Bölüm 3

25 21 19
                                    

İlk başta biz ailelerimizle gittiğimiz zaman daha yarısına bile gelinmemişti ama çok hızlı bir şekilde yapma ya devam ediyorlar. Ekiple gizli yerlerini veya gizli tünelleri var ise onları arıyorduk çünkü içerisini görmemiz gerekiyordu gerçekten de güvenilir miydi diye o esnada aramamız devam ediyordu.

Ekibimden cihat :" ayrılıp öyle aramamız gerekiyor Cihan" dedi.

Ben ise hayır 'Cihat' olmaz dedim anca beraber kanca beraber aramaya devam ediyorduk ve sonunda ' Jiyan ' bize bir kapı bulmuştu.

Çağırdı hepimizi  'kapı burda, kapı burda' diye seslendi.

Hepimiz o kapıya doğru gittik kapayı açalım dedik ama çok zor Du ve dev gibiydi kapı bunu açamazdık. Umudumuz artık tam yıkılacakken birden yerden büyük borularının döşendiğini gördük ve boruları giderler için yapılmış tı tek çaremiz de orasıydı.

Berdan 'Cihan burası hem çok korkunç hemde çok karanlık değilmi' dedi.

Ben ise ona dedimki ne olursa olsun gitmemiz gerekiyor ve  içerisini görmemiz gerekiyordu. Hepimizin elinde el feneriyle boruların içine girdik büyük tü baya tabi yavaş yavaş ilerliyoruz borularda tabi ayaklarımızın altında sular da geçiyor.

Bir an önce içeriğini görüp çıkmamız gerekiyordu. İleri doğru giderken hemen üstümüzde bir kapak gördük ve bu kapağı açmak için en cüssemiz olan özgürü çağırdım.

Özgür bu kapağı açar mısın dedim.

Özgür 'elbette cihan dedi'.

Kapağı doğru ilerledi ve kapağı açmak için baya bir zorlanmıştı ama en sonunda açmıştı kapağı hepimiz kapak açıldıktan sonra içeriği görmek için bir fırsat edindik ama kalenin içerisi işçilerle doluydu içeriğini halen yapıyorlardı bir sürü binalar gözüküyordu. Çok güzeldi bunu görmemiz bile bize yeterdi hepimiz tam kafamızı indirelim derken özgür yanlışlıkla kafasını kapağa vurmuştu bunu duyan işçiler bizleri gördü ve hepsi bizi yakalamak için kapağın oraya koşmaya başladılar.

O esnada ben de özgüre 'özgür hadi kapağı kapat yoksa yakalıyacaklar bizi'

Özgür de 'tamam cihan elimden geleni yapıyorum' dedi.

O cüsse onda olduğu için ağır yükleri çoğunlukla o yapıyordu ve kapağı kapatmayı başardı ama bu sefer boruların içinde adamların sesi vardı. "hadi koşun, koşun, yakalamamız gerekiyor bunları diye bağırıyorlar dı.

Bende o esnada haydi gençler koşmaya başlayın ve koşarken de özgürce dedim ki 'özgür kafan nasıl oldu'.

Özgür 'iyidir cihan çok bir sıkıntı yok'  dedi.

Ben de peki dedim ve halen soluk soluğa koşmaya devam ediyoruz. Aydınlığı görüyoruz az kalmıştı yaklaşmamıza arkama bir baktım adamlar çok yakına gelmişler di bile ben ekipe ekip haydi daha hızlı dedim ve birden daha hızlı koşmaya başladık ve sonunda borunun içinden çıktık.

Hemen kardeşim serhata ' serhat haydi arabayı çabuk çalıştır dedim.

Kardeşim serhat ise' tamamdır abi hemen çalıştırıyorum deyip arabaya koşup arabayı çalıştırmaya başladı tabi adamlar arkamızda gittikçe daha da çok oldular. Biz de arabayı çok yakındık artık hatta arabaya bindik bile hepimiz ve kardeşim serhat arabayı çalıştırır çalıştırmaz gaza basıp oradan uzaklaştırdı.

Hepimizii sağ salim kurtulmuştuk ordan ama çok yorulmuştuk arabadan arkama bakınca adamların durduklarını ve eski yerlerine geri döndüklerini gördüm ve aklımda soru işareti bıraktırdı bana neden öyle kötü bir şeklide arkamızdan koştular acaba bizden sakladıkları bir şey mi var ve neden arabaya bindiğimiz gibi peşimizi bırakıp eski yerlerine geri döndüler.

CEHALETİN BAŞLANGICI Where stories live. Discover now