- finished (1/1)

15.6K 918 837
                                    

dua edin watty bunu da kaldırmasın ağzımızın tadıyla bir smut okuyalım 🤳🏻

"Señorita, sen hilekarsın.
Eh sanırım bende."

Gözümün önüne gelen siyah saçlarımı hafifçe savururken dudaklarım arasından kaçan isteksiz nefesim bıkkınlığımı bizzat belli ediyordu. Alnımda bir kaç ter damlasının biriktiğine adım kadar emindim ki henüz dün gece duş almış olmam aklıma gelmesi keyfimin kaçmasına neden olmuştu. Ben sorumluluklarına bağlı ve planlı programlı yaşayan bir erkektim ama gelin görün ki öyle bir raddedeydim ki her şeyi salmam an meselesiydi. Biraz iyi yönünden bakmak istiyorum ki alnımda biriken ter ise kendi kazancım ve emeğimdi. Çünkü sabahın sekizinden beri bilmem kaçıncı defa düzelttiğim tişörtlerin tekrar üzerinden geçip özenle katlamaya çalışırken bu çabam takdir edilesiydi. Kırmızı tişörtleri özenle katlarken oflamamı yinelemiş sabırlı olmaya çalışmıştım. Başak burcu biri olarak işten kaytarma gibi bir durumum da söz konusu değildi çünkü takıntım yüzünden üzerime vazife olmayan işlere bile ben koşturuyordum.

"Jungkook! Hemen kasaya bakabilir misin? Birkaç dakikalığına depoya inip geliyorum."

Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Hyojoo noonanın elindeki iki tane ufak koliyle uğraştığını görmüş ve gerçekten yardım etme tenezzülünde bile bulunmamıştım. Günün yorgunluğu daha yarısındayken baş göstermişti ve ben artık bağıra bağıra gitmek istiyordum buradan. İşin kötü tarafı ben kasa bölümünden anlamıyordum bile. Vazgeçtim, kolileri yüklenip kasa kısmından yırtabilirdim. Fakat depo daha yorucuydu ve noona çoktan merdivenleri inmek için koşuşturmasına devam etmişti bile. Kafamı kasaya çevirip beni bekleyen iki müşteriyle birkaç saniye bakışmıştım.

Negatif enerjimi saçmamaya çalışarak elimdeki tişörtü bırakıp hızla oraya yöneldim ve kısa bir gülümseme sunup kadının elindeki tişörtle eteği almıştım. Ne var biliyor musunuz? Ben Jeon Jungkook üniversite öğrencisiyim ama çalıştığım mağazanın kasa bölümüne adım dahi atmamıştım ve şuan gelişigüzel davranacaktım. Alarmı sök, parayı al ve güzelce poşetleyip 'iyi günlerde kullanın' amblemini sunarak paketi iade et. Sanırım karşımdaki kadın da benim bu konuda tecrübesiz olduğumu anlamış olmalıydı. Yani bilmiyorum ben öyle hissettim.

Bir kere. Hayat sadece bir kere yanımda oldu ve sorunsuz bir şekilde ödemeyi halletmiştim. Tek sorun kasayı açmamış ve para elimde kalakalmıştım ama neyse ki para üstü mevzularına girmemiştim. Kadın tam vermişti. Bana samimi bir şekilde gülümseyip giderken arkasından gülümseyip hafifçe eğildim ki o sırada noona saçlarını atarak geliyordu.

"Geldim. Bir sorun çıkmadı değil mi?" deyip nefes nefese yanıma geçerken yaka kartını düzeltti. Geldiğine o kadar sevinmiştim ki bu bakışlarıma bile yansımıştı. Elimdeki parayı hafifçe saklayarak gösterirken kısık sesle "Kasa nasıl açılıyordu?" dedim. Önce bana ve sonra elimdeki paralara bakarken gözlerini devirdi ve oflayıp elimden hışımla parayı aldı. Kasayı açarken söylemeyi ihmal etmedi tabii. "Neden söylemedin kasayı bilmediğini?" elim ensemde arkasına geçerken diğer ki müşteriye gülümseyip işlemleri hızlandırmıştı.

darkness of lust | taekook✔Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang