştırıyormuşum gibi hissettiriyordu.
Kesinlikle bu halini daha çok sevmiştim.
Çorbayı bitirip yatağının başındaki komodine koyduğu gibi beni kollarıyla yatağın içine çekti. Bu hareketini beklemediğim için sessiz bir çığlık attım.
Üstümüze yorganı örttükten sonra beni kollarıyla sıkıca sardı.
"Artık gerçekten yanımdan gidemezsin Lisa."
Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.
Sınavlarım haftaya bitiyo daha sık bölüm gelmeye başlayacak sınav haftamdan sonra