Görüşürüz İstanbul

611 55 4
                                    

Kumsal

"Saçmalama Meriç. Tabiki değişmeyeceğim. Ben oraya kariyer yapmaya,merak alanımı genişletmeye gidiyorum.Ortam yapacak olsaydım bunu Boğaziçi'nde de yapardım."
2 saattir Amerika'nın boktan bir yer olduğunu. Herkesim zevk için takıldığını,insanların eğlenmekten başka bir şey yapmadığını bana anlatan Meriç'i avutmaya çalışıyordum. Ben ve çevrem Cambridge Üniversitesi'ne gideceğime o kadar inanmıştık ki Amerika hepimiz için şok olmuştu.
Dinine bağlı sayılabilecek ailem oraya gideceğim için üzgündü. Babam hala başka üniversitelere de başvurmam gerektiğini söyleyip duruyordu ama olan olmuştu bir kere. Amerika çok güzel bir ülke bu kadar telaşa kapılmaları anlamsızdı. Sanki beni bilmiyormuş bana güvenmiyormuş gibi davranıyordu herkes ve bu gider ayak canımı sıkmaya başlamıştı.
Sonunda Meriç'i ikna edip onunla vedalaştıktan sonra son hazırlıklar için eve geldim. Yarın geceye almıştık bileti. Bu kadar erken gitmemin sebebi ise Yeni üniversitemin 1 hafta sonra açılıyor olmasıydı. 1 hafta da anca adaptasyon sağlardım.Kalacak yeri babam ayarlamıştı. Emlakçı arkadaşları vardı ve New York'ta güzel bir gökdelende bir oda ayarlamıştı bana. Bunu yapmayı kendilerine borç biliyorlardı çünkü hayatım boyunca onlara hiç yük olmamıştım. Okullarımı burslu okumuş lüksü sevmeyen biriydim.
Son hazırlıklarımı yaptıktan sonra New York'u detaylı bir şekilde araştırmaya başladım. Oraya gidince afallamak istemiyordum.
Fotoğraflara baktıkça ailemin ne demek istediğini anlıyor gibiydim. Sokakta sevişen çiftlerden uyuşturucu satıcılarına kadar hemen hemen her şey vardı. Medyada gezinirken ilgimi "Onur haftası"(pride) çekti. Eşcinsellere karşı değildim. Okuldan birkaç tane eşcinsel arkadaşım vardı ve iyi tiplerdi. Ailem homofobikti ama. Bunun için onları suçlayamazdım başka ülkelerde homofobik tipler yadırganırken bizim ülkemizde eşcinsellere tiksintiyle bakılıyordu hala.
Biraz daha gezindikten sonra leptopumu kapatıp uykuya daldım.

"Her şeyini kontrol ettin değil mi? Baksaydın iyice?"

"Ettim anne ettim. Hadi gidelim"

Havaalanına giderken arabada garip bir sessizlik vardı. Ağlamamak için zor duruyorlardı bu hallerine gülümsemedem edemedim. Sevildiğimi bilmek güzel bir histi. Yoldayken bile abim hala bana orda yapmamam gereken şeyleri söylüyorlardı. Baymıştı bu muhabbet artık. Heralde şuan sevgilim olduğunu bilseler kalpten gideceklerdi. Evet daha öncede söylediğim gibi ailem doktor. Böyle şeylere karşı olmaları medeniyetin meslekle alakalı olmadığını kanıtlıyor sanırım.
Havaalanına geldiğimizde gözümden akan yaşlarla annem bana sarıldı.

"Sizi çok özleyeceğim."bu onlardan ilk ayrı kalışımdı. Hiç zor olmaz diye düşünüyordum ama şuan bile onlara duyacağım özlemi anımsıyordum.

"Yapma böyle. Bizde seni çok seviyoruz. Hem sanki 3 yıl boyunca hiç gelmeyeceksin. Yazları gelirsin."

Uçağımın kalkmasına 1 saat kalmışken ailemle son defa vedalaşıp valizlerimi teslim edip uçağıma ilerledim. Camdan bana el sallayan aileme elimle öpücük gönderip uçağa bindim.
Çok heyecanlıydım. Hayatımda ilk defa yurtdışına çıkıyordum. Gittiğim yer ise belkide çoğu insanın hayali ama benim geldiği için üzüldüğüm bir ülkeydi.
Amerika.

"Kendine dikkat et sevgilim. Seni seviyorum. Yerleşir yerleşmez görüntülü konuşuyoruz."
Ah!
Meriç'e mesaj atmayı unutmuştum. Buraya gelmeyi çok istemişti ama 3 yıldır aileme anlatmamışken gider ayak onlara şok yaşatmak istemiyordum. Zaten 3 yıl sonra evlilik kararı aldığımızda tanıştırırdım.

Uçak kalkmaya hazırlanırken telefonumu kapatıp kemerimi bağladım.

"Selam."
Dedi yanımda oturan olgun ve modern görünümlü bir kadın.

Yarım Kalmış(gxg)Where stories live. Discover now